Mesajı Okuyun
Old 19-06-2009, 23:26   #9
av.knel

 
Varsayılan

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2006/20711Yargıtay yeni karararında takibin iptaline karar verilemeyeceğini sözlüyor.


T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2006/20711

K. 2006/23553

T. 12.12.2006

• İMZAYA İTİRAZ ( Vekaleten İmzalandığı Yazılmamış Olsa Bile Vekaletname Veren Çekten Sorumlu Olacağı - Ticari Mümessilin İmzaladığı Senetler İyi Niyetli 3. Kişiler Bakımından İşletmeyi Bağladığı )

• VEKALETNAME VERENİN ÇEKTEN SORUMLULUĞU ( Vekaleten İmzalandığı Yazılmamış Olsa Bile Vekaletname Veren Çekten Sorumlu Olacağı - Ticari Mümessilin İmzaladığı Senetler İyi Niyetli 3. Kişiler Bakımından İşletmeyi Bağladığı )

• TİCARİ MÜMESSİLİN İMZALADIĞI SENETLER ( İyi Niyetli 3. Kişiler Bakımından İşletmeyi Bağladığı - Vekaleten İmzalandığı Yazılmamış Olsa Bile Vekaletname Veren Çekten Sorumlu Olacağı )

818/m. 449, 450

ÖZET : Ticari mümessil, bir ticarethane veya fabrika ve ticari şekilde işletilen diğer müessese sahibi tarafından işlerini idare ve müessesesinin imzasını kullanarak vekaleten imza koymak üzere açık veya zımni yetki verilen kimsedir. Dosya kapsamından borçlu tarafından vekile, vekaletname ile açıkça çek tanzim etme yetkisi verildiği ve çekin vekil tarafından imzalandığı anlaşılmaktadır. Ticari mümessilin imzaladığı senetler iyi niyetli 3. kişiler bakımından işletmeyi bağlar. Çekin vekaleten imzalandığı yazılmasa dahi vekalet veren düzenlenen çekten sorumludur. Her ne kadar vekil, vekaletten azledilmiş ise de, çek azil tarihinden önce düzenlenmiş olduğundan borçlunun sorumluluğunu etkilemez. Bu durumda borçlunun imza itirazının reddi gerekir.
DAVA : Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Borçlu Ş. çekteki keşideci imzasının kendisine ait olmadığını ileri sürerek imzaya itiraz etmiştir. Yargılama sırasında muhatap banka tarafından dosyaya gönderilen Kumluca Noterliğinin 20.04.2005 tarihli ve yevmiye nolu vekaletnamenin incelenmesinde, borçlu Ş.'nin çek keşide etme yetkisini de içerecek şekilde H.'yi vekil tayin ettiği tespit edilmiştir.
Bu vekaletname kapsamına göre H. borçluyu ticari işlerinde ve bankalarda temsil etmektedir.
Vekaletnamede öngörülen kapsamlı yetki nedeniyle K'nin borçlunun ticari mümessili olduğu kabul edilmelidir. Borçlar Kanunu'nun 449. maddesine göre ticari mümessil, bir ticarethane veya fabrika ve ticari şekilde işletilen diğer müessese sahibi tarafından işlerini idare ve müessesenin imzasını kullanarak vekaleten imza koymak üzere sarih veya zımni kendisine mezuniyet verilen kimsedir. Aym kanunun 45011. maddesinde de ticari mümessilin, hüsnüniyet sahibi 3. şahıslara karşı, müessese sahibi hesabına kambiyo taahhüdünde bulunmak ve onun namına müessesenin gayesine dahil olan bütün tasarrufları yapmak selahiyetini haiz sayıldığı belirtilmiştir. Ticari senetlerin ticari işletme ile olan ilgisi iyi niyetli 3. kişilerce kolaylıkla anlaşılamayacağından ticari mümessilin imzaladığı senetlerin iyi niyetli 3. kişiler bakımından işletmeyi bağlayacağı öngörülmüştür ( HGK. 30.01.1980 tarih, 1979/1692 Esas, 1980/170 Karar ). Kaldı ki; somut olayda borçlu tarafından vekile, açıkça çek düzenleme yetkisi verilmiştir. Çekin "vekaleten" imzalandığı yazılmasa dahi yukarıda açıklanan kurallara göre vekalet veren bu çekten dolayı sorumludur. Her ne kadar borçlu tarafından Kumluca Noterliğinin 16.05.2005 tarih ve ... yevmiye nolu azilnamesi ile H. vekaletten azledilmiş ise de, çekin keşide tarihi azil tarihinden önce olduğundan, anılan azilname borçlunun sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Alacaklı vekili takip dayanağı çekin H. tarafından vekaleten keşide edildiğini ileri sürdüğüne ve borçlu vekilince çekteki keşide imzasının vekil H.'ye ait olmadığı yönünde bir iddiada da bulunmadığına göre mahkemece itirazın reddi yerine kabulü isabetsizdir.
Kabule göre de; İİK 'nun 170/3. maddesi gereğince inkar edilen imzanın borçluya ait olmadığı, mahkemece aynı kanunun 68/a maddesine göre yapılan inceleme sonucunda anlaşılmış ise, itirazın kabulü ile birlikte takibintakibin durdurulması yerine iptaline karar verilmesi doğru değildir. durdurulmasına karar verilir. Mahkemece anılan yasa hükmüne aykırı olarak
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 12.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
yarx