Mesajı Okuyun
Old 21-09-2010, 11:08   #5
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın Av. Zeynep_e,


Dikkatinizi çekmek isterim ki; anlatımınızdaki durumda; Sayın Dikici'nin de belirttiği üzere; taraflar arasında bir eser sözleşmesi söz konusudur. Eser Sözleşmelerinde:


Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, 13.05.2009 T., Esas: 2009/2806, Karar: 2009/2828: “Dava, eser sözleşmesinden dolayı oluşan alacağın tahsiline ilişkindir.
4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/e maddesinde tüketici, “bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi” olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamaya göre yasa, hazır bir malı veya hizmeti satın alarak onu günlük yaşamında kullanan veya tüketen kişiyi korumaktadır. Bir başka deyişle yasa kapsamına, dar kapsamlı mal ve hizmet ilişkileri olağan tüketim işleri alınmıştır. Aksi bir yorumun kabulü, üst düzey teknoloji ile gerçekleştirilen eser sözleşmesi ilişkilerinin dahi 4077 sayılı yasa kapsamında kalmasını ve bunlardan kaynaklanan uyuşmazlıklara da Tüketici Mahkemelerinde bakılmasını gerektirir ki, bunun yasanın amacına aykırı olduğu açıktır. Buna göre istisna sözleşmesinden doğan ilişkileri de 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanması hukuken olanaklı değildir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26.2.2003 gün ve 2003/15-127 E., 2003/102 K. sayılı kararında bu husus belirtilmiştir. Somut olayda taraflar arasındaki hukuki ilişki eser sözleşmesinden kaynaklandığından, davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması nedeniyle yerel mahkemece görevsizlik kararı yerine esas hakkında karar verilmesi yerinde görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir.”
ve
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, 15.02.2005 T., Esas: 2004/4151, Karar: 2005/740: “Uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, davacı evinin perde dikim işinin davalı tarafından sözlü sözleşme ile 550.000.000 TL.ya yüklenildiğini, işin eksik ve ayıplı yapılması nedeni ile peşin ödediği 500.000.000 TL.nın davalıdan tahsilini talep etmiş, davalı ise perdeleri sözleşmeye uygun yaptığını, bakiye alacağı ile ek işler bedeli olan toplam 213.300.560 TL.nın davacı tarafından ödenmediğini savunmuştur. Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılan dava sonucu istem kısmen kabul edilmiştir.
4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 3/e maddesinde tüketici "bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi" olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamaya göre yasa, hazır bir malı veya hizmeti satın alarak onu günlük yaşamında kullanan veya tüketen kişiyi korumaktadır. Başka bir deyişle yasada dar kapsamlı mal ve hizmet ilişkileri olağan tüketim işleri kapsama alınmıştır. BK.nun 355. maddesinde ise istisna ( eser ) bir akittir ki onunla bir taraf ( müteahhit ) diğer tarafın ( iş sahibi ) vermeyi taahhüt ettiği semen mukabilinde bir şey imalini iltizam eder, hükmünü içermektedir. Eser sözleşmesinin bu tanımı ile somut olay karşılaştırıldığında, sözleşmenin konusunun saten krinkıl ve güneşlik perde imali işi olup eser sözleşmesinin unsurlarını taşıdığı ortadadır. Eser sözleşmesinin satım sözleşmesinden ayıran en önemli yanı, satımdaki montaj işleminin imalatı içermemesine karşın, eserde istenilen vasıfta perdelerin aynı zamanda imali de bünyesinde barındırıyor olmasıdır. Ayrıca satımda sözleşme anında satın alınan şey mevcut ve kullanılabilir iken, eser sözleşmesinde sözleşme anında eser ortada olmayıp, sözleşmeden sonra imali söz konusudur. Dava konusu perdeler sadece montajı yapılacak şekilde önceden satışa sunulmuş değildir. İstenilen vasıfta gerçekleştirilmesi imalatı gerektirmektedir. Bundan dolayı somut olayda olduğu gibi istisna ( eser ) sözleşmesinden doğan ilişkilerde 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanması olanaklı değildir. Nitekim aynı husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 26.2.2003 gün ve 2003/15-127 E. 2003/102 K. sayılı kararında da belirtilmiştir.
Açıklanan tüm bu nedenlerle davaya genel hükümlere göre ve genel mahkemelerde bakılması yerine özel hükümler uyarınca Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.”

Saygılar...