Mesajı Okuyun
Old 19-02-2006, 12:53   #14
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sn.mehmetdemirlek301

1-Anayasanın başlangıç bölümündeki tanımlar,özgürlükleri ve bunu güvenceleyen ilkeleri açıklamaktadır.Devletin görevi,tanımlanan hak ve özgürlüklerin fiilen kullanılmasını sağlayacak sosyal ortamı sağlamaktır.Belirttiğiniz Anayasa düzenlemesi bir sınırlamayı değil,özgürlüğü işaret etmektedir.

2-657 sayılı yasa memurların yasasıdır.Burada hangi kıyafetlerin yasaklandığına ilişkin bir açıklama(sizin yazdıklarınız dayanak alınarak) yer almamaktadır.

Yine Kamu Kurum Ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair yönetmelik bu konuda bir açıklama yapmışsa da,
ceza sonuçlayan bir düzenlemenin yönetmelikle yapılması mümkün değildir,

Hatırlayalım:

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu

Suçta ve cezada kanunilik ilkesi

MADDE 2. - (1) Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.

(2) İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.

(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz


3-
Alıntı:
"Bu hususta daha şiddetli yaptırımlar uygulanabilmesi için kamuoyu baskısını kullanma amacında bir dernek de olabilir, gayet doğal."


Bu çok tehlikeli bir satır değil mi sayın Sn.mehmetdemirlek301 .
Bir ihlale daha şiddetli yaptırım uygulanabılmesi için kamuoyu baskısını kullanma çok tehlikleli ve hukuk dışı değil mi ?

Öncelikle yasaya ve yönetmeliklere uygunluğu denetleyen iç işleyiş bulunmaktadır.
Dernek bu iç işleyişte yer alan bir denetim organı niteliğinde değilken -ve zaten olamayacağından ve olmaması gerektiğinden-,idarenin bu işlevini mi üstelenmeye niyetlidir.Ayrıca ,bunun için sosyal baskı oluşturmak da devlet organlarının işlevini tamamen görev edinmek ,hatta yerine geçmek ve hatta devlet dışı güç oluşturmak gibi tehlikeli sonuçlar oluşturabilecek bir anlayıştır.

Hatırlayalım :

ANAYASA MADDE 6 - Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir.
Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır.Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.


Avukatların devlet memuru olmadıklarını özellikle hatırlayarak ,
Alıntı:
mesleğe yakışır bir kılık ve kıyafetle başları açık olarak mahkemelerde görev yaparlar. Duruşmalara, Türkiye Barolar Birliğince şekli saptanmış cübbe ile ve temiz bir kıyafetle çıkarlar. Erkek avukatlar iklim ve mevsim koşullarının elverdiği ölçüde kravat takarlar
dışında bir herhangi başka bir düzenlemeye tabi olmadıklarını bilmekte yarar bulunmaktadır.

Meslektaşlarımızın kişisel olarak nasıl giyineceklerine ilişkin değerlendirmelerde bulunmanın hiç doğru olmadığını düşünüyorum.Kişisel anlayışların ,başkaları için ölçü kabul edilmesini istemek kabul edilemez bir anlayştır.

Avukatların kılık kıyafetlerinin denetimine soyunan ve
Alıntı:
Bu hususta daha şiddetli yaptırımlar uygulanabilmesi için kamuoyu baskısını kullanma amacında bir dernek
kuruluş haberiyle karşılaşmamak umudu ile


Saygılarımla