Mesajı Okuyun
Old 12-10-2011, 15:09   #7
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan isungur
Emek vererek yasaldurumu özetleyen Av. Sayın Ömer Güntay'a, çok değerli kişisel yorumu için Admin'e, yine kişisel yorumu ile katkılarını esirgemeyen Av. Sn. Mehmet Saim Dikici'ye, ilgili Yargıtay içtihatlarını ekleyen Av. Sn. Ömer Güntay'a teşekkür ediyorum.
Bu yorumlar ve içtihatlar, sizlerin de değindiği gibi, her olayın koşullurına göre ayrı değerlendirilmesi tarafların kusur oranlarının irdelenmesi gerektiği yönündedir.
Benim görüşüm de esasen bu yolda olmakla birlikte, sözleşmenin ilgili hükmünün peşinen bankayı sorumluluktan kurtarıp kurtaramayacağı, bu şartı kabul eden kart hamilinin , kusursuzluğunu, bir anlamda bankanın kusurunu ispata mecbur olup olmadığı hususu takıldığım asıl noktadır.
Özellkle kart hamili, "Ben şifremi kimseye vermedim" derken, ortamda şifrenin kaydına veya gözetlenmesine yarayacak ve aldatma kabiliyetine sahip herhangi bir donanım/tesisat da yoksa, kart hamilinin bu iddiası ne derece geçerli olacaktır. Böyle bir durumda bankanın, kart hamilinin kusuru olduğunu ispat etme mecburiyeti olmasa gerek. İspat külfeti kart hamilinde olmalıdır.
Olay en sade, en yalın hali ile sonuçlandırılabilirse, değişik koşullara sahip olayları bu temel üzerinde çözümlemek çok daha kolay olacaktır diye düşünüyorum.
Lütfen değerli katkılarınıza devam ediniz.
Teşekkürlerimle.
İlhan Sungur

Konunun diğer yönlerinin tartışılabilirliği bir yana banka ile müşteri arasındaki sözleşmede bankayı "peşinen" sorumluluktan kurtaracak içerikteki hükümlerin önce 5464 sayılı yasanın bankayı kimi konularda yükümleyen hükümlerine, daha özel olarak da, müşterinin tüketici tanımına girdiği hallerde 4077 sayılı yasanın 6. maddesine takılacağı kanısındayım.
Naçizane katkımız sürecektir.
Saygılarımla.