Mesajı Okuyun
Old 21-01-2016, 22:07   #26
mass

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU
ESAS NO. 2013/11-1842, KARAR NO. 2015/1101, KARAR TARİHİ. 27.3.2015
>BANKANIN KREDİ ALACAĞI--MAAŞ HACZİ--MAAŞ HESABI ÜZERİNE BLOKE KONULMASI-- İSTİRDAT DAVASI

2004/m.83

ÖZET : Dava, davacının maaş hesabı üzerine konulan blokenin kaldırılması ve bu yolla tahsil edilen paranın isdirdadı istemine ilişkindir. İİK'nun 83. maddesi uyarınca maaşların kısmen haczi mümkün olup haczedilecek kısım maaşın 1/4'ünden aşağı olamaz. Öte yandan, anılan maddede sayılan mal ve hakların haciz olunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar da geçerli değildir. O halde, açıklanan hükümler gözetildiğinde davacının maaşının yalnız 1/4'ü oranında kesinti yapılabileceği halde, davalının davacıya ait maaş hesabının tamamını bloke etmesi hukuki dayanaktan yoksundur. Esasen bu hususlar mahkemenin de kabulünde bulunmaktadır. Ancak, mahkemece davalının yaptığı kesintinin icraya yönelik olması, kredi alacağının tamamının tahsil edilmemiş bulunması, kesinti miktarını düzenleyen mahkeme kararının ancak karar tarihinden sonra uygulanabileceği gerekçesiyle istirdat istemi reddedilmiştir. Yapılan bu değerlendirme dosya içeriği ile uyuşmamaktadır. Zira, davalı tarafın davacının maaşının tamamını bloke etmesinin yasal dayanağı olmadığına göre davalının haksız biçimde tahsil ettiği parayı iade etmesi gerekmektedir. Bu itibarla, mahkemece, yapılan açıklamalar çerçevesinde değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.

YARGITAY 15. Ceza Dairesi

Esas: 2013/7628

Karar: 2015/1783

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;

Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir

şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında,

zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde

tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması

gerekmektedir.

Somut olayda; şikayetçinin eşi M...'ün öldüğü, kalan maaşı şikayetçinin aydan aya aldığı, suç tarihinde ...Bankasına

maaşını almaya gittiğinde bankadaki memurun borcunun olduğunu bu nedenle parasının kesildiğini söylediği,

kendisinin bir borcunun olmadığını söylemesi üzerine banka müdürü olan sanığa yönlendirildiği, ...Bankası şubesi

müdürü olan sanığın, şikayetçinin ölen eşinin daha önceden kefil olduğu bir kredi sözleşmesi gereğince şikayetçinin

banka hesabına bloke koyarak üzerine atılı güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia edilen olayda; bilirkişi

raporlarında yapılan işlemin mevzuata uygun olmadığının belirtildiği ancak yapılan işlemin sadece hesaba bloke

koymaktan ibaret olduğu ve zilyetliğin devri amacı dışında herhangi bir tasarrufta bulunulmadığı, bilirkişi raporunda

da şikayetçinin herhangi bir zararının oluşmadığı ve işlemin 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 61. maddesindeki suç

tipine de uymadığının belirtildiği, böylece sanığa isnat edilen suçun kanunda belirtilen unsurlarının oluşmadığından

sanığın beraatına ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak

oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, Cumhuriyet savcılarının yerinde görülmeyen temyiz

itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 03.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.