Mesajı Okuyun
Old 04-09-2004, 09:38   #38
sbudak

 
Mesaj

Bu başlığı bugün ilk kez okudum. Zaten 10 gündür netten uzaktım. Bu başlıkta dikkatimi çeken nokta şu oldu: Sitenin kıdemli üyesi ve yazılarını okurken bilgilendiğimiz sayın Gemici, konu sebebiyle İslam dinine haksızlık olarak gördüğüm ifadeler kullanmış. Şöyle demiş sayın Gemici;
Alıntı:
İslamın bu konuda en ağır ve en insanlık dışı uygulaması olan “taşlayarak öldürme” cezasını ve İslam dininin cinsiyetle ilgili diğer uygulamalarını aşağı yukarı hepimiz biliyoruz. Bu sebebten Hıristiyanlığın bu konudaki yaklaşımına kısaca değinmek istiyorum.
İslam dini bizim inandığımız dinimizdir ve bizim kutsalımızdır. İnandığımız ve kutsal saydığımız dini insanlık dışı uygulamalara sahipmiş gibi nitelemeniz beni çok üzdü ve incitti sayın Gemici. Bunu açıkçası sizin gibi entellektüel bir insanın yapması da ayrıca şaşırttı. Zina sebebiyle taşlanarak öldürülme meselesi zaten İslam dinine yapılan haksızlıkların sebebi ola gelmiştir. Ne yazık ki sayın Gemici de bu rüzgarın etkisinde kalmış.

Konu, yeni TCK'da evli kişilerin zina eyleminin suç sayılıp sayılmayacağıdır. Konuyu hukuki, sosyolojik, psikolojik boyutlarıyla tartışmak gerekir. Şu günlerde basında yer alan güncel bir konu bu. Basında yer alan tartışmalara şöyle bir baktım. Konu, hukuki ve toplumsal yönleriyle tartışılmak yerine bu tasarıyı getiren iktidar partisidir, iktidar partisi de şu niteliklere sahiptir, bunların amacı şudur gibi bize özgü bir yöntemle ve ideolojik noktalara çekilmeye çalışılmaktadır. Sadece bu konuda değil Türkiye'de bir çok konuda bu tür verimsiz ve amacı üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olan tartışmalar yaratılıyor. Bu konu da bu yönteme kurban edilmeseydi şaşardım zaten.

Konuya ilişkin fikrimi de ifade temeye çalışayım. Herşeyden önce şunu kabul etme gerekir ki. Evli kişilerin evlilik birliği devam ederken başka kişiler ile cinsel ilişki yaşaması hem o aileye düzenine zarar vermekte, hem de bu olay üzerine aile düzenini yıkılması nedeniyle ve ailenin toplumun çekirdeği olması sebebiyle topluma zarar vermektedir. Hukukun toplumu yönlendirici rolü olduğu söylenir. Bir dereceye kadar (ideolojik amaçlar için toplum mühendisliği aracı olarak kullanılmaması şartıyla) bunu doğru da bulurum. Evli kişilerin zinasının suç sayılması, cezai sonuçlarının olması ve cezai sorumluluğunun tespiti açısından yapılan çalışmaların (yargılamanın) toplumca duyulması sebebiyle kişilerin bu eylemi gerçekleştirmeden önce bir kez daha düşünecekleri ve bu durumun bir caydırıcılık etsisi yaratacağı mutlaktır. Türk toplumunda son yıllarda bir çok alanda olduğu gibi aile birliğinin önemi ve kutsallığı konusunda büyük bir dejenerasyonun yaşandığı herkesin malumu. Meşru olmayan şekilde evli veya bekar insanların birarada karı-koca hayatı yaşadıklarını biliyoruz. Bu tür ilişkilerin giderek yaygınlaşması yaşanan yozlaşmayı daha da artırmakta ve Türk aile düzenini temelden sarsan boyuta gelmektedir. Artık toplum için bir tehdit haline gelen ve kişisel özgürlük olarak nitelendirmenin çok ötesine geçen böyle bir gelişmeyi görmemezlikten gelmek mümkün değildir. Hukukun toplumu yönlerdici niteliği ile topluma yön verebileceği göz önüne alınarak bu yozlaşmaya daha fazla müsaade etmemek için evli kişilerin zinasının suç sayılmasını çok yerinde buluyorum. Ancak bu eylemin yaptırımının hürriyeti bağlayıcı ceza yerine para cezası ile kamu hizmetlerinden yasaklılık şeklinde düzenlenmesi fikri bana olumlu ve yerinde bir fikir olarak geliyor.