Mesajı Okuyun
Old 10-08-2016, 15:03   #5
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

13.Hukuk Dairesi
Esas: 2007/11670
Karar: 2008/1690
Karar Tarihi: 11.02.2008


MENFİ TESPİT DAVASI - BANKANIN HAZIRLAYIP GÖNDERDİĞİ İKİNCİ KARTIN DAVACININ OĞLUNA TESLİM EDİLMESİ - KREDİ KARTININ TESLİMİ KONUSUNDA BANKANIN İHMAL VE KUSURU OLUP OLMADIĞI - DAVANIN REDDİ GEREĞİ - HÜKMÜN BOZULDUĞU

ÖZET: Kimse kendi kusuruna dayanarak başkasından bir talepte bulunamaz. Aksinin kabulü iyi niyet kurallarına aykırı olduğu gibi uygulamada pek çok suiistimallere yol açacaktır. Davalı bankanın kusursuz olduğundan davanın reddi gerekir. Aksi düşüncelerle mahkemece davalının kusurlu olduğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

(2004 S. K. m. 72) (5464 S. K. m. 8)

Dava: Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı, davalı banka <Bonus> kartı hamili iken talebi olmadığı halde <Premium> kartı çıkarılarak adına gönderdiğini, ikinci kartın oğluna teslim edildiğini ve bu kartla harcama yapıldığını, durumu 19.8.2005 tarihinde öğrenir öğrenmez ikinci kartı kullanıma kapattırdığını, kendisi kullanmadığından ikinci kartla yapılan harcamalarından sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, kartı bizzat davacıya teslim etmediğinden verilmiş; hüküm, davalı kusurlu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacının, davalı banka ile aralarında düzenlenen 15.5.2001 tarihli kredi kartları üyelik sözleşmesine göre aldığı kredi kartını kullanmakta iken, bankanın ikinci bir kartı düzenlenip ev adresine kurye ile gönderdiği ve evde bulunan oğlu tarafından teslim alındığı, taraflar arasında çekişmesizdir. Davacı isteği dışında düzenlenen ve oğluna teslim edilen kartı ile yapılan harcamalardan sorumlu olmadığı iddiası ile bu davayı açmıştır. Davalı, ikinci kartı sözleşmeye göre düzenleme yetkilerinin olduğunu kartı kurye ile davacının evine gönderdiklerini, evde bulunan oğluna teslim edildiğini, ilk kartın şifresi ile ikinci kartın şifresinin aynı olduğunu, şifreyi davacının oğlu bilmese idi kartı kullanamayacağını olayda davacının kusurlu olduğunu savunmuştur.

Taraflar arasındaki sözleşmenin 3. maddesi hükmüne göre, davalı bankanın davacı talep etmese bile ikinci bir kart düzenleyip göndermesi mümkündür. Bu nedenle davacının bu yöne ilişkin savunması yerinde görülmemiştir.

İhtilafın özümü için davalı bankanın hazırlayıp gönderdiği ikinci kartın davacıya değil de oğluna teslim edilmesinde bir ihmal ve kusuru olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Aralarındaki sözleşmede bankaca hazırlanıp gönderilen kartın nasıl ve kime teslim edileceğine dair bir belirleme yoktur. Olayın gerçekleştiği tarihte de ilgili yasalarda da bu hususta bir hüküm bulunmamaktadır. 5464 sayılı Banka kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 8. maddesinin son fıkrası <kart çıkaran kuruluşlar, banka kartı ve kredi kartlarının asıl kart hamiline teslim edilmesini sağlayacak önlemleri almak, reşit olmayan ek kart hamilleri adına düzenlenen banka ve kredi kartlarının asıl kart hamillerine teslimini sağlamakla yükümlüdür> hükmünü getirmiştir. Olayın gerçekleştiği tarihte 5464 sayılı yasa henüz çıkmamış ve yürürlüğe girmemiş ve uygulama alanı yok ise de, yasa koyucunun bu düzenleme ile güttüğü amaç ve gaye ihtilafın çözümlenmesine yol gösterip, ışık tutmaktadır. Sözleşmede ve olay tarihinde yürürlükteki yasalarda kredi kartının bizzat davacıya teslim edileceğine dair bir hüküm bulunmadığına göre, bankanın hazırladığı ikinci kredi kartını davacının sözleşmedeki ev adresine kurye aracılığı ile göndermesinde ve evde bulunan reşit olduğu anlaşılan oğluna tesliminde bankanın her hangi bir kusur ve ihmali bulunmamaktadır. Banka kredi kartının teslimi konusunda üzerine düşen görevi, gerekli özeni ve titizliği göstererek yapmıştır. Davacının iddia ettiği vasıf ve karakterdeki oğlunun eve girmesini ve kartı teslim almasını şifresi bilinmeden kredi kartı kullanılamayacağına ve şifresinin oğlunun eline geçmesini önleyecek tedbirleri almamakla kendisi kusurludur. Kimse kendi kusuruna dayanarak başkasından bir talepte bulunamaz. Aksinin kabulü iyi niyet kurallarına aykırı olduğu gibi uygulamada pek çok suiistimallere yol açacaktır. Yapılan bu açıklamalar ışığında davalı bankanın kusursuz olduğundan davanın reddi gerekir. Aksi düşüncelerle mahkemece davalının kusurlu olduğu kabul edilerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlere kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 11.02.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı