Mesajı Okuyun
Old 02-11-2004, 16:43   #2
ciril

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
CEZA GENEL KURULU
E. 1985/247
K. 1985/631
T. 9.12.1985
• CEBİR KULLANMAYA YETKİLİ MEMURUN BU YETKİYİ KANUNUN ÖNGÖRMEDİĞİ BİR ŞEKİLDE KULLANMASI ( TCK 245. Maddedeki Suçun Oluşması )
• POLİSİN GÖREV SIRASINDA BİR KİŞİYİ DÖVMESİ ( Kanunun Öngörmediği Şekilde-TCK 245. Maddedeki Suçun Oluşması )
765/m.245,251,456,482
ÖZET : Tck.'nun 251. Maddesi, 245. Maddenin uygulanamadığı hallerde, başka bir deyişle kuvvei cebriye imalinine yetkili olmayan memurların, görev sırasında, herhangi bir kimse aleyhine suç işlemeleri halinde uygulanabilir.

DAVA : Müessir fiil ve hakaret suçlarından sanık polis memuru Cahit Mert'in, TCK. 456/4, 251, 482/3, 251. maddeleri uyarınca sonuçta toplam olarak 3 ay 30 gün hapis ve 1.333 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, 647 sayılı kanunun 4. maddesi uyarınca cezalarının ertelenmesine dair Karadeniz Ereğlisi Asliye Ceza Mahkemesinden verilen hükmü, C.Savcısının temyizi üzerine inceleyen Özel Daire:

"Oluşa ve mevcut delillere göre kuvvei cebriye imaline memur bulunan sanığın, eylemi kül halinde TCK.'nun 245. maddesine uyan suçu oluşturduğu gözetilmeden yazılı biçimde hüküm kurulması" isabetsizliğiyle bozmuş,

Bu karara karşı Yerel Mahkeme, Özetle, Hernekadar sanık kuvvei cebriye imaline memur ve yetkili ise de, mağdura karşı bir görevi bulunmadığından, eyleminin gösterilen maddedeki suçu oluşturmayacağını ifade ile direnmiştir.

İncelenen dosyaya, delillere ve oluşa göre;

KARAR : Sanık Cahit Mert'in olay günü görevli polis karakolunda Kenan Sunay isimli bir şahıs hakkında soruşturma yaptığı sırada mağdur İsmail Efendioğlu'nun karakola gelerek bu şahısla konuşmak istediği, sanığın ise görüşmelerinin yasak olduğunu söylemesi üzerine tartıştıkları ve bu tartışma sırasında sanığın mağdura hakaret edip, iş gücüne mani olmaz derecede adiyen darp ettiği, bu eylemi sebebiyle sanık hakkında kamu davası açılıp yukarıda açıklandığı şekilde hüküm kurulduğu,

Özel daire ile yerel mahkeme arasında suç vasfında uyuşmazlık çıktığı görülmüştür.

TCK.'nun 245. maddesi "kuvvei cebriye imaline memur olanlar ve bilumum zabıta ve ihzar memurları memuriyetlerini icrada ve mafevkinde bulunan amirin emrini infazda kanun ve nizamın tayin ettiği ahvalden başka surette bir kimse hakkında suimuamele veya cismen eza verecek hale cüret eder yahut o kimseyi darp ve cerheylerse .. cezalandırılır. Eğer işlediği cürüm fiillerin fevkinde ise o cürümlere terettüp eden ceza üçte birden yarıya kadar arttırılır." hükmünü koymuştur.

Mehaz İtalyan Ceza Kanununda bulunmalıp 1274 tarihli eski Ceza Kanunundan Türk Ceza Kanununa alınan bu hükmün kaynağını Fransız Ceza Kanunu ve onun 186. maddesi oluşturur.

Düzenleniş şekline göre suçun kanuni unsurları;

1- Devletin cebir kuvvetini kullanmaya yetkili memurun,

2- Görevini yaptığı sırada,

3- Kanun ve nizamın tayin ettiği hallerden başka bir surette bir kimseye kötü muamele yapması veya cismen eza vermesi veya o kimseyi dövmesi ve yaralamasıdır.

245. madde yazılı cürmün fail memur olup bunun ayrıca devletin cebir kuvvetini kullanmaya da yetkili bulunması gerekir. Hangi memurun bu cebir kuvvetini kullanmaya yetkili bulunduğu kanunlarımızda gösterilmiştir. Bunların başında devletin Emniyet kuvvetlerini oluşturan polis ve jandarma kuvveti gelir. Çiftçi mallarını koruma bekçileri ve orman bakım memurlarının da devletin cebir kuvveti kullanmaya yetkili memurlardan olduğu Yargıtay kararlarıyla kabul olunmuştur.

Memur, Cebir kuvvetinin kullanılmasını gerektirmeyen halde de maddede yazılı fiili işlemiş olursa, cürüm meydana gelir. Cürmün oluşması için fiilin cebir kuvvetini kullanmaya yetkili olan tarafından görevi sırasında icra edilmesidir.

Kötü muamele, cismen eza verme, dövüp yaralama fiili memurun görev yaptığı sırada işlenmesidir. Görev sırasında işlenmeyen bu tür fiiller adi fiiller durumunda sayılmalı ve ona göre suçlusu hakkında işlem yapılmalıdır.

Devletin kanunları bazı hallerde cebir ve kuvvet kullanılarak yerine getirilir. Bu nedenle kanun ve nizamın tayin ettiği ölçüler içinde yetkili memurların kişilere şiddet kullanılması meşrudur. Ancak bu sınırın aşılması suretiyle maddede belirtilen şekilde şiddet kullanılması halinde fail-memur cezalandırılır.

Failin bir kimseyi iteklemesi saçlarından tutup sürüklemesi, yüzüne tükürmesi, onu dövmesi gibi hareketler, Kanun ve nizamın tayin etmediği hallerdendir. Bu halleri sınırlı olarak belirlemeye imkan bulunmadığından, kanunun cevaz verdiği hallerin dışında kalan her türlü kötü muamelede maddede yazılı suçun oluşacağı kabul edilmelidir. Bununla beraber fiili daha ağır bir cürmü oluşturuyorsa, o cürme mahsus ceza ile uygulama yapılıp 245. madde son fıkrası uyarınca artırım yönüne gidilmesi yasa gereğidir.

TCK.'nun 251. maddesi ise; Kuvvei cebriye imalinde yetkili olmayan memurların görev sırasında herhangi bir kimse aleyhine suç işlemeleri halinde uygulanabilir.

SONUÇ : İncelenen olayda ise sanığın kuvvei cebriye imaline yetkili olduğu ve görev yaptığı sırada üzerine atılı suçu işlediği anlaşılmaktadır. Bu halde eylemi kül halinde TCK. 245. maddesine temas eder niteliktedir. ( oybirliği ile ). 9.12.1985