Öncelikle bu sitenin oluşumunda ve gelişiminde katkıda bulunan tüm meslektaşlarıma saygılar sunar, konuyla ilgili yorumda bulunan meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ederim.
Olayı özetlemek gerekirse, Şüphelinin aynı mesleği icra eden görgü tanıkları ile beraber maktulü hasta olduğu için ziyaret ettikleri ve birlikte yemek yiyip muhabbet ettikleri sırada iki gündür aldıkları atış eğitiminden konuştukları ve bu esnada şüphelinin diğer arkadaşlarıyla beraber kendi silahının şarjörünü çıkartıp boşalttıktan sonra boş duvara karşı hızlı silah çekme egzersizleri yaptıkları, ( tanık Hasan AKAL’IN da aynı egzersizleri yine şüphelinin silahı boş ve şarjörsüz iken boş duvara yaptığı açıkça ifade edilmiştir. ) bu egzersizleri yaptıktan sonra başka konulardan bir süre daha muhabbet ettikleri bu sırada şüphelinin silahının şarjörünü takıp lavaboya gitmek için silahını odanın giriş tarafında bulunan lavaboya yakın omuz hizasında ki bez dolabın üstüne bıraktığı lavabodan çıktıktan sonra silahını alıp kılıfına koymaya çalışırken havada elinin iradesi dışında bir anda tetiğe temas etmesinden dolayı patladığı ve çıkan kurşunun aynı hizada duran maktulün başına isabet ettiği ve maktulün öldüğü somut olayın kabulüne göre, şüphelinin üzerine atılı suçun manevi unsuru itibariye taksir ya da olası kast olup olmadığı konusunda tereddüt içersindeyim.
Kanaatimce olayın taksirle adam öldürme olduğudur. Fakat olası kast ya da bilinçli taksir olup olmadığı da tartışılabilir. Bu nedenle konuya ilişkin fikri olan meslektaşlarımdan yorum bekliyorum. Aynı zamanda konuyla ilgili Yargıtay kararları da varsa sunulması halinde çok memnun olurum.