Mesajı Okuyun
Old 17-09-2018, 15:45   #2
Av. Alper

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,

Faydanıza olmasını dilerim;

(Y19HD., 21.04.2011 T., E. 2010/13649 E., 2011/5334 K.)
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmiş, davacılardan W. Webb tarafından temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması talep edilmiş ise de temyiz süresinde talep edilmeyen duruşma isteminin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -

Davacılar vekili, davalı tarafından müvekkilleri aleyhine bono ile icra takibine başlandığını, bonodaki imzaların davacılara ait olmadığı gibi davacıların sadece davalı ile olan Araç Kiralama Sözleşmesi’ne imza attıklarını, sözleşme senet niteliğinde olsa bile araç kiralama sonucu araca teminat olarak verildiğinden ve araç da davalıya teslim edildiğinden hükümsüz kaldığını, senette “nakden”ibaresi olduğu halde davalıdan para alınmadığını belirterek senetten dolayı borçlu olunmadığının tespitine, % 40’dan az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, taraflar arasındaki ilişkinin ticari değil, şahsi ilişki olup, yanlar arasında nakit para alışverişi olduğunu, bunun senet üzerinde de görüldüğünü belirterek davanın reddi ile tazminata karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece iddia, savunma, icra dosyası, davalı hakkında dolandırıcılık, sahtecilik, bedelsiz senedi kullanmak suçlamaları ile ilgili olarak Cumhuriyet Savcılığı’nın kesinleşen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı, senetteki imzaların davacıların eli ürünü olduğuna ilişkin bilirkişi raporu, açığa imza atılmak suretiyle düzenlenen bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğunun davacı yanca yazılı delille kanıtlanamaması, bonoda düzenleme nedeni olarak “nakden”yazılı olması karşısında nakit alışverişten kaynaklanmasına göre davacıların ispat edilemeyen davasının ve şartları oluşmayan davalı yanın tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.

Takip ve dava konusu bononun veriliş nedeni “nakden”kaydını içermektedir. Ne var ki, davalı yan cevap ve 14.11.2008 günlü dilekçesinde bononun verilen nakit para karşılığı alındığını bildirmiş ise de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nda vermiş olduğu 16.05.2009 günlü ifadesinde, davacının kendisine İngiltere’den bavul ticareti yoluyla mal getireceğini, bunun karşılığında para verdiğini bildirmiş, keza mahkemece yaptırılan 18.11.2009 günlü isticvap beyanında yurt dışından herhangi bir eşya getirilmediğini, senet bedeli ödenmediğini bildirip, bu beyanı imzası ile onaylamıştır.

Davalının yukarıda açıklanan Cumhuriyet Savcılığı ve Mahkemedeki beyanı gözetildiğinde, dava konusu bonodaki veriliş nedeni olan nakden kaydını talil ettiği, bir başka deyişle değiştirdiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davalının davacı yana nakit para

verdiğini usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerektiği düşünülmeden ispat külfetinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(Karar, lexpera.com'dan alınmıştır.)