Mesajı Okuyun
Old 16-01-2013, 12:55   #2
Av.Özlem PEKSÜSLÜ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avsibel
Sayın meslektaşlarım hissedarlardan birinin açtığı şufa davası kabul edilerek kesinleşmiştir.Süresinde aynı hisse için bir başka hissedarın ilk şufa davası davacısına karşı dava açabileceğini gösteren yargıtay kararı arıyorum.SAYGILARIMLA

T.C. YARGITAY

6.Hukuk Dairesi

Esas: 2001/9022

Karar: 2001/9228

Karar Tarihi: 27.11.2001

 

ŞUFA DAVASI - ŞUFALI PAYIN İPTALİ VE TESCİL İSTEMİ - KÖTÜNİYET İDDİASI - KÖTÜ NİYETİ KANITLAMA KONUSUNDA TANIK GÖSTERİLMİŞ OLMASI - İDDİANIN İSPAT EDİLEMEMİŞ OLMASI - ŞUFA HAKKININ KULLANILIP KULLANILMAYACAĞININ SORULMASI GEREĞİ

ÖZET: Dava devam ederken

şufalı pay satılmıştır. Davacı bu temlikin kötü niyetli olduğunu ileri sürerek şufalı payın iptali ve adına tescilini istemiştir. Davacı kötü niyeti kanıtlama konusunda tanık göstermiş ise de dinlenen tanık ifadelerinden ve toplanan delillerden ikinci satışta gösterilen bedelin kötü niyete ve şufa hakkının kullanılmasını önlemek amacı ile yüksek gösterildiği ispat edilememiştir. Bu durumda davacıdan ikinci satış bedeli üzerinden şufa hakkını kullanıp kullanmayacağı sorularak, kullanmak istediği takdirde son satış bedelini yatırması için uygun mehil verilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.

(743 S. K. m. 658, 659) (4721 S. K. m. 732) (1086 S. K. m. 186)

Dava: Mahalli mahkemesinden verilmi
ş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı şufa davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Karar: Dava şufalı payın iptali ile tescili istemine ilişkindir. Mahkemece istem gibi karar verilmiş ve hüküm davalı Erdoğan S. vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Şufa davasının davalısı şufalı payı iktisaptan önce o taşınmazda paydaş ise onun hakkında şufa hakkı kullanılmaz. Çünkü M.K.nun 659.maddesi bir paydaşın payını üçüncü şahsa satması halinde diğer paydaşların şufa haklarını kullanabileceklerini hüküm altına almıştır. Paydaş üçüncü şahıs sayılmayacağına göre paydaşın paydaş aleyhine şufa hakkı söz konusu olamaz. Dava hakkına ilişkin olduğu için bu hususun davanın her safhada resen göz önünde tutulması gerekir. Bu gibi durumlarda savunmanın genişletilmesinden de söz edilemez.

Şuf´alı pay dava sırasında bir başka şahsa veya satışı yapan paydaşa satılırsa davacı, usulün 186.maddesi uyarınca seçimlik hakka haizdir. Dilerse davayı yeni satın alan şahsa yöneltir, isterse davayı tazminata dönüştürerek dava ettiği şahıs hakkında yürütür. Bu itibarla davacıya seçimlik hakkını kullanması yönünden mehil verilmesi gerekir. Şuf´alı payın eski sahibine dönmesi davacının ilk satışla doğan şuf´a hakkına engel teşkil etmez. Dava, şuf´alı payı iktisap eden paydaşa yöneltilirse onun hakkında devam ettirilir.

İlk satış bedeli ile ikinci satış bedeli farklı ise davacının hangi satış bedelinden sorumlu olacağı konusu önem taşımaktadır. Son satış alan şahsın iyi veya kötü niyetli olmasına göre durum değişir. Son satın alan şahıs kötü niyetli ise davacı ilk satış bedeli ile aksi halde son satış bedeliyle sorumlu olacaktır. Burada ispat külfeti de tabiatıyla davacıya düşecektir. Davacı tanık dahil her türlü delille son satın alan ve dava yöneltilen şahsın ilk satışı ve bedelini bildiğini, buna rağmen muvazaalı olarak şuf´a hakkını önleme amacıyla bedelin fazla gösterildiğini kanıtlaması gerekir. İkinci satış fazla bedelle ilk satana yapılmışsa, o kimse birinci satışın tarafı olduğu için kötü niyetli olduğunun kabulü icabeder. Davacının ayrıca delil ibrazına gerek yoktur.

Olayımızda: Dava devam ederken şufalı pay 14.11.2000 tarihinde davalılardan Erdoğan S.´e 15.000.000.000.-lira bedelle satılmıştır. Davacı bu temlikin kötü niyetli olduğunu ileri sürerek şufalı payın iptali ve adına tescilini istemiştir. Davacı kötü niyeti kanıtlama konusunda tanık göstermiş ise de dinlenen tanık ifadelerinden ve toplanan delillerden ikinci satışta gösterilen bedelin kötü niyete ve şufa hakkının kullanılmasını önlemek amacı ile yüksek gösterildiği ispat edilememiştir. Bu durumda davacıdan ikinci satış bedeli üzerinden şufa hakkını kullanıp kullanmayacağı sorularak, kullanmak istediği takdirde son satış bedelini yatırması için uygun mehil verilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bundan zuhul ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.

Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.

Sonu: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 27.11.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve
İçtihat Programı