Mesajı Okuyun
Old 29-05-2008, 12:37   #4
karabekir

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Akheront
"Tefecilerden birini vurmayı düşündü önce; sonra karısı ne olacaktı. Kendini öldürmeyi düşündü. 1.500 gün sigorta pirimi vardı ve öldüğünde karısına bir SSK maaşı bağlanabilirdi. Yapamadı. Onu çok seviyordu ondan ayrılmak istemezcesine."
Sayın Karabekir, Kapitalizmin esiri olmak yolunda emin adımlarla ilerleyen dünyamızda bu tür örneklere rastlamak hiç de zor değil. Ama bir taraftan da sadece ümit ederek borçlanmak (hele de tefeciden) çok ta kabul edilebilecek bir davranış şekli değildir. Çekler hakkında mevzuatımızın ağır müeyyideler kabul etmesi, piyasalarda çek'e olan güvenin artırılması saikiyle hareket edilmesinden kaynaklanıyor olabilir. Anlattığınız türden trajedilerin bol miktarda varolduğunu kabul etmekle birlikte kötüniyetli çek hamillerinin bolluğunun olduğunu da hatırlatmakta fayda görüyorum. Bu hamiller piyasadaki güven ortamını darmadağın ederek ticari hayatı vahim bir şekilde taciz etmekte ve bu durum tüm halkımızın refahını olumsuz etkilemektedir.
Kanun koyucuların münferit olayları (hoş bu durum münferit olmaktan çoktan çıktı ya neyse!) gözönüne almalarını bekleyemeyiz. Bu tür ağır müeyyidelerin getirilmemesi halinde daha geniş kapsamlı ve ağır problemlerin doğabileceğini düşünüyor saygılar sunuyorum.



Söylediklerinize katılmamak mümkün değil. Haklısınız. Lakin, ortada ki cezalandırma meselesi çok garip. Zira, bu kişi çek kanunundan dolayı cezalandırılmıyor yani doğrudan böyle bir şey yok. Bu kişi, çek kanunuyla pek alakası olmayan ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı hakkındaki kanunun adli para cezalarına hapis öngörmesine dayanıyor. Dahası, çek kanunundaki ağır para cezasını dönüştüren ise başka bir kanun.

Yani; buradaki cezalandırma karşılıksız çek nedeniyle verilen bir ceza değil. Kaldı ki; çek kanunu kötü niyetli çek keşide edenleri mükerrir olmaları durumunda cezalandırma yolunu tutmuştur.

Hasılı; kişilerin iyi veya kötü niyetli olduğunu ayırt etmek her zaman mümkün değildir. Bu sebeple ne tüm karşılıksız çek keşide edenleri bir nevi dolandırıcı olarak görebiliriz ne de mağdur. Ancak; kanun koyucunun karşılıksız çek nedeniyle koymuş olduğu bir düzenlemeyi öngöremediği başka birkaç kanunla tamamen tersi şekilde uygulanacak hale getirmek de akla ziyandır.

Mükerrirlere dahi veril/e/meyecek bir ceza belki tek bir çeki karşılıksız çıkmış kişilere verilebilecektir. Örnek; 500.000,00YTL'lik bir çeki karşılıksız çıkan bir kişiye verilecek ağır para cezası 500.000,00YTL olup, bu aynı zamanda adli para cezasıdır. Bu ceza şu an öden/e/meme durumunda 100,00YTL üzerinden hapse dönüşmektedir. Dolayısıyla bu çek mağduru (Karşılıksız Çeki keşide edeni mağdur saydım ya helal olsun bana) 5.000 bir de bunu yazıyla yazalım. Tam BEŞBİNGÜN hapis yatacaktır. Pekiyi Mükerrirlere verilecek ceza ne kadardır. Maksimum 5 yıl. 5x360=1800 gün. Yani adli para cezası nedeniyle verilecek ceza mükerrilere verilecek hapisten çok daha fazla olabilir.

Bunun adı hukuk garabeti değil de nedir...Bu spesifik bir örnek midir? 500.000,00YTL'lik karşılıksız çeki bilmiyorum ama 5.000,00YTL'lik hayli karşılıksız çek gördüm.

Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı kanunundaki adli para cezasının Türk Ceza Kanununundaki tanımını esas alan madde yürürlüğe girdiğinde (31.12.2008 tarihinden bahsediliyor) acaba başka kanunlara göre verilen para cezaları adli para cezasının çektirilmesi rejiminden çıkacak mı?