Mesajı Okuyun
Old 27-12-2012, 08:59   #19
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

HSYK'nun basın açıklaması benim yüreğimi yaraladı. Pek çok avukatın da yüreği yaralanmış olmalı ki baro yönetimleri açıklama hakkında açıklamalar yayınladılar.

Bir tesellim odur ki HSYK'nun açıklaması basında yer almaya değer görülmedi. Basında yer almadı ama bu açıklama "talihsiz örnekler" verdiği için tarihe geçecektir.

Bir diğer tesellim de şimdiye kadar hiç bir hâkimin hiç bir avukattan "duruşma salonundan geri geri çıkmasını" istememiş olmasıdır.

HSYK'nun kıvrık hançer benzeri basın açıklaması aşağıda sunulmuştur:

T.C.

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU

19.12.2012
BASIN AÇIKLAMASI

Bazı basın yayın organlarında Eskişehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi Duruşma Salonunda yaşanan gelişmelere atfen “Baro Başkanı, avukatlarla mahkemeyi bastı, hâkimle tartıştı...” başlığıyla yer alan haberler, Eskişehir Baro Başkanlığı'nın konuya atfen yapmış olduğu basın açıklaması ve mahkemelere yönelik zaman zaman yaşanan haksız tutum ve davranışlar nedeniyle aşağıdaki açıklamanın yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.

Bilindiği üzere, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9 uncu maddesinde, “Yargı yetkisinin Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılacağı” hükmü yer almış ve yine 138 inci maddesinde de “mahkemelerin bağımsızlığına ilişkin düzenlemeye yer verilmiştir.

Diğer taraftan, hem 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda hem de 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda, yargılamayı hâkimin sevk ve idare edeceği, duruşma düzeninin bozulmaması için gerekli her türlü tedbiri alacağı, duruşma sırasında uygun olmayan tutum ve davranışta bulunanlara ilişkin olarak da hâkim tarafından kanunlarda yazılı hükümlere göre gereğinin yerine getirileceği açıkça belirtilmiştir.

Yine, hem Hukuk Muhakemeleri Kanununda hem de Ceza Muhakemesi Kanununda, hüküm fıkrasının açıklanmasını,“duruşmada bulunan herkesin ayakta dinleyeceği” duraksamaya yer vermeyecek şekilde düzenlenmiştir. Millet adına yargılama yapan ve adalete hizmet eden mahkemelerin kararlarına saygının bir gereği olarak bu şekilde gelişen adlî gelenek, aynı zamanda yasal düzenlemeler ile de pozitif temel kazanmıştır.

Türkiye Barolar Birliği meslek kurallarında; avukatların mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan, salt ün kazandırmaya yönelen her türlü gereksiz davranıştan titizlikle kaçınmaları gerektiği, hâkim ve savcılarla ilişkilerinde karşılıklı saygı içerisinde hizmetin özelliklerinden gelen ölçülere uygun davranmak zorunda oldukları düzenlenmiştir.

Avukatların Rolüne Dair Temel Prensiplerde (Havana Kuralları), avukatların görevlerini yerine getirirken…Hukuka ve hukukçuluk mesleğinin kabul görmüş standartlarına ve ahlaki kurallarına uygun biçimde serbestçe ve özenle hareket edecekleri düzenlenmiştir.

Avrupa’da Avukatlık Mesleğine İlişkin Temel İlkeler Tüzüğünde de; avukatların, mahkemeye karşı gerekli saygı ve nezaketi göstereceği vurgulanmıştır.

Yargının kurucu unsurlarından olan savunma makamını temsil eden avukatlarımızın, hukuka ve hukukçuluk mesleğinin kabul görmüş standartlarına ve ahlaki kurallarına uygun biçimde, serbestçe ve özenle görevlerini yerine getirmeleri gerektiği kuşkusuzdur. Bu şekilde görevlerini yerine getirmeye çalışan avukatlarımızın bağımsız savunma yapmalarının engellenerek suç işlenmesi durumunda, işlenen bütün suçlarda olduğu gibi, Cumhuriyet savcılıklarımız ve mahkemelerce kanuni gereğinin yapılacağı açıktır.

1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 97 inci maddesinin 6. Fıkrasında Baro Başkanına tanınan yetkinin; mahkemeye karşı gösterilmesi gerekli saygıyı göstermemeyi, yargılama faaliyetini engellemeyi, hukuka aykırı davranmayı, duruşma salonunda bağırarak konuşmayı, meslektaşlarını hukuka aykırı şekilde davranışta bulunmaya çağırmayı içermediği açıktır. Kaldı ki bu yetkinin, meslek vakarına uygun şekilde, yasal yollara tevessül edilerek kullanılması gerektiği hususu ise özellikle hukukçular için izahtan varestedir.

Yargılamayı sevk ve idare eden hâkime gösterilen saygı ve nezaket, yargılama makamına duyulan saygının gereğidir. “Adlî gelenek” haline gelen bu saygı ve nezaketin güzel örneklerini kendi tarihimizde ve birçok ülkede görmek mümkündür. Bazı ülkelerde, hâkimlerin duruşma salonuna girerken ve çıkarken orada bulunan herkesin ayağa kalkması veya avukatların duruşma salonundan çıkarken dahi mahkemeye ve hâkime karşı arkalarını dönmemek amacıyla geri geri çıkmaları, bu güzel geleneğin tezahürleridir.

Dün olduğu gibi bugün ve yarında, adaletin tecellisi için fedakarca çalışan Yargı ailesinin mensupları olan hâkim, savcı ve avukatlarımızın, kanuni yetki ve sorumlulukları çerçevesinde, karşılıklı saygı ve nezaket içerisinde görevlerini yerine getirmeye devam edecekleri kuşkusuzdur.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.