Mesajı Okuyun
Old 29-01-2007, 22:47   #4
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

1. Miras bırakan sağlığında mal varlığını mirasçılar arasında dağıtmak istemesini söylemesinin hukuken geçerli bir yönü yoktur. Miras bırakanında katılımı ile yazılı taksim sözleşmesi yapılsaydı geçerli olurdu. Miras bırakan eşit paylaştırmayı sözlü olarak bildirmiş fakat bunu resmen gerçekleştirmemiştir. Ortada sözlü vasiyet koşulları yok.

Soruda anlatılan koşullara göre;miras bırakanın sağlığında diğer kardeşlere yapılan temlikler “ muris muvazaası” olarak kabul edilebilir.
Ölümden sonra kardeşler arasındaki temliklerde muvazaanın devamı sayılır.
3. Kişilerin durumuna gelince, bunların iyiniyetli olup olmadığına bakılır. Eğer muris muvazaasını ve sonraki muvazaayı bilebilecek durumda iseler 3. Kişilerde sorumlu olur. Kötüniyet ispat edilemezse 3. Kişiye karşı dava açılamaz.

a.Bu durumda, 3. Kişiler kötüniyetli iseler , bunlar ve diğer kardeşler davalı olarak gösterilerek aleyhlerine “ muris muvazaası nedeniyle tapu iptali “ olmadığı takdirde tenkis davası açılabilir.

b. 3. Kişiler iyiniyetli ise, kardeşler aleyhine bedel olmadığı takdirde tenkis davası açılabilir.

2. Beliren koşullara göre ortaklığın giderilmesi davası ile muris muvazaası arasında bir bağlantı kurulması bence mümkün değil. Ortaklığın giderilmesi davası kendi koşullarına göre görülür. Tapu kayıtları iptal edilinceye kadar geçerlidir ve hukuken hüküm ifade eder. Bu davada mevcut tapu kayıtları esas alınarak sonuca gidilir.

Saygılarımla.