Mesajı Okuyun
Old 06-04-2009, 15:18   #28
persona

 
Varsayılan

Son aylarda yaşadığım İstanbuldaki nacizane Avukatlık tecrübelerim bana ,Darwin'in meşhur kitabını hatırlatıyor... , Kitaptaki teori basitçe şu - doğada her canlı eğer kendisini çevreleyen doğal şartlara uyum sağlayamazsa, yok olur gider-. Örneğin siz Afrikadaki bir aslanı alıp , Hindistandaki bir ormana götürüp koyduğunuzda , eğer aslan yeni şartlara kolayca uyum sağlayamaz ise hayatta kalmasına olanak yoktur... Ve tabiki bu teoriye bağlı olan doğal seçim teorisi var, yani canlılar dünyasında sadece en güçlüler hayatta kalabiliyorlar...

Şimdi bütün bu doğa ile ilgili teorilerin bizim Avukatlık sistemimizle ne ilgisi var diyebilirsiniz... Bence var... Bir kere , hep şikayet ettiğimiz aksaklıklar ahlaki bozukluklar aslında , şu anda bizi çevrelemiş olan ormandaki yerleşik kanunlar... Yeni mezun bir meslektaşı düşünün, böyle bir çevreye ilk olarak adımını atmış , ve adını duyurmaya çalışıyor... Önünde sadece iki seçenek var bu durumda

1- kendisini çevreleyen ortama tam olarak entegre olup, yaşamını sürdürmek , hatta çoğu zaman uyum tek başına yeterli değil bu düzende hayatta kalabilmek için, birçok durumda mevcut kuralsızlığı daha da derinleştirmesi gerekmekte, çünkü doğada sadece en güçlüler hayatını sürdürebilir. Kuralsızlığı derinleştirme kavramıyla anlatmak istediğim şu, mesela X avukat kalem memuruna Y lira para vererek iş yaptırıyorsa, Z isimli avukatın bazı durumlarda Memura Y lira para vermesi işini tam olarak yaptırabilmesi için yeterli olamayabilir, buna ek olarak onunla hemşehri muhabbeti geliştirmesi gerekebilir... İşte bunun gibi, herkes bu ortamda hayatta kalabilmek için kaos ortamına kendilerince ekler yaparak , kaosu derinleştirmektedirler... Sisteme girişler çoğaldıkça hem kaos miktarı artmakta hem de tepedekiler ile diptekiler arasındaki uçurum hızla büyümektedir...

2- Kendisini çevreleyen ortama uyum sağlayamayıp, başka alanlara yönelmek... Bu seçenek her nedense Türk insanının bakış açısında pek başvurulmayan bir seçenek, çünkü her ne kadar doğal ortamdan şikayet edilse de, resmin geneline bakılıp her taraf zaten düzensiz denilip mevcut işkenceye katlanma yoluna gidilmekte, ve meslek hiç sevilmese bile , kötünün iyisi denilerek, yola devam edilmeye çalışılmaktadır... Tabiki bunu yapmak mesleğin geneline çokça zarar vermektedir, bu çok açık, ... Çünkü bu mantık, beraberinde kuralsızlığı getirmekte, mesleğin kendisi zaten önemsenmediğinden onun kuralları veya ahlak yapısı iyice ayaklar altına alınmaktadır...

Kısaca özetlemek gerekirse, yeni mesleğe başlayan kişileri lütfen suçlamayalım, onlar sadece doğaları gereği içine düştükleri ortama uyum sağlamaya çalışıyorlar... Suçlanacak birileri varsa numaraları küçük meslektaşların biraz iğneyi kendilerine batırmaları şart.

İkinci nokta, ortama düzen getirmekle görevli kişileri belki de göreve çağırmak en iyisi, stajyerinin en basit haklarını dahi korumaktan aciz barolarımız maalesef bu en asli görevlerinden anlamadığım şekilde kaçmaktalar... Yoksa , özel üniversiteleri adres göstermek bana yanlış geliyor...

Bence pasta da anlatıldığı kadar küçük değil, ancak adil dağılım için mekanizmalar çalışmayınca sistem tıkanıyor, yoksa bana göre ne gereğinden fazla avukat var , ne de özel üniversitelerden mezun her insanların hepsi bilgisiz....

Evet bunlar forumu okuyunca ilk aklıma gelenlerdi, umarım çok uzatmadım.
saygılar.