Mesajı Okuyun
Old 29-08-2007, 09:29   #2
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
1.Hukuk Dairesi
Esas: 2004/3399
Karar: 2004/3815
Karar Tarihi: 05.04.2004
ÖZET : Elbirliği mülkiyetine konu olan taşınmazlardaki iştirak paylarının satışının vaad edilmiş olmasında yasal bir engel olmamasına rağmen böyle bir vaad ancak taşınmazdaki iştirakin çözülmesi halinde ifa olanağı bulacaktır. Nitekim davalı tarafından açılan ferağa icbar davası da iştirak henüz çözülmediğinden reddedilmiştir. Bu durumda davacı da taşınmazdaki kayda dayalı haklarını kullanma olanağını korur.
(818 S. K. m. 213) (4721 s. MK m.702)
Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 1787,437 ve1788 parsel sayılı çaplı taşınmaza, davalılar tarafından ekin ekilmek suretiyle el atıldığını ileri sürerek. El atmanın önlenmesi ve ecrimisil, birleşen dava ile de ek ecrimisil isteminde bulunmuştur.
Davalı, 437 ve 1787 parselleri satış vaadi sözleşmesi ile aldığını, diğer parseller için de davacının dava açma yetkisi olmadığını bildirerek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, 1877, 1791 ve 1223 nolu parseller yönünden aktif dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddine, 437 ve 1787 parseller yönünden de harici satış bedeli olan 250 bin liranın ödeme gününde ulaşacağı değer üzerinden davalılara hapis hakkı tanınmak suretiyle el atmanın önlenmesine ve her iki taşınmazın da arta kalan payına davalıların el atmasının önlenmesine dair verilen karar, Dairece "... kurulan hükümle kısa ve gerekçeli karar arasında çelişki olduğu gerekçesi ile..." bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak tüm parseller yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi Hülya Gerçeker'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; davaya konu edilen 1788, 1791 ve 1223 parsel sayılı taşınmazlarda davacının kayden ve irsen bir ilişkisi bulunmadığı anlaşıldığına göre bu taşınmazlar yönünden davanın reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Ancak, 437 ve 1787 parsel sayılı taşınmazların elbirliği mülkiyetine konu olduğu, davacının da bu taşınmazlarda miras nedeniyle iştirakçilerden bulunduğu, adı geçenin 9.3.1983 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile bu taşınmazı ardaki paylarını satışını davalıya (Ahmet'e) vaad ettiği anlaşılmaktadır.
Elbirliği mülkiyetine konu olan taşınmazlardaki iştirak paylarının satışının vaad edilmiş olmasında Borçlar Kanunu' nun 213. maddesi hükmünce yasal bir engel yoktur. Böyle bir vaadin taşınmazdaki iştirakin (elbirliğinin) çözülmesi halinde ifa olanağı bulacağı tartışmasızdır. Nitekim davalı Ahmet tarafından açılan ferağa icbar davasının iştirakin henüz çözülmediği gerekçesiyle reddedildiği de dosya kapsamından bellidir. Bu durumda davacının taşınmazdaki kayda dayalı haklarını kullanma olanağını koruduğu kuşkusuzdur. Diğer taraftan Türk Medeni Kanunu'nun 702. maddesi hükmünce iştirakçilerden her biri iştirake konu taşınmazlarda diğer paydaşları temsil suretiyle mülkiyetin korunmasına ilişkin dava hakkına da sahiptir.
Hal böyle olunca, 437 ve 1787 parseller yönünden mevcut mülkiyet hakkına üstünlük tanımak suretiyle bir karar verilmesi, bu arada davacının ecrimisil isteğinin haklı olup olmadığının tartışılması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan sebeplerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 5.4.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************