Mesajı Okuyun
Old 16-02-2010, 23:18   #2
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sn.VB

Hastanın hekimi ile paylaştığı tüm bilgiler özel hayat/mahremiyet kapsamındadır.Hekim bir yandan hastanın sırlarını saklayacağına ilişkin hastaya/danışanına güvence verirken bu güvence yetkili makam( savcılık veya hakimlik tarafından)etkisiz hale getirilmektedir.

Hasta/danışan yargılama sırasında kendi dosyasını delil olarak sunabilir veya hekimini tanık olarak dinletmek isteyebilir.Burada ilgilinin rızası olduğundan güvenceye aykırı bir durum da yoktur.

Fakat dosyanın sahibinden farklı kişi,örneğin eşi,kendi sinin dışındaki kişinin kişisel bilgilerini içeren dosyaya delil olarak dayandığında uygulamada" bu konudaki talepler yerine getirilmekte ve talep ilgililerce karşılanmaktadır.

Kişisel düşüncem bu durumda dosyanın değil uzmanın tanık olarak dinlenmesi yolunun seçilmesinin daha uygun olduğudur.

Diğer bir sorun ise soruşturma/kovuşturma ve sizin de örnek verdiğiniz gibi Aile Mahkemelerinde bu tür dosyalar mahkemeye geldiğinde dosya içerisine konmakta ve kamuya açık biçimde süreç devam etmektedir.Dosyanın tarafları dışındaki kişiler dosyayı inceleyebilmekte ve verilen karar ise aleni olarak yayınlanmaktadır.

Bu uygulamadan kişileri koruyacak hiç bir önlem usulümüzde bulunmamaktadır.Konunun önemi dahi tartışılmamaktadır.
Finlandiya Z.kararı ile nihai kararın belli bir süre sonra kamuya açıklanması durumunun ihlal olduğuna karar veren AİHM'nin kararı bence bu durumlarda akılda yasa uygulayıcıları tarafından dikkate alınmalıdır.