Mesajı Okuyun
Old 27-03-2007, 16:52   #2
halit pamuk

 
Varsayılan

Bu karara dikkat:

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU, Esas.1980-2348, Tarih 19/10/1983





Taraflar arasındaki "elatmanın önlenmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Asliye 4.hukuk mahkemesince davanın reddine dair verilen 4.5.1979 gün ve 486 - 226 sayılı kararın incelenmesi davacı hazine tarafından istenilmesi üzerin yargıtay 1. hukuk dairesinin 14.11.1979 gün ve 12207 - 12866 sayılı ilamı :

(... Nizalı yer üzerinde bulunan ve davalı tarafından yapıldığı saptanan binanın yıkılmasını aşırı zarar doğurduğu anlaşıldığına göre MK.nun 649. maddesi uyarınca ve davacı hazinenin yararlanma derecesi de gözönünde tutularak asgari levazım bedelini geçmeyecek surette takdir olunacak bir bedel karşılığında binanın hazineye temliki suretiyle hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden yazılı olduğu üzere hüküm verilmesi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir. hukuk Genel kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadak kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşülüdü : 1 - Dava konusu 10 parsel sayılı taşınmaz istanbul şişli belediye hudutları içerisinde bulunduğuna göre hükümden sonra yürürlüğe giren 2805 sayılı yasanın 13/b-1 maddesi gereğince mülkiyetinin yerel belediyeye geçip geçmediği araştırılması; mülkiyeti belediyeye geçen yerlerden ise davacı hazinenin aktif dava ehliyetinin ortan kalktığı gözönünde tutularak sonucuna göre bir karar verilmelidir. 2 - Bilindiği gibi; Mk.nun 649. maddesi hükmün göre arsa malikinin açtığı ve yapının yıktırılması ağaçların sökülmesi istemin kapsayan davalarda aşırı zarar gerçekleşmiş olursa ( hakka uygun bir tazminat verilmedikçe) yıkmaya veya sökmeye karar verilemez. Nitekim özel daire bu ilkeyi bozma ilamında açıkça dile getirmiştir. O halde 4.3.1953 gün ve 10/3 sayılı içtihadı birleştirme kararının gerekçesinde benimsenen ve uygulamada istikrar kazanmış bulunan (HGK.9.9.1964 gün ve E.1/256 K. 546 ve yine HGK. 3.11.1973 gün ve E. 1/93 K. 830 ve 14.9.1983 gün 1980/1-2532 E. 1983/813 K. ilke uyarınca binanın yıkılmasına yada ağaçların sökülmesini de kapsayan elatmanın önlenmesi davalarıda aşırı zarar doğuracağı nedeniyle yıkmaya sökmeye imkan olmadığının anlaşılması halinde malzeme parası olarak birşey ödeme isteyip istemediği mahkemece sorulmak ve arsa maliki olan davacı bu isteği kabul etmediği takdirde davalının ayrı bir dava ile inşaat yada garsiyat için harcadığı parayı istemekte serbest olduğunu gözönünde tutarak yıkma yada sökme isteğinin reddine karar verilmek; buna karşın davacı hakka uygun bir tazminat ödemeyi kabul ettiği takdirde de MK.nun 649. maddesi hükmünce gerekli inceleme yapılarak davalının isteyebiliceği haklı (muhik) tazminat tesbit edilerek hüküm bağlanmak gerekir. Yargıtayın artık kurallaşmış bulunan bu uygulaması ile başkaca bir dava açılmasına gerek kalmaksızın taraflar arasındaki uyuşmazlık daha az giderle daha çabuk ve kolay daha sağlıklı bir şekilde çözülecektir ki, bu çözüm tarzı anayasanan 141/son ve HUMK.unun 77. maddeleri hükümlerine de uygun düşecektir. Kaldıki bu davada bozma ilamına uyulmasına isteyen davacı hazine yukarıda vurgulanan ve bozma ilamında da açıkça ifadesini bulan bu esası benimsediğine göre hukuk genel kurulunca da benimsenen özel daire bozma ilamına uyulmak ve o çevrede gerekli işlem yapılmak gerekirken yasaya uygun düşmeyen gerekçelerle eski kararında direnmesi ayrıca ve kabul şekli bakımından bozmayı gerektirir. SONUÇ : Davacı hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının özel daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 19.10.1983 gününde oybirliğiyle karar verildi.