Mesajı Okuyun
Old 26-02-2014, 17:51   #9
üye7160

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

17.Hukuk Dairesi
Esas: 2013/152
Karar: 2013/3265
Karar Tarihi: 12.03.2013


TAZMİNAT DAVASI - TAKDİR EDİLECEK MANEVİ TAZMİNAT MİKTARININ ELDE EDİLMEK İSTENEN TATMİN DUYGUSUNUN ETKİSİNE ULAŞMAK İÇİN GEREKLİ OLAN KADAR OLMASI - HÜKMEDİLEN MANEVİ TAZMİNATN FAZLA OLUŞU - HÜKMÜN BOZULDUĞU

ÖZET: Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda; davacının sürekli kısmi işgücü kaybı oranı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kaza tarihi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen manevi tazminat miktarı fazladır. Hükmün bozulması gerekmektedir.

(818 S. K. m. 47)

Dava: Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili, davalı H. Ö. vekili ve davalı sigorta şirketi vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkilinin aracının, davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı oldukları araçla çarpışması sonucu müvekkilinin yaralanarak daimi kısmi maluliyete uğradığını, kazanın oluşumunda davalı H. Ö.'nün tamamen kusurlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL tedavi gideri, 1.000 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 500 TL sürekli iş göremezlik tazminatının tüm davalılardan, 17.500 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 01.07.2010 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat taleplerini toplam 16.638,33 TL'ye yükselttiklerini bildirmiştir.

Davalı sigorta şirketi, müvekkilinin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

Davalı E. T. vekili, müvekkilinin çalıştığı işyerinin sahibinin ricası üzerine aracı bedelsiz olarak üzerine aldığını, araç üzerinde hiçbir zaman fiili tasarrufu olmadığını ve işleten sıfatının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

Davalı H. Ö. vekili, kazanın oluşumunda davacının da kusurlu olduğunu, davacının kaza sonrasında kalıcı maluliyetinin oluşmadığını, talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davacının maddi tazminat davasının kabulü ile 16.638,33 TL tazminatın tüm davalılardan müteselsilen tahsiline, davalılar H. Ö. ve E. T. yönünden kaza tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar E. T. ve H. Ö.'den tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı H. Ö. vekili ve davalı sigorta şirketi vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.

1- Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle ceza dosyasında oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacı vekili ve davalı sigorta şirketi vekilinin tüm, davalı H. Ö. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2- Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

Hakim, manevi tazminata Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre, özel durumları göz önünde tutarak adalete uygun olarak hükmeder. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Bu durumda hükmedilen manevi tazminat miktarı, somut olayın özellikleri, kaza tarihi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, olayın meydana gelmesindeki etkiler gibi hususlar bir arada değerlendirilerek belirlenmelidir. Somut olayda; davacının sürekli kısmi işgücü kaybı oranı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kaza tarihi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen manevi tazminat miktarı fazladır. Hükmün anılan nedenle bozulması gerekmektedir.

Sonuç: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ve davalı sigorta vekilinin tüm, davalı H. Ö. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı H. Ö. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ve aşağıda dökümü yazılı 5,90 TL kalan harcın temyiz eden davacıdan alınmasına, aşağıda dökümü yazılı 740,56 TL kalan harcın temyiz eden davalı …… Sigorta A.Ş'den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı H. Ö.'ye geri verilmesine, 12.03.2013 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)