Davalı idarece hatalı kesilen ve 06.04.2006 günü tebliğ edilen özel usulsüzlük cezasına karşı 08.05.2006 pazartesi günü vergi mahkemesinde açılan davada (üstelik dava dilekçesinde 07.05.2006 resmi tatil olduğundan davanın 30 günlük yasal süresinde açıldığı özellikle belirtilmiştir.); Not:06.05.2006 cumartesi - 07.05.2006 pazar tatilidir.

İdare ile cevaplaşmalar yapılmış,

Vergi mahkemesince 08.05.2006 da kayda alındığından, 06.05.2006 "cuma" dava açmanın son günü olduğu gerekçesiyle 29.11.2006 günü 2577 sayılı İYUK 15/1-b hükmünce "süre aşımından reddine" karar verilmiştir. Karar, 25.12.2006 tarihinde mükellefin yanı evde oturduğu ve okur-yazar olmayan annesine 25.12.2006 tarihinde tebliğ edilmiştir.

Mükellef de mahkemenin hatalı takvime bakarak hatalı karar verebileceğine hiç ihtimal verilemeyeceği düşüncesiyle üzerinde durmamıştır.

24.01.2007 tarihinde tesadüfen kararı tekrar incelediğinde 2006 yılı takvimini kontrol ettiğinde davanın aslında süresinde açıldığını mahkemenin hatalı karar verdiğini fark etmiştir.

Ancak, o günde 30 günlük itiraz süresinin son günü geçmiştir.

Hatalı şahsa tebligat nedeniyle karara muttali olduğu 24.01.2007 tarihini dikkate alarak, 2577 sayılı İYUK 53/1-e fıkrasınca Yargılamanın yenilenmesini 23.02.2007 tarihinde aynı vergi mahkemesinden talep etmiştir.

Mahkeme 03.05.2007 tarihinde "dava süre yönünden rddedilerek otuz günlük sürenin hesaplanmasında hata yapıldığı açık olmakla birlikte, davacının tek hakim kararına itiraz ederek kararın bozulmasının sağlanması mümkün iken bu yola başvurulmadığı görülmüştür. Yargılamanın yenilenmesi sebeblerinden hiç birine girmediği" gerekçesiyle ve aynı hakimce yargılanmanın yenilenmesi istemi reddedilmiştir.

Karara mükellef 18.06.2007 tarihinde Bölge İdare Mahkemesinde itiraz etmiştir.

Bölge İdare Mahkmesi de 16.10.2007 tarihinde kararı onamıştır. Karar 29.01.2008 günü tebliğ edilmiştir.

Bu arada mükellef gazetelerden okuduğu "davacı mükellefler ile uzlaşma" yolunu açabilecek kanun değişikliği tasarısını okumuştur. Tasarı Bakanlar Kuruluna gönderilmiştir. Önümüzdeki günlerde Mecliste yasalaşması beklenmektedir. Bu tasarıdan davası derdest olanlardan davadan feragat edilmesi halinde yararlanabileceğini, haksız yere de olsa kendisine keslien cezayı bu tasarı kanunlaştığı takdirde 18 ayda eşit taksiitlerle ödeyebileceğini bilmektedir.

Şimdi; davanın sürdürülebilmesi açısından;
Yargılamanın yenilenmesi kararlarına karşı yapılabilecek birşey olmadığı ama, itirazın reddine karşılık,

2577 sayılı İYUK 54/1-c ve d fıkralarınca KARARIN DÜZELTİLMESİ istenebilir mi?