Mesajı Okuyun
Old 03-09-2007, 00:23   #5
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Yarsav: "Danıştay ve Yargıtay, içtihat gizliliğine son versin"

Burada aslında bir miktar görevin kötüye kullanılması söz konusu.

Yasalarımıza göre Yargıtay ve Danıştay kararları yol gösterici niteliktedir. İçtihadi birleştirme kararları ise uyulması zorunlu olan kararlardır.

Yargıtay ve Danıştay dosyayı incelerken GÖREVLERİ NEDENİ ile kendilerine verilmiş bir eylemi gerçekleşmektedir. Yargısal bir işlevdir bu. Yani devlet memuru bir yargıç olarak gerek usul açısından gerek esas açısından olayı inceleyerek yargılamanın ne kadar doğru yürütüldüğünü denetlemektedirler. Bu görevleridir.

Gene usul yasamıza göre Yargıtay temyiz nedenlerini yanıtlamak zorundadır. Ama ben hiç bir Yargıtay kakarında temyiz nedenlerinin yanıtlandığını görmedim. (Yanıtlanmasından kastım "diğer temyiz nedenlerinin reddi ile şu açıdan bozulması" veya usule ve yasaya uygun olan kararın onanması" cümleleri değildir.) Yargıtay'ın kararının yol gösterici olması gerekir. özellikle "ususle ve yasaya uygun karar tanımlamasında yol göstericilik bulunamaz.

Burada benim dikkatimi çeken şeylerden birisi de tanık olduğum bir tartışmada Yargıtay hakiminin "Biz o kararı yazarken emek harcıyoruz. Kendi düşüncemizden veriyoruz. Verilen kararı işliyoruz." şeklindeki savunması idi. Yani özet olarak kendi düşünceleri ifade edildiği için o "işlenmiş" kararların kamuya açılmamasının haklı olduğu yönünde bir düşünce idi.

Burada sorulması gereken bir kaç soru var:

Siz kürsü hakimi iken emek vermediniz mi?

Siz hangi sıfatla emek veriyorsunuz? Özel bir araştırmacı olarak mı bir kamu görevlisi olarak mı? Bir kamu görevlisi olarak emek veriyorsanız karşılığını alıyorsunuz. Devlet sizi üst yetenekleri olan bir hakim olarak görmüş ve YOL GÖSTERİCİ kararlar vereceğinize güvenerek sizi bu yere getirmiş. Yani emeğinizin karşılığı devlet tarafından ödeniyor. Peki siz kararlarınızı saklayarak nasıl yol gösterici olacaksınız?

Siz yolgösterici bir yargıç olarak bu makama atanmasa idiniz bu dosya nasıl elinize geçecek, nasıl karar oluşturacaktınız?

Neden bazı önemli kararlar YKD.'de yayınlanmıyor da yazılan kitaplarda çıkıyor? Benim çok rastladığım bir olay. Kitap yazılıyor yorum yok. Kanun maddeleri ve Yargıtay kararları. Benim garibime gidiyor.

İnternetten baktım bir dosyam onanmış. Mahkemeye gittim dosya gelmemiş. Yargıtay'a gittim yahu şu dosya onanmış kararın bir örneğini verin de icra dosyasından paramı çekeyim dedim. Y.İ. Müdürü başkanlar kurulu kararı var. kimse burdan karar örneği alamaz dedi. İlgilisi olduğum dosyadan, kendi onama kararını alamadım.

Bir de yargılamanın aleniyetini tartışacaktım ama çok uzayacak. Siz anlarsınız.

ŞİMDİ TARTIŞMANIN BAŞINA DÖNELİM:
Siz hangi nedenle oradasınz ve hangi hakla içtihatları saklıyorsunuz?

görevinizin gerektirdiği maaşı alıyorsunuz ve bu nedenle hizmet veriyorsunuz. Kamu bu maaşı öderken sizden bir hizmet bekliyor. Bu hizmeti veriyorsunuz.

Ama kararların saklanması kamu çıkarına aykırı değil mi? Siz kamusal çıkarı koruyan insanlarsınız. Bu nedenle bu göreve getirildiniz. Bir tartışmada sizin düşüncenizle heyetin bakış açısı değişti. Orada kamu görevlisi olarak hareket ediyorsunuz. Bu kararı YKD de yayınlatmıyotsunuz. Ben dosya numarası ile istediğimde de vermiyorsunuz. kendi kitabınıza koyuyorsunuz. Nerede kaldı kamu görevi, NEREDE KALDI YOL GÖSTERME. Bu görevi suistimal değil mi?

SONUÇ OLARAK
Ben şöyle bir hükmün getirilmesini öneririrm:

Hiç bir Yargıtay üyesi yazdığı kitaba Yargıtay kararı koymayacaktır. Sadece Yaşamı nedeni ile edindiği bilgileri aktarabilecek/yorum yapabilecektir.

Böyle bir şeyin gerçekleşmesi zor.

Gülün o zaman

Saygılar.