Mesajı Okuyun
Old 28-12-2008, 02:45   #7
Emin Cihan UYSAL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan bahadir_buyukavci
İcra İflas Kanunun;
B İTİRAZIN KESİN OLARAK KALDIRILMASI :

Madde 68 - (Değişik madde: 18/02/1965 - 538/38 md.)
(Ek fıkra: 06/06/1985 - 3222/6 md.; Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/2 md.), (Değişik cümle: 17/07/2003-4949 S.K./16. md.) İtirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlu, talebin aynı nedenlerle reddi halinde ise alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine yüzde kırktan aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilir. Borçlu, menfi tespit ve istirdat davası açarsa, yahut alacaklı genel mahkemede dava açarsa, hükmolunan tazminatın tahsili dava sonuna kadar tehir olunur ve dava lehine sonuçlanan taraf için, daha önce hükmedilmiş olan tazminat kalkar.


Bu maddeden de açıkça anlaşılacağı üzere itirazın kaldırılması talebinin kabulu üzerine hükmedilen icra inkar tazminatının ilamlı icraya konulması mümkün değildir çünkü icra mahkemesinin bu kararı maddi anlamda hüküm değildir. Bu nedenle ayrı bir takibe hacet kalmaksızın aynı takipte vekalet ücreti ve inkar tazminatı tahsil edilebilecektir.
Sayın buyukavci,
Sözü geçen maddede uygulamaya ilişkin hiçbir ipucu verilmemiştir. Yoruma dayalı bakacak olursak zaten ben de var olan takibin devamına karar verildiği için aynı takip üzerinden diğer edaların istenebileceği görüşündeyim. Ve üstteki yazımda da zaten bunun bir zorunluluk olmadığının ispatını rica etmiştim. Yani zorunluluk olduğu iddiasında değilim. Ancak yorumdan öte bir materyal edinmek istemiştim. Eğer bu hususta bir içtihat vb. varsa paylaşırsanız memnun olurum.

Ayrıca,
İtirazın iptali davasının kabulünden sonra, tefhim edilen kısa kararın ilgili icra dairesine ibrazı ile takibe devam olunabileceğini gösteren yani gerekçeli kararın beklenmesine gerek olmadığını belirten bir içtihat paylaşabilirseniz memnun olurum.

Saygılarımla..