Mesajı Okuyun
Old 06-12-2007, 17:47   #5
Av.Pınar Ertunç

 
Varsayılan

Bu yıl 19 yaşında erkek kardeşim trafik kazasında, çok sevdiğim baba dediğim icra müdürü kalp krizi sonucu ve geçmişte benim hayatımda çok büyük yeri ve önemi olan biri intihar ederek öldüler.Hepsi de birbirinden birkaç gün arayla...Onlar ölene kadar ölümle hiç yüzleşmemiştim.Ama çoğu zaman ölmeyi çok istedim ve bir defa da denedim.En kötüsü kardeşimin ölümüydü.3 gün 3 gece hastane yoğun bakımda öleceğini bilerek başında beklemek,sabaha karşı gelen ölüm haberi...sonrası otopsisine girmek, mezar yerini ayarlamak, cenaze işlemleri...Çevremdekilere göre ağlamamam gerekiyordu, ben güçlü olmalıydım.Ama elimde değildi...Gizli gizli ağlıyordum güçsüzlüğümü göstermeyecektim.Ama nasıl güçlü olunur böyle bir durumda onu da bilmiyordum.İlk ölümü bekleyişimdi.Kardeşimin yerinde ben olmak istedim.Çünkü o böyle bir ölümü haketmemişti.O anda onunla yer değiştirme şansım olsaydı arkama ve geride bıraktıklarıma bakmadan ölüme gitmeyi seçerdim.Ama imkansızdı.İmkansız diye bişey yoktur derdi yanında staj yaptığım avukat abim.Ama imkansız varmış onu öğrendim.Kardeşimi mezara bırakıp dönerken herkes gittikten sonra ayrılamadım başından ve çok korktuğum mezarlıktan.Öylece kaldım.Adım atamıyor,ağlayamıyor,tek kelime konuşamıyordum.Arkasından gelen diğer ölüm haberleri...Bu satırları yazarken bile titriyor ellerim yazamıyorum.
Ölümün kimi nerede ne zaman karşılayacağını kimse bilmiyor...Erken veya geç...
Yolumun ilk mezarlıktan geçişiydi ve bu bir başlangıçtı...Daha kimbilir kaç defa yolum mezarlığa düşecek.Ve kimbilir ne zaman geride bıraktıklarımın yolu benim için mezarlığa düşecek?