Mesajı Okuyun
Old 12-05-2009, 18:36   #6
üye18721

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan suskun_juliette
Hayatımda hiç bu kadar kötü bir anneler günü geçirdiğimi hatırlamıyorum.Tamam dört yıldır annemden her anneler gününde uzakta idim.Ancak bu sefer yaşadığım trajedi beni darmadağın etti.Karşınızda annesini çok kötü bir biçimde ve oldukça erken kaybetmiş bir insan varken,annenizden bahsederken bile kendinizden utanıyorsunuz.Sanki şımarık bir çocuğun diğerinin elinde olmayan bir şeyle övünmesi gibi geliyor size.O gün annemi arayıp kutlarken köşe bucak saklandım.İçim çok acıdı,bir insanın acısı nasıl dindirilebilir?Bu acıyı yaşayan benim oda arkadaşım,o gün kendini sokaklara vurdu ve bugün bir anca bitsin diye akşam gelince sıkıca yumdu gözlerini ve çarşafını başına kadar çekti.Bizlerse kendimizi işe yaramayan varlıklar gibi hissettik.

Bu sene gerçekten görmediğim acılar görüyorum etrafımda.Dilim susuyor,beynim çaresiz.Bir insan nasıl teselli edilir?Hele ki annenin ölümünün tesellisi nasıl olabilir?Ben kendimi oldukça aciz hissettim.'Umursamadan yaşa' diyemem,insanlığım kaldırmaz.Onunla birlikte ağlasam,yapacağım tek şey onun içindeki acıyı katmerlemek olacaktır.Bu anneler gününde Araf misali idi benim için her şey.Bu,ileride benim de yaşayacağım o derin acının,hüznün bir provasıydı sanki.Dimağım durmuştu.Diğer oda arkadaşımın babası küçük yaşta kanserden vefat etmiş,diğer arkadaşımın annesi de yaşamıyor.Ve ben..Sus pus..Ne anne ne de baba demeye utanır oldumEn ama en kötüsü böyle günlerin artık insanların gözüne sokulduğunu düşünüyorum.Böyle yapıldıkça bu değerleri erken yitirmiş olan insanların içine resmen bir ateş kütlesi atmış oluyoruz..Hala bizimleyken demişken...Ben de bunları paylaşmak istedim...
Anne ve babasını erken yaşlarda kaybetmiş biri olarak, zaman her şeyin ilacıdır diyorum.İlk yıllar duyulan acıya katlanmak zor..En son bir kaç yıl önce annemi kaybettim. O zamanlar; dünyam durdu diyebilirim.Hala annemin mezarına gidemiyorum sanırım hiç gidemiyeceğim..Ama zamanla acılar azalıyor...Yaşamak gibi ölüm de doğal bir olgu...