Mesajı Okuyun
Old 10-05-2014, 14:23   #7
Rıza Yorulmaz

 
Varsayılan 6487 den sonra durum değişti

Alıntı:
Yazan Av. Mert Beydilli
T.C.
YARGITAY
5. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/26400
K. 2013/4119
T. 11.3.2013
• KAMULAŞTIRMASIZ ELATMA ( Taşınmaz Bedelinin Tahsili - 5999 S. Kanunla Getirilen Geçici 6. Md.nin 1. Fıkrasındaki Uzlaşma İçin İdareye Başvurma Dava Şartı Olmadığı Gibi Taşınmaz Maliki Dava Açmakla Uzlaşmak İstemediği Yönündeki İradesini Ortaya Koyduğu/Esasa Girileceği )
• UZLAŞMA ( İdareye Başvurma Dava Şartı Olmadığı Gibi Taşınmaz Maliki Dava Açmakla Uzlaşmak İstemediği Yönündeki İradesini Ortaya Koyduğundan İşin Esasına Girileceği - Kamulaştırmasız El Atılan Taşınmaz Bedelinin Tahsili İstemi )
• İDAREYE BAŞVURU HAKKI ( Kamulaştırmasız El Atılan Taşınmaz Bedelinin Tahsili İstemi - Kanunda Uzlaşmanın Önerilmesinin Amacı Kişinin Mahkemeye Müracaat Hakkını Ortadan Kaldırmak Değil Malikin İdareye Başvurması Halinde Uzlaşma Yolunun Denenmesi Olduğu/Dava Şartı Olmadığı )
2942/m.Geç.6
ÖZET : Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Kanunda, uzlaşmanın önerilmesinin amacı kişinin mahkemeye müracaat hakkını ortadan kaldırmak değil, malikin idareye başvurması halinde, uzlaşma yolunun denenmesidir. idare uzlaşma talebinde bulunan malik ile uzlaşma görüşmelerine başlamakla yükümlüdür. Malikin idareye başvurmadan doğrudan doğruya dava açması, hukukun temel prensiplerinden biri olan hak arama özgürlüğüne ilişkindir. Diğer bir deyişle 5999 Sayılı Kanunla getirilen Geçici 6. maddenin 1. fıkrasındaki uzlaşma için idareye başvurma; dava şartı olmadığı gibi, taşınmaz maliki dava açmakla uzlaşmak istemediği yönündeki iradesini ortaya koymuştur. Bu itibarla usul ekonomisi de göz önünde tutulduğunda, işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacılar vekili yönünden verilen dilekçeyle istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
5999 Sayılı Kanunla eklenen Geçici 6. maddesinin 1. fıkrasında “taşınmazlara malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle malik tarafından ilgili idareden tazminat talebinde bulunulması halinde, öncelikle uzlaşma yoluna gidilmesi esastır.” hükmü getirilmiştir.
Ancak;
Yargıtay içtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.5.1956 gün ve 1956/1-6 Sayılı kararı uyarınca idarece taşınmazına kamulaştırmasız el atılması halinde malik, müdahalenin önlenmesi talebinde bulunabileceği gibi bu fiili duruma razı olması halinde, el konulan yerin bedelini talep edebilir.
Bu hüküm uyarınca taşınmazına el konulan malik, her zaman mahkemeye müracaat ederek tazminat davası açabilir. 5999 Sayılı Kanunla getirilen uzlaşmaya gidilmesi hali, kişinin dava açma hakkını ortadan kaldırmaz.
Kanunda, uzlaşmanın önerilmesinin amacı kişinin mahkemeye müracaat hakkını ortadan kaldırmak değil, malikin idareye başvurması halinde, uzlaşma yolunun denenmesidir. idare uzlaşma talebinde bulunan malik ile uzlaşma görüşmelerine başlamakla yükümlüdür. Malikin idareye başvurmadan doğrudan doğruya dava açması, hukukun temel prensiplerinden biri olan hak arama özgürlüğüne ilişkindir.
Diğer bir deyişle 5999 Sayılı Kanunla getirilen Geçici 6. maddenin 1. fıkrasındaki uzlaşma için idareye başvurma; dava şartı olmadığı gibi, taşınmaz maliki dava açmakla uzlaşmak istemediği yönündeki iradesini ortaya koymuştur.
Bu itibarla usul ekonomisi de göz önünde tutulduğunda, işin esasına girilerek yapılacak inceleme sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçelerle red-kararı verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan sebeplerle H.U.M.K.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.





T.C.
YARGITAY
5. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/17065
K. 2012/4278
T. 8.3.2012
• KAMULAŞTIRMASIZ ELATMA ( Eklenen Geç. 6. Md. ile Yapılan Yasal Düzenleme Karşısında 38. Md. deki 20 Yıllık Hak Düşürücü Sürenin Uygulanma Olanağının Kalmadığı -Sorumlu İdare Belirlenip Davaya Dahil Edildikten Sonra İşin Esasına Girileceği )
• HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( Kamulaştırmasız Elatma Bedelinin Tahsili - Eklenen Geç. 6. Md. ile Yapılan Yasal Düzenleme Karşısında 38. Md. deki 20 Yıllık Hak Düşürücü Sürenin Uygulanma Olanağının Kalmadığı )
• UZLAŞMA ( Taraflar Arasında Uzlaşma Olamayacağı Anlaşıldığından Dava Konusu Taşınmaz İmar Planı İçine Alınıp Kanal Üzerinden de Yol Geçirilmek Suretiyle El Atıldığı - Sorumlu İdare Belirlenip Davaya Dahil Edildikten Sonra İşin Esasına Girileceği )
• YASAL DEĞİŞİKLİK ( Kamulaştırmasız Elatma Bedelinin Tahsili - Eklenen Geç. 6. Md. ile Yapılan Yasal Düzenleme Karşısında 38. Md. deki 20 Yıllık Hak Düşürücü Sürenin Uygulanma Olanağının Kalmadığı )
2942/m.38,Geç.6
ÖZET : Dava, kamulaştırmasız elatma bedelinin tahsili istemidir. 30.06.2010 tarihinde yürürlüğe giren 5999 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen Geçici 6. maddeyle yapılan yasal düzenleme karşısında Kamulaştırma Kanununun 38. maddesindeki 20 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanma olanağı kalmamıştır. 5999 sayılı Yasa uyarınca uzlaşma esas ise de; taraflar arasında uzlaşma olamayacağı anlaşıldığından, dava konusu taşınmaz imar planı içine alınıp, kanal üzerinden de yol geçirilmek suretiyle el atıldığı anlaşıldığından, mahkemece sorumlu idare belirlendikten ve davaya dahil edildikten sonra işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak karar verilmiş ise de; bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki;
30.06.2010 tarihinde yürürlüğe giren 5999 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen Geçici 6. maddeyle yapılan yasal düzenleme karşısında Kamulaştırma Kanununun 38. maddesindeki 20 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanma olanağı kalmamıştır.
Açıklanan nedenle; 5999 sayılı Yasa uyarınca uzlaşma esas ise de; taraflar arasında uzlaşma olamayacağı anlaşıldığından, dava konusu taşınmaz imar planı içine alınıp, kanal üzerinden de yol geçirilmek suretiyle el atıldığı anlaşıldığından, mahkemece sorumlu idare belirlendikten ve davaya dahil edildikten sonra işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde ödeyene iadesine, temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 08.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.





T.C.
YARGITAY
5. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/14430
K. 2011/21163
T. 14.12.2011
• KAMULAŞTIRMASIZ EL ATILAN TAŞINMAZ BEDELİ ( İdare İle Uzlaşma Olanağı Olsa da Bu Uzlaşma İmkanının Dava Şartı Olmadığı )
• UZLAŞMA ( Kamulaştırmasız El Atılan Taşınmaz Bedeli - Uzlaşma Yolu Tercih Edilmeden Dava Açılabileceği )
• HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜ ( Kamulaştırmasız El Atılan Taşınmaz Bedeli - Uzlaşma Yolunun Dava Şartı Olmadığı )
2942/m.Geç.6
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu 16.05.1956 Gün ve 1956/1-6 Sayılı Kararı
ÖZET : Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsilinde kanunda uzlaşma olanağı getirilmesi kişinin mahkemeye başvurma hakkını ortadan kaldırmaz.
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı yapılan yargılama sonunda; Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı anlaşılmıştır. 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu'na 5999 Sayılı Kanun'la eklenen Geçici 6. Maddedeki hükümlerin 6111 Sayılı Kanun'un Geçici 2. Maddesi uyarınca 04.11.1983 tarihinden sonraki kamulaştırmasız el koyma işlemlerinde de uygulanacağı kabul edilmiştir.
5999 Sayılı Kanun'la eklenen Geçici 6. Maddesi'nin 1. Fıkrasında “taşınmazlara malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle malik tarafından ilgili idareden tazminat talebinde bulunulması halinde öncelikle uzlaşma yoluna gidilmesi esastır.” Hükmü getirilmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 16.05.1956 gün ve 1956/1-6 sayılı kararı uyarınca idarece taşınmazına kamulaştırmasız el atılması halinde malik müdahalenin önlenmesi talebinde bulunabileceği gibi bu fiili duruma razı olması halinde el konulan yerin bedelini talep edebilir.
Bu hüküm uyarınca taşınmazına el konulan malik her zaman mahkemeye müracaat ederek tazminat davacı açabilir. 5999 Sayılı Kanun'la getirilen uzlaşmaya gidilmesi hali kişinin dava açma hakkını ortadan kaldırmaz.
Kanunda, uzlaşmanın önerilmesinin amacı kişinin mahkemeye müracaat hakkını ortadan kaldırmak değil, malikin idareye başvurması halinde uzlaşma yolunun denenmesidir. İdare uzlaşma talebinde bulunan malik ile uzlaşma görüşmelerine başlamakla yükümlüdür. Malikin idareye başvurmadan doğrudan doğruya dava açması hukukun temel prensiplerinden biri olan hak arama özgürlüğüne ilişkindir.
Diğer bir deyişle 5999 Sayılı Kanun'la getirilen Geçici 6. Madde'nin 1. Fıkrasındaki uzlaşma için idareye başvurma, dava şartı olmadığı gibi , taşınmaz maliki dava açmakla uzlaşmak istemediği yönündeki iradesini ortaya koymuştur.
Bu itibarla usul ekonomisi de göz önünde tutulduğundan işin esasına girilerek yapılacak inceleme sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçelerle red kararı verilmesi, Doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK`un 428. Maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde ödeyene geri verilmesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 14.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Üstadım 11 Haziran 2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 saylı yasayla uzlaşma dava şartı haline dönüştürüldü.