Mesajı Okuyun
Old 16-02-2024, 16:16   #5
26081

 
Varsayılan

İİK.269/c maddesinde açıkça tahliye kararı yönünden İİK.36.maddeye gönderme yapılmıştır. Genel hüküm niteliğindeki İİK.363.ve 364.maddelerde istinaf ve temyizin satıştan başka icra muamelesini durdurmayacağı dercedilmiştir. Bu nedenle tehiri icra kararı ancak kanunda açıkça atıf yapılan hallerde verilebilir. Takibin devamına ilişkin karar yönünden tehiri icra kararı verilmesi mümkün değildir.

İİK’nun 269c/III maddesinde borçlunun, ‘tahliye kararı’ hakkında İİK’nun 36. maddesinden faydalanabileceği belirtilmiş olduğundan, sadece ‘itirazın kaldırılmasına’ karar veren hallerde, hükmü temyiz eden borçluya Yargıtay’dan ‘icranın geri bırakılması kararı’ getirmesi için süre verilemeyeceği–

İİK’nun 36. maddesi, İİK’nunda özel hüküm bulunmadıkça (İİK’nın 97/14, 269/c, 276/3) icra mahkemesi kararları hakkında uygulanmaz. A.an madde genel mahkemelerce verilen kararlar hakkında uygulanır. İcra mahkemesi kararlarının temyizi, İİK’nın 364/3. maddesine göre satıştan başka icra muamelelerini durdurmaz.

Somut olayda alacaklı, kira parasının tahsili için borçlu hakkında genel haciz yoluyla icra takibine başvurmuş ve icra mahkemesince “borçlunun itirazının kaldırılmasına” karar verilmesinden ayrı olarak, “alacaklı yararına inkar tazminatına da hükmedildiği” tespit edilmiştir.

İİK’nın 269/c-son maddesinin son cümlesinde “borçlunun (tahliye kararı) hakkında İİK’nın 36. maddesinden faydalanabileceği” belirtilmiş ve “sadece itirazın kaldırılmasına karar verilen hallerde, hükmü temyiz eden adı geçene icranın geri bırakılması için Yargıtay’dan karar alınmak üzere süre verileceği” öngörülmemiştir. O halde “şikayetin kabulüne” karar verilmesi gerekirken reddi isabetsizdir.

12. HD. 14.2.2005 T. E:2004/26266, K:2670