Mesajı Okuyun
Old 04-12-2006, 14:17   #4
faruksa

 
Varsayılan Barolar Birliği Başkanı avukatlık sınavının kalmasına öfkeli

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, Avukatlık Yasası'nda yapılan değişiklikle Avukatlık Sınavı'nın kaldırılmasına tepki göstererek, "Bu girişim sadece avukatlık mesleğine yönelik ağır bir saldırı değil aynı zamanda vatandaşların hak ve yararlarının tehlikeye atılmasına yönelik talihsiz bir adımdır" dedi.
Özok, avukatlık mesleğinin kazanımlarına saygılı olunmasını istedi. Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu ve Baro Başkanları Toplantısı 2-3 Aralık tarihinde Kızılcahamam'da gerçekleşti. Toplantıda mesleğin içinde bulunduğu sıkıntılar masaya yatırıldı, görüş alış verişinde bulunuldu.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özok, baro başkanlarıyla birlikte düzenlediği basın toplantısında, Kızılcahamam toplantısı sonuç bildirgesini açıkladı. Özok, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eden avukat ve avukatlık mesleğinin hukuki sorunların ve anlaşmazlıkların adalete ve hakkaniyete uygun çözümlenmesi, hukuk kurallarının tam olarak uygulanması, bireylerin hak ve özgürlüklerinin korunması ve hukuk devletinin işlerliğinin sağlanması bağlamında yaşamsal bir önem ve değere sahip olduğunu bildirdi.
Bu amaçla, dünyanın bütün gelişmiş demokratik ülkelerinde savunmanın ve savunma mesleğinin önündeki engellerin kaldırıldığını belirten Özok, şöyle konuştu: "Uluslar arası sözleşmelerle avukatların mesleklerini özgürce yerine getirmelerine imkan sağlanmış, avukatlık mesleğinin kalitesinin yükseltilmesi amacıyla başta avukatlık mesleğine sınavla kabul olmak üzere pek çok önlem alınmış iken günümüz iktidarının Türkiye Barolar Birliği ve 78 baronun muhalefetine rağmen Avukatlık Yasasında değişiklik yapmak suretiyle avukatlık sınavını kaldırmış olması, sadece avukatlık mesleğine yönelik ağır bir saldırı değil, aynı zamanda vatandaşların hak ve yararlarının tehlikeye atılmasına yönelik talihsiz ve öngörüsüz bir adımdır"
Özok, Avukatlık Yasası'nda yapılan değişiklikle kaldırılan Avukatlık Sınavı'nın sadece vatandaşları ehil olmayan meslek sahiplerinden korumak için değil aynı zamanda öğrenci adaylarını ehil olmayan hukuk fakültelerinden korumak ve hukuk eğitiminde sağlıklı rekabeti sağlamak için gerekli olduğunu söyledi. Hukuk devletinin korunmasında ve ona sahip çıkılmasında ceza mevzuatı ve yargılamasının yaşamsal değere sahip olduğuna dikkati çeken Özdemir Özok, şöyle konuştu: "Ceza adaletinin sağlanması konusunda, demokratik pek çok ülkede avukatların ve baroların görev ve etki alanlarının sınırları genişletilirken, günümüz iktidarının bu alanda daraltmaya gitmesi, kazanılmış pek çok hakları çiğneyerek, uluslararası sözleşmeler ile Avrupa Birliği normlarını göz ardı ederek, baroları ve avukatlık mesleğini etkisiz kılmaya çalışması, biz avukatların ve avukatlık yasası ile hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumakla görevlendirilen baroların kabul edebileceği bir anlayış değildir"
İktidarın zorunlu müdafilik kapsamında yapılan avukat görevlendirmelerinde ve CMK ödenekleri konusunda Türkiye Barolar Birliği ve baroları etkisiz kılmak istediğini öne süren Özok, Adalet Bakanlığı'nın mali ve idari vesayeti altında görev yapacak yeni bir CMK avukatlığı türünün ihdas edileceğini ve avukatların 'angarya' ile çalıştırılacağını iddia etti.
Özok, 5271 sayılı CMK ve 5237 sayılı TCK'da değişiklik içeren yasa tasarıları ve tekliflerinin TBMM'de görüşülüyor olmasının sadece avukatlık mesleğine ve barolara yönelik siyasi amaçlı bir tasfiye eylemi değil daha çok hukuku ve hukukun üstünlüğü ilkesini, hukuk devletini tahrip etmeye yönelik kabul edilemez bir olumsuz gelişme olduğunu söyledi.
Özok, hükümetten "CMK'nın ISO. maddesi ile CMK Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 13. maddesinde değişiklik yapılmak üzere hazırlanan tasarı ve teklifin geri çekilmesini, 1136 Sayılı Avukatlık Yasası ve 5271 Sayılı CMK Yasası ile Baroların ve Avukatlık Mesleğinin kazanımlarına saygılı olunmasını istedi.
Özok, hükümetten beklentilerini şöyle sıraladı: "5271 Sayılı CMK ve 5237 Sayılı TCK'da değişiklik yapılması önerilen yasa tasarı ve teklifleri ile uzlaşma kurumunun kapsamının genişletilerek, cezaların genel önleme ve caydırıcılık özelliklerini ortadan kaldıracak, yanı sıra zorunlu müdafilik uygulamasının alanını daraltacak ve yine savunma hakkına önemli ölçüde kısıtlama getirecek düzenlemelerden vazgeçilmesini, 1 Ocak 2007 tarihinden itibaren uygulamaya konulacak olan yasa ile çalışmak zorunda kalan tüm emeklilerin maaşlarından vazgeçmelerini veya aylık gelirin yüzde 35'ine varan oranda ek prim ödemelerini öngören ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin anayasal niteliklerinden olan sosyal devlet ilkesine aykırı düzenlemeden ivedilikle geri dönülmesini, Uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan mahpus ve sanık haklarına saygılı olunmasını, bu bağlamda ceza ve tutukevlerinde uluslararası standartlara uyulmasını talep ediyoruz.
Bu taleplerimizin kabul edilmemesi, hukuka, hukukun üstünlüğü ilkesine, hukuk devleti kavramına aykırı, baroların ve avukatlık mesleğinin hem kişiliklerine ve hem de kazanılmış haklarına yönelik sistemli saldırılara son verilmemesi durumunda Türkiye Barolar Birliği ve Barolar olarak, her türlü hukuki ve demokratik hakları kullanacağımızı kamuoyunun ve yürütme erkinin bilgilerine sunarız."