Mesajı Okuyun
Old 07-04-2009, 16:20   #8
Adli Tip

 
Varsayılan

Alıntı:
BİR... Sözleşmeyi fesheden işçidir. Fesih haklıdır ve işçi kıdem tazminatına hak kazanmıştır.

Mesajdan anlaşıldığı kadarıyla işinin feshinin haklı kabul edilmesi gerekir. Size katılıyorum.

Alıntı:
İKİ... Haklı nedenle feshin yazılı olarak yapılmasına gerek yok. İşi bırakmak yeterlidir. Noterden gönderilen ihtar ise sadece ispat kolaylığı sağlaması bakımından önemlidir.

Feshin yazılı olmaması halinde geçersiz kabul edilmesi kuralı, işveren tarafından gerçekleştirilen ve sadece süreli fesihler için söz konusudur. Bu bağlamda elbette işçinin yazılı bir fesih yapma zorunluluğu yoktur.

Ancak,


Alıntı:
ÜÇ... İş Hukuku'nda, -Sayın Adli Tip'in altını çizdiği- "karşı tarafa ulaşmakla sonuç doğurur" ibaresi, "iradenin açıklanması ve hakimiyet alanından çıkarılması" şeklinde kabul edilmektedir. Yani noter işleminin tarihi fesih tarihi olarak kabul edilir. Ancak yukarıda da değindiğim gibi "işyerini terk etmek" fesih iradesi olarak kabul edilir ve iş sözleşmesi bu an feshedilmiş sayılır. Yani noter aracılığıyla yapılan bildirim açıklayıcı bir işlev görür. Yeter ki noter bildiriminde bu iradenin aksini yorumlamaya elverişli bir kayıt olmasın

fesih “bozucu yenilik doğuran” bir hak olup, bu hak bir irade açıklamasıyla kullanılabilir. Bazı eylemlerin, bazı irade açıklamalarına eş değer tutulmasına iş hukukunda da çok rastlanmaktadır. Ancak, “işçinin işe gelmemesinin işçinin feshi olarak değerlendirilmesi gerektiği ve hatta (haklı bir neden olmadığında) işverenin işe gelmeyen işçiden ihbar tazminatı talep edebileceği” şeklinde de dile getirilen bu düşünce tartışmalıdır. Benim düşünceme göre de, işe gelmeyen işçi, iş akdini kendisi feshetmiştir ( işveren ihbar tazminatı da talep edebilmelidir). Ancak dediğim gibi, bu çok uygulanmayan ve çok da taraftarı olmayan bir düşüncedir. Nitekim sizin teorik tartışma bölümünüzde de belirttiğiniz üzere, işçi devamsızlığın fesih iradesi olmaksızın gerçekleştiğini de belirtebilir.

Bu itibarla işçinin her halükarda iradesini tereddüde mahal bırakmayacak şekilde, açıkça ortaya koyması gerekir.

“Feshin karşı tarafa ulaşmakla sonuç doğurması” kavramı esasen büyük bir bilinmezi çözen özlü cümleymiş gibi her yerde sıklıkla kullanılmaktadır. Oysa bu konu kaynağını Borçlar Hukuku Genel Hükümlerinden alan kapsamlı bir konudur. Tarafımca da altı çizilmeden, bilakis silik bir şekilde yazılmaya çalışılmıştır. Bu konuda somut olayın çerçevesini de çok aşmadan bir açıklama yapmak gerekirse: Fesih iradesi karşı tarafa ulaşmadıkça, sözleşme diğer taraf için devam eder, diğer taraf buna göre hareket eder. İrade açıklamasının doğurduğu sonuç, iradenin açıklandığı ana kadar geçmişe etkili de hüküm doğurabilir.
Hasılı, devamsızlık sebebiyle iş akdinin feshedildiğini öğrenmiş bulunan bir işçi, istifa etme şansını kaybeder. “Siz kovmuyorsunuz, ben istifa ediyorum” sözü filmlerde geçerlidir.

Olayda, 10 Şubat’ta iş akdinin devam ettiğini düşünen bir işçi, iş akdini feshetmiştir. 24. maddedeki şartlar varsa (ki olduğu görünüyor) fesih haklı sayılmalıdır.

11 Şubat tarihinde (henüz işçinin fesih beyanı işverene tebliğ edilmediyse) iş akdinin devam ettiğini düşünen işveren de iş akdini 11 Şubat itibariyle feshetmiştir. Bu feshin, işçinin feshi daha önce olduğu için hükmü olmayacaktır. Küçük teorik tartışma: İşçi 11 ya da 12 Şubat’ta, fesih iradesi henüz işverene ulaşmadan işvereni arayıp, “dün noterden bir ihtarname yolladım ama pişman oldum, onu dikkate almayın” derse, yine işverenin feshine geçerlilik tanınır. (fesih geçerli ya da haklı olmaz ama hukuki değeri olur.)



Alıntı:
TEORİK TARTIŞMA


Diyelim ki 9'unda işyerini terkettiniz, 10'unda ihtarname çektiniz ve iş sözleşmenizi 10'u itibariyle feshettiğinizi bildirdiniz. Bu halde 9'undaki işyerini terk etme eyleminin fesih iradesi olarak algılanmaması gerektiğini kabul etmiş olursunuz. İhbarnamenizde böyle bir kayıt varsa iş sözleşmesi 10'u itibariyle feshedilmiş sayılır. İhbarname işverene 13'ünde ulaşmış olsa bile durum değişmez.

Bu ayrıntıyı önemli buluyorum. Diyelim ki ücret ayın 1'inde ödeniyor. Ama bu ay ödenmedi. İşçi de ayın 6'sında işyerini terk etti. Artık bu işyerinde çalışmayacağım deyip avukat olarak bize geldi. Biz de ayın 11'inde ihtarname çektik ve iş sözleşmesinin ücretin ödenmemesi nedeniyle 11'i itibariyle haklı nedenle feshedildiğini bildirdik.

İşveren ise ayın 7.,8. günleri tutanak tuttu ve 9. günü iş sözleşmesini devamsızlık olgusuna dayanarak haklı nedenle feshetti. Fesih bildirimini de 9'u itibariyle noter aracılığıyla gönderdi. Bildirim bize ayın 12. günü ulaştı.
Böyle bir durumda devamsızlığın haklı nedene dayandığı iddiasında bulunabilir miyiz?

Bence bulunamayız. Gerekçeler:

-Gönderdiğimiz ihtarda ayın 6-11'i arasındaki devamsızlık için herhangi bir gerekçe sunmadık.

-Feshi 11'i itibariyle gerçekleştirdiğimizi kabul ettik. Yani 6'sındaki işyerini terk etme eyleminin fesih iradesi olmadığını beyan etmiş olduk.

-Ücretin ödenmemesinin üzerinden 20 gün geçmediği için işçinin işi bırakma hakkı da doğmadı.

Böylelikle 6-11 arasındaki devamsızlığın haklı bir nedene dayanmadığını kabul ettiğimiz için işverenin feshi haklı sayılmalıdır.



Teorik tartışmadaki teorinize katılıyorum. Kıssadan hisse: İradeyi zamanında ve açıkça açıklamak gerekir, İşçi avukata çabuk gitmeli, avukat da hızlı ve dikkatli hareket etmelidir.

Alıntı:
SOMUT OLAYA DÖNECEK OLURSAK


DÖRT... İşveren tarafından yapılan işlemin hukuki bir değeri yok.

Somut olay açısından hukuki bir değeri yok ancak, işveren de doğru hareket etmiştir.

Alıntı:
BEŞ... Sayın Adli Tip'in 5 no.lu mesajına katılıyorum.

Teşekkür ederim



Saygılar