Mesajı Okuyun
Old 04-11-2009, 22:19   #10
cesur_yürek

 
Varsayılan

Çok eski açmış olduğum bir konu...

Şunu belirtmeliyim ki ceza yargılamasında yargıtay kararları hukuk davalarındaki kadar emsal görevi görmez ; Zira her somut olayın farklı ayrıntıları olabilir.

Konuyla ilgili değerlendirmeler yaparsak ;

Ele geçirilen uyuşturucu miktarının, suç nitelemesindeki önemi yadsınamaz.Uygulamada ,kişinin yıllık ihtiyacının üstünde olarak nitelendirlen durumlarda , şüpheli-sanık soruşturma ve kovuşturma aşamalarında içici olduğunu ısrarla beyan etse de suç vasfı uyuşturucu ticareti olarak nitelendirilebiliyor.(Yargıtayın aksiyönde kararları da mevcut).Oysa evrensel ilke olan şüpheden sanık yararlanır ilkesinin bu gibi somut olaylara uygulanması gerektiği kanaatindeyim.(Gayet tabii başkaca delilllerin olmaması durumunda).Belirtmek gerekir ki :Yargıtayın bu hususta vermiş olduğu kararlarda bir içtihat birliği yok.

Kanaatimce ,Birçok kriter baz alınarak suç vasfı ayrımına gidilmeli.
Salt ,uyuşturucu maddde miktarı baz alınarak suç vasfının uyuşturucu madde ticareti olarak değerlendirilmesi doğru ve hukuka uygun değildir.Bence en önemlisi ,Uyuşturucu madde ticareti suçunun oluştuğu sonucuna varılabilmesi için somut olayda ticari kastın bulunması ve delillerle desteklenmesi gerekir.Dosya içeriğinde, şüpheli-sanığın ticari kastla hareket etmediği anlaşılıyorsa ya da en azından delil yetersizliği sözkonusu ise suç vasfı kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma olarak değerlendirilmeli ve bu doğrutuda hüküm kurulmalıdır.Son olarak yargıtayın, uyuturucu suçlarıyla ilgili vermiş olduğu birbirinden farklı kararlar bulunmaktadır.Her ne kadar yargıtay suç vasfını belirlemede bir takım kriterler belirlemiş ise de bu kriterleri her somut olaya uygulamanın doğru sonuç getirmeyeceği kanaatindeyim.Gayet tabii yargıtayın belirlemiş olduğu kriterler suç vasfının tayininde önemlidir Fakat salt bu kriterlere dayanılmaması ;Zira her somut olayın farklı bir yapısının olduğu kanaatindeyim.

Saygılarımla.