Mesajı Okuyun
Old 11-08-2007, 18:29   #56
calikusu_kamuran

 
Acil SeÇİm SÜrecİ Durumuna ErİŞme Hakkinin Korunmasi

Alıntı:
Yazan Av.Habibe Yılmaz Kayar

Konunun dinsel ve sosyal tarafını tartışma dışı bırakarak
sünnet oprasyonunda anne babanın çocuk adına tıbbi müdahaleye rıza göstermesi hukuka uygun mudur?

Çocukların bu konuda rızasının ve hatta rızasızlıgının önemi nedir?


Saygılar

Devletlerin, daha biz istemeden bizim için çok önceden koydukları kurallara uymakla zorunluyuz. Şimdi veli veya vasiyi aynen devletin yerine koyalım. Bu bir.

İkincisi anne ve baba çocuğun herhangi bir hastalığı karşısında çocuk acı çekmeyi istemese ve sonuçta iğne vurunmayı istemese bile elbette zorla ona iğnesi miğnesi yapılır. Veya belki de öyle bir hastalığa yakalanmayacak iken önceden bazı aşılar yaptırılır çocuk istemese bile zorla yapılır bu iş. Çünkü toplumun içinde olacaksan tek yolun budur adeta.

Bu konu apaçık bir inanç meselesidir ve hukukun inancı koruyup korumaması meselesidir. Anne ve babaya değil de bunun kararı için somut olayın istisna olmasından dolayı çocuğa bırakılması gerektiği kanaatindeyim. Hukuk ve devlet inancın seçimi aşamasını korumakla mükelleftir. Kanaatimce artık anne ve babanın değil daha üstün güç olan devletin bunu sağlama görevi somut olayda apaçık belirmiştir. Sosyal devlet anlayışının algılamasında benim için bu da var.

Yukarıda okuduğum bir çok yerde, sünnetin sağlık konusunda yararı olmadığı ve yıkılması gereken bir tabu olduğu beyan edilmiştir. Bu konuyu herkes kendileri için öngörebilir, kültür emperyalizmine vardırmaya da gerek yoktur bu konuyu. Artık dünya biliyor ki HIV virüsüne karşı sünnet bir ön koruma görevi görmektedir. Günün hijyenik şartları artar iken DEV GÜCE SAHİP hastalık türleri de kendini daha güçlü göstermektedir.

Üniversiteye ilk başladığım yıllarda oğlum olsa sünnet ettirmem diyordum, bugün iyi ki babam böyle düşünmemiş diyorum. İnsanın ömrü belli mevsimlere ayrılır ve bu mevsimlerde bazı esintiler gelir geçer ve her mevsimde ortak olması gerekeni yaşatmak gerektiğini farkeder bir zaman sonra insan bizzat kendisi. Ve ben hayata artık öyle bakıyorum, bir genç delikanlı karşımda her türlü değere karşı isyanlar etse haklısınız demekten öteye gitmem artık, çünkü aynı dönemlerden ben de geçtim ve onun içindeki fırtınayı kolaylıkla algılayabilirim.

Yukarıdaki olayda, bence hakim davayı açan taraf sanırım erkek tarafı olduğuna göre hakim ister istemez davayı açanın dini değerlerini gözetmek zorundadır ve buna göre diğer tarafın da inançları konusunda gerçek bir sabitlemeye varıp AYNEN KENDİLERİ İÇİN İSTEDİKLERİNİ ÇOCUKLARI İÇİN İSTİYORLAR MI BUNA BAKILMALIDIR görüşündeyim. Eğer anne ve baba birer taraf olarak kendi değerlerini korumak adına dava yoluna başvurmuşlar ise hakim bu yönü ile karara varmak zorundadır. İstisnalar kaideyi bozmaz diyerek, iş bu somut olayda taraflar kendi aralarında anlaşamazlar ise çocuğun 18 yaşını veya aklı yetecek seviyeye gelmesini beklemek hem dava tarafları için hem de çocuk için en iyi çözümdür diye düşünmekteyim. Fakat elbette ki 18 yaşındaki kararını göz önüne alırsak çocuk o yaştan itibaren toplumsal kültürün baskını beynine alarak kararı doğrultusunda diğer taraftan nefret etmeye başlayabilir ama bu o yaşlara gelen çocuğa uygun bir dil ile izah etmek icab eder.

Esasta olması gereken ise şu olmalıdır elbette ki, her birey seçim yapabileceği yaşta iken kendi seçimlerini yapmalı ve hem devlet ve hem anne baba çocuğun seçim yapma sürecini koruma altına almalıdır. Ki esasta böylece taassubi fikirlenmeler yerine samimi fikirlenmeler her bireyde belirsin.

Eğer sünnet edilirse geri dönüşümü olmayan bir sonuç elde edilecek yok eğer sünnet edilmez de çocuk uygun görülen yaşına gelince kolaylıkla tıbbi müdahalesini olur. Bu bu denli büyütmenin anlamı da yoktur kanaatindeyim, İSTİSNALAR HİÇ BİR ZAMAN GENEL GEÇER OLAMAYACAKTIR. Hele kuralı koruma isteğinin az olup daima tarafı koruma(siyasi) isteklerinin çok olduğu bu dönemde bile bu böyle olacaktır kanaatindeyim ki doğal hayat her geçen gün insan için en uygun olanı göstermeyi bizzat başarmaktadır.

SAYGI VE SEVGİLERİMLE(somut olaydaki istisna esaslara halel getirmez...18 yaş beklenebilir)