Mesajı Okuyun
Old 22-05-2020, 21:59   #3
Avukat75

 
Varsayılan

Cevabınız için çok teşekkürler.

Paylaştığınız kararın tarihi yeni TBK’nın yürürlüğe girmesinden çok önce. Kararda zamanaşımı süresi ZMSS Genel şartlarına dayandırılmış. Genel şartlardaki ilgili madde de 2918 sayılı kanunun 109. maddesinin tekrarı niteliğinde. Yani rücu zamanaşımı süresinin başlayabilmesi için, rücu edecek olanın, zarar görene (veya alacaklıya) ödeme yapmış olmasını şart koşuyor. Karardaki uyuşmazlık sigortalı ile sigorta şirketi arasında ve kararda sigorta şirketinin sorumluluğunun sözleşmeye dayandığı ifade ediliyor.

Kararda zamanaşımı süresi yönünden borçlar kanunundan hiç bahsedilmemesinden, 2918 sayılı kanunun özel kanun olarak öncelikle uygulandığı sonucu çıkıyor gibi.

Ancak, yeni TBK’da rücu zamanaşımı açısından yeni bir hüküm (md.73) getirildiğinden, 2918 sayılı kanuna rağmen artık TBK’daki yeni hükmün uygulanacağı şeklinde bir değerlendirme yapılabilir mi acaba?

Araştırabildiğim kadarıyla rücu davalarında, hangi zamanaşımı süresi uygulanırsa uygulansın, alacaklıya ödeme yapılmadan rücu hakkının doğmadığı ve dolayısıyla zamanaşımının işlemeye başlamayacağı kabul ediliyordu.

Örneğin;

“Rücu hakkı; başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin malvarlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelen, tazminat niteliğinde bir talep hakkıdır. Alacaklıyı tatmin eden kişi, alacaklının hakkından bağımsız kendi şahsında doğan bir hak elde etmektedir. Bunun sonucu olarak da rücu hakkı bu hakka sahip olan kişinin şahsında doğduğu anda muaccel olur. Bu nedenle, rücu hakkı için hakkın doğduğu andan itibaren zamanaşımı süresi işlemeye başlamaktadır.”Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Esas: 2013/4-1814, Karar: 2013/715 (http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=15679)

Oysa TBK md 73/2 bu uygulamaya bir istisna getirecek nitelikte. Zira, maddedeki şartlar gerçekleşmişse, ödeme yapılmamış olsa da zamanaşımı işlemeye başlayacaktır. Yani hak daha doğmadan zamanaşımı işlemeye başlayacak!