Mesajı Okuyun
Old 17-08-2009, 18:40   #18
üye18721

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avferidun
Peki, sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan bir evraktan bahsediyorsak, bu evrakın aksi ispat edilebilir mi?

Tutanakların isbat kuvveti: aa-İcra tutanakları, tersi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir (İİK. mad. 8/III). Başka bir deyişle; icra tutanakları, MK. 7’de sözü edilen resmi sicil ve senetler kapsamındadır ve orada söylendiği üzere “kanıt” oluşturur, delildir, “karine” değildir.[26] İcra tutanaklarının tersini (aksini) kanıtlamak için “özel bir şekil” yasada öngörülmediği için, “senede karşı senetle isbat zorunluluğunu koyan” ve Medeni Kanunun -bugünkü şekliyle- “resmi sicil ve senetlerin içeriğinin doğru olmadığının isbatı,kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça, herhangi bir şekle bağlı değildir” diyen 7. maddesini değiştiren HUMK. mad. 290 gereğince “icra tutanakları bir hukuki işlemi belgeliyorsa -örneğin; borçlu icra dairesine gelerek, borcunu taksitle ödemeyi kabul ve taahhüt ederek, icra tutanağını müdür (ya da muavin) ile birlikte imzalamış veya alacaklı takip konusu borcu kısmen veya tamamen borçludan aldığını beyanla, takipten feragat ettiğini bildirip, tutanağı imzalamışsa- o zaman, bunun tersinin ancak yazılı (kesin) delille kanıtlanabileceğini kabul etmek gerekir.[27] Buna karşın tutanak, hukuki işlem dışında bir hukuki eylem ya da olaya ilişkin bulunuyorsa, bunun tersi her türlü delille ve bu arada tanıkla kanıtlanabilecek, ayrıca tutanağın sahteliğini ileri sürmeye gerek kalmayacaktır (MK. mad. 7).[28] Başka bir deyişle, imza eden taraf aleyhine bir senet niteliğini taşıyan tutanakların tersi, yazılı delille kanıtlanmalı ve bir yazılı delil başlangıcı var olmadıkça, usul hukukunun kabul ettiği zorunluluklar dışında, tanık dinlenmemelidir. Fakat; imza eden aleyhine bir senet niteliği taşımayan icra tutanaklarının tersi, her türlü delille kanıtlanmalıdır.[29]

İcra tutanakları, belgelendirdikleri işlemler bakımından bir isbat koşulu mu, yoksa geçerlilik koşulu mudur? İsviçre hukukunda, tutanaklar bir “geçerlilik koşulu” olmayıp “isbat vasıtası”dır. Hatta o kadar ki, tek isbat vasıtası da değildirler. Tutanağa geçmemiş işlemler, başka delillerle kanıtlanabilirler. Bizim hukukumuzda da durum böyle olup kanunumuz sadece -538 sayılı Kanunun Hükümet Tasarısı Gerekçesinde de belirtildiği gibi- “tutanakların geçerliliği için, bu tutanaklarda kimlerin imzası bulunması gerektiğini” belirtmiş olup, icra işlemlerinin geçerliliği için tutanağın imzalı olması gerektiği ve hatta tutanağın düzenlenmesinde gereklilik bulunduğu yolunda bir hüküm öngörmüş değildir. Tutanak düzenlemek, icra dairesinin görevidir ve tutanağı düzenlememekten yahut usulü dairesinde yani imzayı içerecek şekilde düzenlememekten doğacak zararlardan da icra dairesinin ilgili memuru sorumlu olur. Fakat bu durum, icra dairesinin işleminin geçerliliğini etkilemez ve işlemin yapıldığının diğer delillerle kanıtlanmasına engel olmaz yani tutanak, kesinlikle yapıcı (inşai) bir değer taşımaz.[30]

Yüksek mahkeme bu konuyla ilgili olarak;

-“İİK. 8/III gereğince icra tutanaklarının aksinin ancak koşulların gerçekleşmesi halinde isbat edilebileceğini”[31]

-“İİK. 8/III uyarınca icra ve iflas tutanaklarının aksi isbat edilinceye kadar geçerli belgelerden olduğunu”[32]

-“İcra tutanağının aksini isbat etmenin kural olarak özel bir şekle bağlı olmadığını, ancak icra tutanağının bir hukuki işlemi belgelendiriyor olması halinde -örneğin; üçüncü kişi kefil olduğunu ikrar ederek tutanağı imzalamışsa veya borçlu icra tutanağında borcu ikrar etmiş ve tutanağı imzalamışsa- icra tutanağının aksinin yazılı delille isbat edilebileceğini, buna karşın maddi bir olaya dayanan iddianın -örneğin; ihalede ‘fazla artırım talebinin ihale tutanağına geçirilmediği’ iddiasının- tanıkla isbat edilebilece-ğini”[33]

-“İhalenin ilanda belirtilen gün ve saatte yapıldığının ve ihale tutanağında ihalenin yapıldığı saati belirten yazının yanlışlıkla yazılmış olup olmadığının ‘ihale tutanağında imzası bulunan tüm kişilerin tanık olarak dinlenerek’ araştırılması gerekeceğini”[34]

-“Haczedilip yediemine teslim edilen kumaşların cins ve niteliği konusundaki, haciz tutanağında yer alan kaydın -aksi kanıtlanmadıkça- tarafları bağlayacağını”[35]

-“İcra tutanakları, aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğundan, ‘üçüncü kişinin istihkak iddiasında bulunduğuna’ dair bir kaydı içermeyen tutanağın, üçüncü kişi aleyhine yorumlanacağını”[36]

-“Borçlunun ‘borcu kabul ettiğine ve ödeme emri tebliğine gerek bulunmadığı’na ilişkin tutanağa geçen beyanın kendisini bağlayacağını”[37]

-“İcra tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğundan, icra memuru huzurunda yapılan ve tutanakla tesbit edilen tebligatın geçerli olduğunu, tetkik merciinde, ‘tutanaktaki imzanın borçluya ait olmadığı’ konusunda inceleme yapılamayacağını”[38]

-“İİK. 8 uyarınca, icra tutanakları aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli olduğundan, ‘haciz sırasında hazır bulunduğunu’ tesbit eden tutanak nedeniyle, üçüncü kişinin, haciz (tutanak) tarihinden itibaren yedi gün içinde istihkak davası açması -ya da istihkak iddiasında bulunması- gerekeceğini”[39]

-“Haczin hangi saatte uygulandığı hususunun, haciz tutanağı içeriğine göre çözümlenebileceğini”[40]

-“İtiraz dilekçesinde havale tarihinin bulunmaması halinde, tutunakda “dosyaya konulduğu ”belirtilen tarihte, itiraz dilekçesinin verilmiş sayılacağını”[41]

-“İhale tutanağından “üç kez bağırıldıktan sonra ihalenin yapılmış olduğu”nun açıkça anlaşılmaması halinde, bu koşulun gerçekleştiğinin -İİK. mad. 8/son gereğince- tanıkla kanıtlanması halinde, ihalenin feshine karar verilemeyeceğini”[42]

-“Borçlunun ‘haciz uygulanacak makinaların kendisine ait olduğuna’ dair haciz tutanağındaki beyanının kendisini bağlayacağını”[43]

-“İtiraz dilekçesinin verildiği hususunun icra tutanağına yazılmamış olması halinde, icra memurunun ‘itirazın süresinde yapıldığına’ dair beyanına dayanılarak, itirazın süresinde kabul edilemeyeceğini”[44]

-“Borçlunun icra tutanağındaki -imzası inkar edilmemiş olan- ‘borcu kabul beyanı’ nın kendisini bağlayacağını ve bu beyanın İİK. 68/I. maddede öngörülen belge niteliğini taşıyacağını”[45]

-“İcra memurunun, itiraz dilekçesine muhabere numarası koymakla yetinip, havale yazısının altını imzalamamış olmasının, borçlu aleyhine yorumlanamayacağını”[46]

“İhalenin başlama saati ve yapılış şekli” konusunda ihale tutanağında yazılı olan hususların aksinin tanık beyanları ile ispat edilebileceğini”[47]

-“Borçlunun icra tutanağındaki beyanının -kural olarak- kendisini bağlayacağını”[48]

-“İcra tutanağının senet hükmünde olduğunu”[49]
b e l i r t m i ş t i r …

VI-Tetkik merciindeki duruşmada, daha önce ihtiyati haciz (ya da haciz) uygulanırken, icra memuru huzurunda borcu kabul etmiş olan borçlunun bu ikrarı (kabul beyanı) kendisini bağlar mı?

İcra dairesinde, icra müdürü/yardımcısı önünde yapılan -ve icra tutanağına (İİK.mad. 8) geçirilerek, altı icra müdürü/yardımcısı/katibi[50] ile birlikte imzalanan- ikrar bir “mahkeme dışı ikrar” (HUMK.mad. 236/IV) sayılır.[51] Ancak, icra tutanağı bir hukuki işlemi belgelendiriyorsa -örneğin; borçlu icra tutanağında borcunu ikrar (kabul) ederek, bu beyanını imzalamışsa- o zaman icra tutanağı borçlu aleyhine senet niteliğine bürünür[52] ve tutanağın aksini isbat etmek ancak yazılı (kesin) delillerle mümkün olur (HUMK. mad. 290).