Mesajı Okuyun
Old 03-11-2008, 12:17   #3
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Öncelikle, sözleşmenin “DEVRE TATİL SÖZLEŞMELERİ UYGULAMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK” ışığında incelenmesi ve aykırılıklar varsa dava dilekçesine bunların da konu edilmesi gerekir.

Ayrıca, tatil amaçlı taşınmazların bu şekilde kampanyalı satışa konu edilmesi için Sanayi ve Ticaret Bakanlığından izin alınması da KAMPANYALI SATIŞLARA İLİŞKİN UYGULAMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK madde 10 hükmü uyarınca zorunludur. ( Bu satış kampanyalı ve taksitle satıştır, yönetmeliği incelemenizi öneririm.)

Diğer ilişkiler ise biraz daha ayrıntılı bakmayı gerektiriyor. Sözleşmede ödeme yeri ile ilgili özel bir düzenleme olmadığını anlıyorum. Konuyu da böyle ele alacağım.

A, X’e kısmi ödemede bulunmuş, kalanı için bono düzenlenmiş. Öncelikle bu bonoların 4077 sayılı yasa 6/A kapsamında, nama yazılı olarak düzenlenip düzenlenmediğine de bakmak gerekir, düzenlenmemişse bu husus da yasanın emredici hükmüne aykırıdır.

5.000 Euroluk borcun, erken ödeme halinde 4.000 Euro ya düşerek kapatılacağı sözlü olarak bildirilmiş. Erken ödemede bir faiz indirimi yapılacağı da kampanyalı satışlara ilişkin yönetmelik madde 9 da belirtiliyor. Ancak bu indirim 1000 Euroyu bulur mu, bilemiyorum.

Yine aynı yönetmelikte tüketicinin cayma hakkı düzenlenmiş ( madde 14) Buna göre,

“Cayma Hakkı
Madde 14- Düzenlenen kampanyalarda, tüketicilere malın veya hizmetin teslim veya ifa edilmemesi koşulu ile tüketicinin bu talebini satıcı veya sağlayıcıya noter aracılığı ile ya da iadeli-taahhütlü mektup ile bildirmesinden sonra, satıcı veya sağlayıcı, mal veya hizmetin teslim veya ifa tarihini geçmemek şartıyla ödemiş olduğu tüm bedeli ve kıymetli evrakı tüketiciye iade etmekte yükümlüdür.”
Y otele yapılan ödeme, sağlayıcıya yapılan bir ödeme gibi görünüyor. Ancak, sözleşme ilişkisi içinde alacaklı X firması olduğuna göre, burada X ve Y arasında bir borcu nakli ilişkisi varmış gibi değerlendirdim.( Borcun nakli için bir şekil şartı yok. Borçluya da sözlü bildirim yapılmış)
Z firmasına ödenen para ( cezai şart ) ise 4077 sayılı yasa kapsamında devre tatil hakkında yönetmeliğin 8 inci maddesine aykırıdır hem de kanunun 6 ncı maddesinde yer alan şekliyle bir haksız şarttır ve geçersizdir. Z, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre aldığını iade etmelidir.
Yasal araçlarımızı belirlediğimize göre ne yapmak gerektiğine bakabiliriz.
1. Cayma hakkı noter marifetiyle kullanılmalı ve kısa bir süre verilmek ve hesap numarası ihtarnamede belirtilmek üzere tüm ödemelerin ve bonoların iadesi istenmeli. Ben bu tür bir ihtarnameyi olaydaki tüm tüzel kişiliklere ayrı ayrı çekmek gerektiğini düşünüyorum. ( Olayda tecrübe ve muayene kaydıyla yapılan bir satış var ve cayma hakkı için belirlenen süre başlamamış anladığım kadarıyla. – Ayrıntılı bir tartışma için bkz: Y 13 HD 18.10.2004 t. 2004/5531 – 14707 sayılı kararı)

2. İade yapılmadığı takdirde;

a) X ve Y’ye dava açıp sözleşmeden cayma hakkı kullanıldığından bahisle ödemelerin ve bonoların iadesi istenmeli. ( Bonolar 4077 s.k. Madde 6/A ya uygun değilse geçersizliğinin tespiti de talep edilmeli.)
b) X ve Z şirketine cezai şartın geçersizliğinden bahisle bir dava açılıp, caymadan da bahsedilip ödemenin iadesi talep edilmeli, görüşündeyim.

Olayda, tüketici mahkemesi yetkilidir (4077 s.k. m.6/B ve 23)

3. Faizle ilgili sorunuzun yanıtı için 3095 sayılı yasayı incelemeniz yararlı olacaktır.

Saygılar.