Mesajı Okuyun
Old 01-03-2002, 23:55   #4
Logic

 
Varsayılan

Sayın Cancan'ın mesajına büyük ölçüde katılıyorum ancak bir konuda tereddütüm var: Mesajda "Kararın Yargıtayca bozulup bozulmayacağı nasıl tespit edilecek diyorsunuz. Böyle bir tespite gerek yok ki. Dava konusu temyize gidilseydi kararın bozulacağı müvekkilin de hakkını alacağı olgusu değildir. Yukarıda da anlattığım gibi dava vekilin işini gereken özenle yerine getirmemesi sebebiyle uğranılan zarardır." demişsiniz. Eğer konumuz bir ceza davası veya disiplin soruşturması ise bu görüşe tamamen katılıyorum. Ancak açılan bir tazminat davası ise bana göre davacının "uğradığı zararı" ispat etmesi gereklidir, çünkü bu BK'dan kaynaklanan bu davanın maddi şartlarındandır. Bu yüzden bana göre davanın Yargıtay'da bozulup bozulmayacağı zararın tesbiti bakımından önemlidir.
İlk mesajı atan arkadaşın örneğini biraz değiştirip zihin jimnastiği yapalım mı: Dava bekar bir erkeğin (A), bekar bir erkeğe (B) açtığı BOŞANMA(!) davası olsun. (Eh dava açmak yasak değil, değil mi?) Tabii dava ilk celse yasal şartların yokluğundan reddedilecektir. Ve farzedelim ki "Acil Durum"un arkadaşı olarak davacının avukatı müvekkilinin temyiz isteğine rağmen temyiz süresini kaçırmış olsun. Bu bir kusur mu? Evet. Meslek Kurallarına aykırı mı? Evet. Özen Yükümlüğünün İhmali mi? Evet. Maddi Tazminat sebebi mi? Sayın Cancan'ın görüşüne göre evet, ama bence hayır. Bana göre burada davacının bir maddi zararı olamayacağından, maddi tazminat açısından avukatına açtığı dava yasal şartlardan yoksundur gibime geliyor.

Ancak ilk örneğe geri dönersek bu noktada benim de çözemediğim şu: böyle bir davada zararın tesbiti ve varlığı nasıl saptanacak? Ben emin olduğum bir çözüm üretemedim.

Saygılar,


17-03-2001 16:41:34