Mesajı Okuyun
Old 05-12-2006, 00:09   #6
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Alıntı:

**************
MENFİ TESPİT DAVASI - İLAMSIZ TAKİP - ALACAĞIN SEBEBİ - İSPAT YÜKÜ
KAYIT NO : 83049
**************
Esas Yılı : 2005
Esas No : 11299
Karar Yılı : 2005
Karar No : 18183
Karar Tarihi : 08.12.2005
Daire No : 13
Daire : HD
**************
ÖZET : İcra takibi adi takip olup hiçbir belgeye dayanmamaktadır. Böyle olunca davalı alacaklı alacağını yasal delillerle kanıtlamalıdır ve ispat yükü de davalıya aittir. Davalıdan alacağının varlığını ispat için yemin dahil tüm delillerin sorulması,varsa davacıdan da mukabil delilleri sorularak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

**************
(2004 S. K. m. 97)
Dava: Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan gelen olmadığından incelemenin evraklar üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Karar: Davacı, davalının kendisi aleyhine alışverişten doğan alacak adı altında 30.000.000.000 TL lık icra takibi yaptığını,süresinde haberleri olmadığı için itiraz edemediğini,böyle bir borcu olmadığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespiti ile kötüniyet tazminatını istemiştir.
Davalı, davacının fıstık ticaretinin karlı olduğuna kendilerini ikna etmesi üzerine evi de satarak 30.000.000.000 TL verdiklerini,eşi ölünce davacının parayı geri vermediğini,savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı davacı tarafından aleyhine yapılan ve itiraz edemediği için kesinleşen icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talebiyle bu davayı açmıştır. Celp edilen icra dosyasında davalı tarafından davalı aleyhine yapılan icra takibinin adi takip yoluyla yapıldığı ve alacağın sebebi olarak da "alışverişten doğan alacak" olarak gösterildiği görülmüştür. Davalı alacaklı icra takibinde her hangi bir belge ve delile dayanmamıştır. Borcun sebebi olarak ta eşinin sağlığında evlerinin de satılarak işletmesi için davacıya verilen ancak eşi ölünce iade edilmeyen para olarak gösterilmiştir.İcra takibi adi takip olup hiçbir belgeye dayanmamaktadır. Böyle olunca davalı alacaklı alacağını yasal delillerle kanıtlamalıdır ve ispat yükü de davalıya aittir. Gelen icra dosyasında davacının borcu kabul ettiğine dair hiçbir beyan ve ikrarı yoktur. Kaldı ki icra tehdidi altında ve haciz sırasında borcun kabul edilmiş olması dahi hukuki sonuç doğurmaz ve davalıyı alacağını ispat yükümlülüğünden kurtarmaz. Bu nedenle davalıdan alacağının varlığını ispat için yemin dahil tüm delilleri sorulmalı,varsa davacıdan da mukabil delilleri sorularak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 8.12.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


**************
.: CopyRight by Sinerji A.Ş. :.

Bir kere senet olarak kabulü mümkün olmayan bir belge ile karşı karşıyayız. Bir kimse dilediği kişiyi borçlu göstererek bir senet düzenleyebilir. Bu senedi senet yapan altındaki borçlu imzasıdır. Adi senet veya kambiyo senedi olsun sonuç değişmez. Bu durumda alacağı bir belgeye dayanmayan alacaklının kendisine karşı açılan menfi tespit davasında alacağını ispat etmesi gerekir. Böyle bir durumda borçludan olmayan bir şeyin ispatını istemek en hafifinden insafsızlık olur.