Mesajı Okuyun
Old 16-05-2008, 18:30   #5
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Sayın av_fikret,

1)a)Eklediğiniz kararlardan YHGK 2003/4 – 491 e. 2003/487 k.sayılı ilamında, özellikle kırmızı ile belirginleştirdiğiniz yerler, Yargıtay 4.HD'nin 24.10.2002 gün ve 8907 – 12036 sayılı ilamında yer alan hususlara ilişkin olup, HGK kararının sonucundan da anlaşılacağı gibi, daire kararı kaldırılmış ve direnme kararı uygun görülmüştür. Sonuç itibarıyla, Hukuk Genel Kurulu daire bozmasını paylaşmamıştır.

b)Kaldıki Hukuk Genel Kurulu önüne gelen dava, tapu iptal ve tesçil davası olmayıp, (eski 917) TMK m.1007 uyarınca tazminat davasıdır.

c)HGK kararına konu davadan önceki tapu iptali davasında, sahte ilama dayalı olarak oluşturulan sicilde üçüncü kişilerin iyiniyetinin korunmadığı ileri sürülebilir mi ? Konuyu bu bağlamda değerlendirmek doğru olmayacaktır. Zira tapu iptali ve tesçil davasının konusunu oluşturan meralar, özel mülkiyete konu olamaz ve bu istisnai bir durumdur. Bir başka deyişle, tapu iptalinin sebebi iyiniyetin korunmaması değil, meralarda özel mülkiyetin sözkonusu olmamasıdır.

Somut hadisede, davacı hazine ve tapu iptali davasının konusunu oluşturan yer mera ise, üçüncü kişilerin iyiniyetli kabul edilmesinin yanlışlığı açıktır.

2)YHGK 2004/4-526 e. 2004/589 k. sayılı kararında ise benimde önceki cevabımda dikkat çektiğim “öğretide ve uygulamada tartışmalı olan illiyet bağı meselesinde”, üçüncü kişinin hukuka aykırı eylemi nedeniyle illiyet bağının kesildiği sonucuna varılmaktadır.

Aslında bu tartışma, benim eklediğim daha yeni tarihli olan 2007 tarihli kararda bile vardır. Benzeri olmakla birlikte, tamamen aynı olmayan hadiselerde, zıt sonuçlara varılmıştır. 2007 tarihli kararın, illiyet bağının kesilmesi konusunda daha açıklayıcı olduğunu düşünüyorum.

Cevabımda, somut olayınızın ayrıntıları itibarıyla tahrifat ve görevi kötüye kullanma hadiseleri ile tapu sicilinin tutulması arasındaki illiyet bağının yorumlanması zaten tarafınıza bırakılmış ve illiyet bağının kesilmesi ihtimaline karşı şartları varsa bir başka hukuk yolu olabileceği de dikkatinize sunulmuştu.

3)Yargıtay HGK 1999/1-222 e. 1999/226 k. sayılı kararı ise forum sorunuzdan farklı bir sorunun cevabı olsa gerektir.

Saygılarımla.