Mesajı Okuyun
Old 28-03-2011, 06:57   #3
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan akrd61
Değerli meslektaşlar, kat maliklerinden biri apartman yönetimine haber vermeden apartmanın çatısında kendisinin anlaştığı bir kişi ile tadilat yapması için anlaşıyor.Bu kişi tadilat sırasında düşerek hayatını kaybediyor.Ölenenin desekten yoksun kalanları anlaşmayı yapan kat malikine karşı maddi ve manevi tazmint davası açıyor.Ben ikinci açılan davada kat maliklerinden birinin vekiliyim.Bu davada alınan bilirkişi raporunda öle şahıs %60 asli kusurlu,bina projeye aykırı yapılması nedeniyle kat malikleri %20,projeye aykırı yapılan binaya iskan verdiği için ilgili belediyede %20 kusur lu bulunuyor.Davcı vekili bu raporları delil gösterek belediye ve diğer kat maliklerine karşı ikinci bir adava açıyor ve bu ikinci dava ilk dava ile birleştirliyor.Birleştirlen davada 2 celse görüldü ve hakim diğer kat maliklerinin ve belediyenin de kusur oranları dikkate alınarak tazminat miktarlarının belirlenmesi için blir kişiden ek rapor istedi.Kusur oranlarının belirlendiği bilir kişi raporu ilk açılan davada alınan ve davacının ikinci açılan davada delil olarak gösterdiği rapor.Bu raporu hazırlyan hukukçu bilirkişi ikinci davada davalı olan belediyenin avukatı meslektaşımız. Bu meslek taşımız birleştirilen davanın ilk celsesinde yer aldı.
1) İlk davada bilir kişilik görevi yapan meslektaşımızın,ikinic davda davalı olan belediyenin vekiliği yapması usul açısından doğru mudur
2) Bu meslektaşımızın hazırladığı rapordaki kusur oranlarına istinaden hazırlanacak olan ek rapor karşı herhangi bir itirazda bulunula biliri mi?

Böyle bir durumda artık o bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz. Bilirkişinin ikinci davada vekillikten çekilmesi yetmez. En başta, bilirkişilikten çekilmesi gerekirdi. Zira hakimin reddi hakkındaki kurallar bilirkişi için de geçerlidir.

Alıntı:
HUMK
Madde 277 - Ehlivukuf hakimler için muayyen esbaba binaen reddolunabilir. Ret talebi hakim tarafından hadise şeklinde tetkik olunarak karar verilir. Esbabı retten dolayı yemin teklif olunamaz.

Madde 28 - Hakim aşağıdaki hallerde davaya bakmaktan memnudur. Talep edilmese bile bizzat istinkafa mecburdur:

1 - Kendisine ait olan veyahut doğrudan doğruya veya dolayısiyle alakadar olduğu davalarda,

2 - Aralarında evlilik rabıtası mürtefi olsa bile karısının davasında ve neseben veya sebeben usul ve füruunun veya üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) neseben veya kendisiyle sıhriyet hasıl olan evlilik mürtefi olsa dahi ikinci dereceye kadar (bu derece dahil) sebeben civar hısımlarının veya aralarında evlatlık rabıtası bulunanın davasında,

3 - İki taraftan birinin vekili veya vasisi veya kayyımı sıfatiyle hareket ettiği davalarda,

4 - Hini davada heyeti idaresinden bulunduğu cemiyete, belediyeye veya diğer hükmi bir şahsa ait davalarda.

Madde 29 - Aşağıdaki hallerde hakim bizzat kendisini reddedebilir veya iki taraftan biri canibinden reddolunabilir:

1 - Davada iki taraftan birine nasihat vermiş veya yol göstermiş olması,

2 - Davada iki taraftan biri veya üçüncü şahıs muvacehesinde kanunen icap etmeden reyini beyan etmiş olması.

3 - Davada şahit veya ehlihibre veya hakem ve yahut hakim sıfatiyle dinlenmiş veya hareket etmiş olması,

4 - Davanın dördüncü dereceye kadar (bu derece dahil) civar hısımlarına ait bulunması,

5 - Dava esnasında iki taraftan birisiyle davası veya aralarında bir düşmanlık bulunması,

6 - Umumiyetle hakimin bitaraflığından şüpheyi mucip esbabı mühimme bulunması.