*Bilimin gücüne inanmak*


Akademisyenlerimizin söylediği havada, yazdığı kitapta kalıyor çoğunlukla.

Üniversitelerimiz bilim üretemiyor.

Bilim; teknoloji, sistem, yöntem ve uygulamaya dönüşemiyor.

Yazık oluyor!

Fikir ve kuramlarıyla belki de dünyaya şekil verebilecek bir bilim insanı, emekli olunca yalnızlaşarak, ferdi mücadele etmek zorunda kalıyor. Bir kısmı da torunlarını severek, dünyadan göçeceği günü bekliyor. Bu arada 80 yaşından sonra eser yazanlar da var tabi.

Güçlü ve üretken bir politikacı, muhalefete düşünce yalnızca daha çok oy toplamaya kilitleniyor. Hele ki partisinden de*dışlanınca diş biliyor. Emekli olunca da anılarını yazıyor.

Oysa ki, engin deneyimleri, öngörüleri insanlık yararına, toplum yararına dönüşebilirdi.

Yazık oluyor!

Organize, verimli, milli, üretken*ve bilimsel bir toplum olmak zorundayız.

Bir çakıl taşını bile kendi kaderine terk edemeyiz.

1.Ulusal sosyal bilimler meclisini kurarak, birbirleriyle anlaşamayanlar da dahil olmak üzere, aktif çalışan ve emekli olan ve gönüllü katılmak isteyen sosyal bilimler insanlarını ve bilimseverleri, komisyonlar şeklinde biraraya getirerek, fikir ve önerilerini tartışarak, rapor haline getirmelerini sağlamalıyız.

2.Ulusal fen ve teknoloji bilimleri meclisini de kurarak, yukarıdaki prensipler doğrultusunda işletmeliyiz.

"Burası benim vatanım, güçlü, bağımsız ve barış, huzur, güvenlik içinde olmayız"

düşüncesinde olan her yurttaşa açık olmalıdır.

Kimin ne kadar faydalı olabileceğini, kehanetle tespit edemeyiz.

Adım atan her zaman, oturandan öndedir.

Havanda su dövmeyelim.

Yazık oluyor!

18.10.2019

Ali Rıza Malkoç

#armozdeyis