Mesajı Okuyun
Old 21-12-2009, 09:50   #103
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan Yargıtay'ın görüşü

Birçok meslektaşımız soruyor, "Yargıtay'ın yaklaşımı ne olacak?" diye.

Yargıtay, bu konudaki görüşünü "ulusal mevzuat fetişizmi" yaklaşımı sergileyerek oluşturdu.

"Uygulaması insan hakkı ihlali olsa da, ben önce yasaya bakarım" dedi.

Maalesef Yargıtay bu noktadaki sınavı geçemedi.

Önünde, yasa ihlaline sebep olan bir ulusal mevzuat (Harçlar Yasası) ve bu ihlali yasaklayan bir ulusalüstü mevzuat (AİH Sözleşmesi) varken, tercihini ulusal mevzuattan yana koydu.


T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/15602

K. 2008/19983

T. 13.11.2008

• EKSİK HARÇ ( Alacaklının Lehine Hükmedilen Vekalet Ücretini Bu İlama Göre Borçludan Tahsil Edebilmesi İçin Karar Tarihindeki Red Harcını Yatırması Gerektiği )

• VEKALET ÜCRETİ ( Alacaklının Lehine Hükmedilen Vekalet Ücretini Bu İlama Göre Borçludan Tahsil Edebilmesi İçin Karar Tarihindeki Red Harcını Yatırması Gerektiği )

• AİHM KARARLARININ BAĞLAYICILIĞI ( Karara Konu Olan Dava İçin Bağlayıcılığı Söz Konusu Olup Karar Doğrultusunda Yürürlükteki Yasa Değiştirilmedikçe Anılan Kararın Eldeki Davaya Uygulanma Olanağının Bulunmadığı )

492/m. 28, 32


ÖZET : AİHM'nin kararının karara konu olan dava için bağlayıcılığı söz konusu olup, karar doğrultusunda yürürlükteki yasa değiştirilmedikçe anılan kararın eldeki davaya uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Bu durumda harçtan sorumlu tutulmayan alacaklıdan harcın ödenmesi istenemez ise de; alacaklının, lehine hükmedilen vekalet ücretini bu ilama göre borçludan tahsil edebilmesi için karar tarihindeki red harcını yatırması gerekir.
DAVA : Mahalli mahkemece verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Harçlar Kanunu'nun 28/a maddesine göre "karar ve ilam harcı ödenmedikçe ilgiliye ilam verilmez". Aynı Kanun'un 32. maddesinde ise "yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı" öngörülmüştür. Harçlar Kanunu'nun bu hükümleri doğrudan doğruya kamu düzenini ilgilendirdiklerinden re'sen dikkate alınmaları zorunludur.
Somut olayda, takip dayanağı kararın, karar harcı ödenmeden alacaklı tarafça takibe konu edilmesi üzerine, borçlu vekili icra emrinin iptali için icra mahkemesine başvurmuştur. Mahkemece AİHM'nin 26.06.2007 tarih ve 25321/02 başvuru no'lu kararından dolayı ortaya yeni bir durum çıktığını, bu karara göre Harçlar Kanunu'nun 28/a ve 32. maddelerinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olduğundan, sözü edilen maddelerin Anayasa'nın mülkiyet hakkını düzenleyen 35. maddesiyle hak arama hürriyetiyle ilgili 36. maddelerine aykırılığı gündeme geleceğinden yukarıda belirtilen AİHM'nin kararının uygulanmasının mümkün olduğu sonucuna varılarak borçlunun şikayetinin reddine karar verildiği görülmektedir.
Harçlar Kanunu'nun 28/a ve 32. maddeleri halen yürürlükte bulunmaktadır.
AİHM'nin yukarıda belirtilen kararı, bu karara konu olan dava için bağlayıcılığı söz konusudur. İşbu karar doğrultusunda yasama organınca bir düzenleme yapılmadığı sürece anılan kararın bu ihtilafta uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
Dayanak ilamda borçlunun alacaklı aleyhine açtığı dava reddedilmiş, sadece o davada takipte taraf olmayan Cafer hakkındaki istem kabul edilmiştir. Burada hüküm altına alınan alacak için 167.254.960.244 YTL karar harcına hükmedilerek bunun da adı geçen Caferden tahsiline karar verilmiştir.
Bu durumda harçtan sorumlu tutulmayan alacaklıdan bu harcın ödenmesi elbette ki istenemez. Ancak alacaklı lehine hükmedilen vekalet ücretini bu ila ma göre borçludan tahsil edebilmesi için karar tarihindeki red harcını yatırması gerekir. Yatırdığı red harcını da yaptığı takipte borçludan tahsil yoluna gidebilir.
Bu nedenlerle mahkemece alacaklıya yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda bir süre verilerek Harçlar Kanunu'nun 32. maddesi de gözönünde tutularak sonucuna göre bir karar verilmelidir.
O halde, eksik inceleme ile ve yazılı gerekçeyle sonuca gidilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nın 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 13.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

(Karar Kazancı Yazılım'dan alınmıştır)