Mesajı Okuyun
Old 12-09-2004, 11:37   #9
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Katkı

Merhaba arkadaşlar,

Vicdani kanaat “kapalı” bir deyimdir.
19.yy.’da yüklenen anlamıyla vicdan; “iyi ile kötüyü ayırt eden” duygudur (Osmanlıca Türkçe Sözlük).
Kanaat; “bir şeyi yeter bulup fazlasını istememek”tir.

Kanıtları yeterli/yetersiz, yanlı/yansız vb. gibi özgür değerlendirme yetkisi, yalnızca duruşma yapan, duruşmaya katılan, bu nedenle de, taraflarla, kanıtlarla doğrudan ve yüzyüze ilişki kuran, onlar üzerinde yapılan yüksek sesli tartışmaları dinleyen, kanıtlarla doğrudan diyalektik ilişkide ve duyu organlarıyla algılamalarda bulunan duruşma yargıçlarına aittir.

Yargıtay, yargıcın hükmünü ancak “duruşmanın yargılama yasalarına uygunluğu” ve “gerekçe” yönlerinden inceleyebilir.
1.Yargıtay yasanın yorumunu her zaman denetler ve bu konuda son sözü söyler.
2.Yargıtay, olayların/eylemlerin kanıtlanmasını ( sübutu ) hiçbir zaman ilk mahkemenin yerine geçerek çözemez.
3.Yargıtay, olayların/eylemlerin nitelendirilmesini ( hukuksal tanıyı, adlandırmayı ) kimi zaman çözer

“Gerekçe; her olay ve hukuk sorununu tek tek çözmesi gereken, mantıki ve hukuki bütünlük sergileyen bir yapıttır” .
Gerekçenin ne olduğu, Yargıtay'ın süreklilik gösteren kararlarında "... TAKDİRİN, AKLA, HUKUK'A ve DOSYAYA UYGUN AÇIKLAMASIDIR..." şeklinde açıklanmaktadır.

Yargıtay vicdani kanaatin “gerekçe anlam ve niteliğinde” olmasını aramaktadır. (CGK.E. 1976/8-245,K. 1976/271,T. 7.6.1976, Kazancı).

“Gerekçe; istem konusundaki değerlendirmenin, hukuka ve dosya içerisindeki bilgi ve belgelere uygun açıklamasıdır. Anılan maddelerin uygulanmasına veya uygulanmasına yer olmadığına karar verilirken gösterilen gerekçe, sanığın kişiliği ile ilgili bilgi ve belgelerin isabetle değerlendirildiğini gösterir biçimde yasal ve yeterli olmalıdır ”(E. 2004/3-81,K. 2004/100, T. 20.4.2004, Kazancı)

Soruşturma ”yeterli (kanaat)” bulunup, “duyguyla (vicdan)” sanık hakkında verilen hüküm, Yargıtay’a göre yine de “hukuka ve dosya içerisindeki bilgi ve belgelere uygun” olmalıdır.
Vicdani kanaat; yargıca “sanığın kişiliği” ile “kanıtları özgürce değerlendirme” olanağı veren bir “takdir hakkı” ise de, bilgi ve belgeyle desteklenmesi istenilen “Gerekçe” bağlamında kişisel bir -iyi ile kötüyü ayırt eden- “duygu” dan ibaret değildir.

Yargıtay “vicdani kanaatin kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırılması”nı istemektedir (4.CD.E. 1994/7095 K. 1994/9083, T. 2.11.1994, Kazancı)

Şüpheden sanık yararlanır ilkesi – Vicdani kanaat
Sanık hakkında, mahkumiyet kararı verilebilmesi için sanık aleyhinde şüpheden tamamen uzak, kesin kanı uyandırabilecek yeterlilikte kanıtlar bulunmalıdır.
Ortaya konulmuş olan kanıtlar ”Şüphe”yi yok etmiyorsa, “kanıt yetersizliği” gerekçesiyle beraat kararı verilecek, “vicdani kanaat” e dayanarak “mahkûmiyete” hükmedilemeyecektir.
Vicdani kanaat; “sanığın kişiliği” ile “kanıtları özgürce değerlendirme” konusunda yalnızca yargıcın sahip olduğu özgürlük ve esarettir.