Mesajı Okuyun
Old 04-06-2004, 12:08   #5
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Alıntı:
...gerek Türkiye'nin taraf olduğu Viyana Sözleşmesinde ve gerekse bu hususta düzenlenmiş olan ikili ve çok taraflı anlaşmalarda kabul edilmiş olan muafiyet, diplomatik temsilcilerle ilgili olup, temsil ettikleri devlet aleyhine açılan davalar için değildir.


Alıntı:
VİYANA SÖZLEŞMESİ:
Md 31: Diplomatik ajan, aşağıdaki hususlar dışında, kabul eden Devletin medeni ve idari yargısından da
bağışıktır:
a) Kabul eden Devletin topraklarında bulunan özel bir taşınmazla ilgili bir aynî hak davası, yeter ki bu taşınmaz, gönderen Devlet adına ve misyon amaçları için kullanılmak üzere
diplomatik ajanın tasarrufunda bulunmamış olsun.
b) Diplomatik ajanın gönderen Devlet adına değil de bir özel kişi olarak vasiyeti tenfiz memuru, mirasın idarecisi, mirasçı veya vasiyet olunan kişi sıfatiyle ilgili bulunduğu mirasa ilişkin bir dava;
c) Diplomatik ajanın kabul eden Devlet dahilinde resmi görevleri dışında icra ettiği herhangi bir meslekî veya ticarî faaliyet ile ilgili bir dava.


3. Bu maddenin 1. fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde öngörülen haller dışında bir diplomatik ajan hakkında hiçbir icra önlemi alınamaz. Sözkonusu durumlarda dahi ajanın şahsının veya konutunun dokunulmazlığı ihlâl edilemez.


Alıntı:
T.TÜZÜGÜ: Türkiye'de yabancılara tebligat:

Madde 45 - Türkiye'de kendisine tebligat yapılamıyacak olan bir yabancıya tebligat çıkarılan ahvalde muhatap, tebliğ memuruna kendisine tebligat yapılamı-yacağını beyan eder veya tebliğ memuru bu hususu bizzat öğrenirse, keyfiyet tebliğ mazbatasına şerh edilerek evrak iade olunur.
Muhatap kendisine tebliğ yapılabilecek bir kimse olduğu halde, adresi, "memleket dışı" muamelesi gören bir yer ise ve tebliğ memuru tebligatı yapamazsa birinci fıkra mucibince muamele olunur.
Birinci ve ikinci fıkralardaki ahvalde, tebellüğdan imtina gibi bu Tüzükm hükümlerine göre diğer birmuameleyapılmaz.
Yukarıki hallerde tebligatı çıkaran merci, tebliğ evrakını, mensup olduğu vekalet kanalından Hariciye Vekaletine gönderir.
Türkiye'de kendilerine tebligat yapılamıyacak olan elçi, elçilik katibi gibikimseler 37 nci madde mucibince neşir ve ilan edilecek olan cetvelde gösterilir.



Alıntı:
HD.4
E. 1985 / 9446K., 1986 / 2437,T. 31.01.1986
KARAR : 1 - Davacılar, 1979 doğumlu küçük kızları (F.)'ya, davalının tam kusurlu olarak çarpıp yaralanmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek,fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, maddi ve manevi tazminatınödetilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Mahkemece 4/8 kusurlu olduğu belirlenen davalının, maddi ve manevi tazminat ödemesine karar verilmiştir.
Maddi olayda, sorun davalının sıfatından doğmaktadır. Davalı, (T.) Büyükelçiliğinde ateşe olup, diplomatik bağışlılık ve ayrıcaklardan yararlanmaktadır. Bu niteliği itibariyle, Türkiye'de kendisine tebligat yapılabilecek ve ayrıca Türk Medeni yargısına tabi tutulabilecek midir?
Dava edilen, diplomatik ajanın "şahsı olup", "Yabancı Devlet" değildir. Bu nedenle 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Yasa'nın 33. maddesinin davalı hakkında uygulama kabiliyeti bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, Viyana sözleşmesi'ni 31. maddesini
1. fıkrasının a, b ve c bentleri uyarınca; diplomatik ajan, özel bir taşınmaz ile ilgili aynı bir hak davası, özel kişi olarak vasiyeti tenfiz memuru, miras idarecisi, mirasçı veya vasiyet olunan kişi sıfatıyla mirasa ilişkin bir dava, resmi görevi dışında icra ettiği bir mesleki veya ticari faaliyet ile ilgili dava dışında kabul eden Devletin medeni ve idari yargısından bağışıktır. Aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca yukarıda sayılan a, b ve c bentlerinde öngörülen
istisnalar dışında, bir diplomatik ajan hakkında hiç bir icra önlemi alınamaz.
Söz konusu, a, b ve c bentlerinde belirtilen durumlarda dahi ajanın şahsının veya konutunun dokunulmazlığı ihlal edilemez.
Bundan ayrı olarak, sıfatı ve maddi olayın niteliği itibariye, davalı
Tebligat Tüzüğünün 45. maddesi hükmünce Türkiye'de kendisine tebligat yapılamıyacak kişidir. Özel Hukuk ilişkilerinden doğan ve yargı muafiyeti tanımıyan uyuşmazlıklarda dahi, yabancı devletin diplomatik temsilcilerine yapılacak tebliğlerde, Tebligat Tüzüğü'nün 45 maddesinde belirtilen usullere
uyulması, tebliğle ilgili evrakın ve bu konudaki yazıların doğrudan Dışişleri bakanlığına iletilmek üzere Adelet Bakanlığına gönderilmesi gerekmektedir.
Bu durumda davalının Türkiye'de yargılanabilmesi içinkoşul,Viyana sözleşmesinin 32. maddesi gereğine, yargı bağışıklığının gönderen Devlet tarafından açıkça kaldırılmasıdır. Davalının diplomatik bağışıklık ve ayrıcalıklardan yararlandığı Dışişleri Bakanlığı karşılık yazısında belirtilmiştir. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin yazılı biçimde hüküm oluşturulması usul ve yasaya aykırıdır.



SONUÇ : Olayda devlet değil diplomatik ajan davalı olduğundan öncelikle Möhuk uygulanmaz, özel hukuktan bağışıklık sözkonusudur.Viyana sözleşmesine göre diplomatik ajanın bu muafiyetinin ayrıksı durumları sayılmıştır.Olay ise bu sayılanlar içinde değildir.Bu durumda bu kişiye karşı özel hukuktan doğan bir dava açılabilmesi ve icrai işlem yapılabilmesi için S.Arabistan devletinin bu muafiyeti kaldırmış olması gerekir.

Tebligat: Ayrıksı durumlarda dahi doğrudan d.ajana tebligat yapılamayacağı, bunun adalet bakanlığı vasıtasıyla dışişleri kanalıyla mümkün olduğu görülmektedir.Yani tebligat evrağı gitse bile , eğer karşı devletin muafiyetten feragat istemi yoksa, Dışişlerinden davalının muafiyet kapsamı içinde olduğu ve tebligatın yapılamayacağına dair bir yazıyla karşılaşmanız olasıdır.