Mesajı Okuyun
Old 08-10-2007, 08:15   #2
Av.Turhan Demiroğlu

 
Varsayılan

"bilirkişi sürekli hizmet sözleşmesi olduğuna kanaat getirmiş.Ancak bizim işçi tanıklarının çoğu sürekli çalışmadığını beyan etmişti."

Zannediyorum bilirkişinin değinmek istediği "zincirleme akitlerle aynı işveren nezdinde gerçekleşen çalışmaların BELİRSİZ SÜRELİ hizmet akti olarak kabulü gerektiği" noktasında. Bu tesbit kıdem tazminatı talepleri açısından önem arzeder ve lehinzedir zannediyorum.

Hakdüşürücü süre konusunda somut olayın aşağıda aktaracağım karar doğrultusunda -ki yanılmıyorsam benzeri kararlar oldukça çok- incelenmesinde yarar var. Belki bu süre engeli aşılabilir.
Saygılarımla.

T.C.
YARGITAY
HUKUK DAİRESİ 21
Esas No.
1996/4147
Karar No.
1996/4268
Tarihi
11.07.1996
.......
KARAR : 1. Dava, davalıya ait işyerinde 1980 - 1986 yılları arasında hizmet aktine dayalı olarak geçen kuruma kayıt ve tescil edilmeyen sigortalı hizmetlerinin tesbiti istemine ilişkindir. Bu yönü ile davanın yasal dayanağı belirgin olarak 506 sayılı Yasanın 79/8. maddesidir. Anılan maddede yönetmelikle tesbit edilen belgeler işveren tarafından verilmeyen sigortalılar çalıştıkları hizmetlerinin geçtiği yılın sonunda başlayarak 5 yıl içerisinde dava açacakları hükmü öngörülmüştür. Madde de belirtildiği üzere yönetmelikle tesbit edilen belgelerin ( işe giriş bildirgesi ve bordolar gibi ) verilmesi durumunda 5 yıllık hakdüşürücü süreden bahsedilemiyeceği açık seçiktir. Somut olayda davacı ile ilgili olarak 1981, 1982, 1983, 1984, 1985, 1986 yıllarına ilişkin prim bordrolarının verildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca 5 yıllık hakdüşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyeceği ortadadır.