Alıntı: Yazan Av.Ömer Güntay Meslek örgütümüz Baroya ilişkin eleştirilere saygı duyuyorum. İyi de yapıyorsunuz. Eleştiri ve denetimin olmadığı yerden keyfilik, başıboşluk ve istibdat doğar. Baronun denetlenmesi avukatlar açısından aynı zamanda bir görevdir. Ancak benim kişisel görüşüm de, Baroya yönelik eleştirilerin hakkedilmediği ve olgusal karşılığı olmadığı yönündedir. Yapılan çalışmalar, faaliyetler, sorunların büyüklüğü ve çokluğu, birçoğunun baro içiyle değil, devletle, kamu ile ilgili olması gibi birçok husus gözetildiğinde, okuduğumuz eleştirileri iç huzuruyla tasdik etmek mümkün değil... Bu vesile ile Sayın Ekici'yi ve Sayın Eren'i tenzihen söylemek isterim: Eleştiri zarureti ile eleştiri itiyadını ayırmak eleştirilerin benimsenmesi ve gerçekleşmesi açısından çok yararlı sonuçlar verecektir. Saygılarımla.

Tenzih edildiğimden dolayı rahatım Ancak yine de, yönetici konumunda bulunanların, yapılabilecek yapıcı eleştirileri aynı yapıcılıkla değerlendirmesi gerektiği kanaatinde olduğumu ifade etmeliyim.. İstanbul Barosu olur, bir başka baro olur, Barolar Birliği olur, önemli değil, meslek odası hüviyetini haiz bu gibi kurumlara eleştiri her daim olacaktır. Zira avukatlık mesleği, özü itibariyle sorgulamayı/eleştirmeyi bünyesinde barındırdığından ister zorunluluk diyelim isterse alışkanlık, eleştiriler bitmeyecektir. Saldırı mahiyetinde olmayan somut sorunlara ilişkin eleştirilerin varlığı baroyu yıpratmaz, aksine güçlendirir diye düşünüyorum.