Mesajı Okuyun
Old 06-01-2012, 11:05   #2
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Arkadaşlar,
sanık A, akrabası B ile aynı apartmanda oturuyor. A'nın oturduğu daire no: 1, B'nin (akraba) oturduğu daire no:2.
gizli bir ihbar "sanık A'nın 1 nolu dairesinde suça konu maddeler bulundurduğu" yönünde. arama izni (kararı) ihbar doğrultusunda sanık A'nın evi olan 1 nolu daireyi arama için. ama polis 1 nolu daireyi arar, birşey bulamaz, akraba B'nin 2 nolu dairesinin kapısını çalar, B aramaya rıza gösterdiği yönünde ifade vermiş. polis B'nin evinde Sanık A'ya ait suç konusu madddeler bulur. A, bu maddeleri oraya sakladığını itiraf eder.
sonra dava dosyasındaki arama izninde "1 nolu daire" yazan yere elle 2 yapılıp paraflanmış ve ihbar tutanağında da aynısı yapılmış.
soru: arama izni, sanık A'nın 1 nolu daire için alınmışken, akraba B'nin 2 nolu dairesinde yapılan arama ve bulunan suç konusu maddeler için hukuka aykırı elde edilmiş delil savunması yapılınca, B'nin ifade tutanağında yazan "polisler arayacağız dedi, rıza gösterdim buyur ettim" demesi, bu savunmayı çürütür mü? olayı nasıl değerlendirirsiniz? bu konuda yargıtay kararı olan var mı?
Sayın GECE;

Adli Ve Önleme Aramaları Yönetmeliği'nin 'Karar alınmadan yapılacak arama' başlığı altında düzenlenen 8. maddesine göre;

"- Aşağıdaki hâllerde ayrıca bir arama emri ya da kararı aranmaz:

a) Hakkında tutuklama kararı veya yakalama emri veya zorla getirme kararı bulunan kişi ile hakkında gıyabî tutuklama kararı verilen kaçak yakalandığında üstünde, (İptal ibare: Danıştay 10.Dairesinin 13/03/2007 tarihli ve 2005/6392 E.,2007/948 K. sayılı Kararı ile:"...yakalanması amacıyla konutunda,işyerinde, yerleşim yerinde, bunların eklentilerinde ve aracında yapılacak aramada," ibaresi iptal edilmiştir.) ,

b) Hâkim kararı veya Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile veya kolluk tarafından doğrudan yakalanan kişinin, kendisine, başkalarına veya yakalama işlemini yapan kolluk görevlilerine zarar vermesini önlemek amacıyla yapılacak kaba üst aramasında,

c) Gözaltına alınan kişinin, nezarethaneye konmadan önce yapılan üst aramasında,

d) Herhangi bir sebeple hukuka uygun şekilde yakalandıktan sonra kolluk güçlerinin elinden kaçmakta olan kişilerin veya işlenmekte olan veya henüz işlenmiş olan veya pek az önce işlendiğini gösteren belirtilerin olduğu suçun failinin yakalanması amacıyla takibi sırasında girdikleri araç, bina ve eklentilerinde yakalanması amacıyla yapılacak aramalarda,

e) 1) 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 17 nci maddesinin ikinci fıkrası kapsamında, kaçak eşya, her türlü silâh, mühimmat, patlayıcı ve uyuşturucu maddelerin bulunduğu şüphe edilen her türlü kap, ambalaj veya taşımaya yarayan diğer araçlarda hemen yapılan aramalarda,

2) 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası kapsamında gümrük salonları ve gümrük kapılarında kaçak eşya sakladığından kuşkulanılan kişilerin gümrük kontrolü amacıyla gümrük görevlilerince aranmasında;

3) 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 18 inci maddesinin ikinci fıkrası kapsamında, 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu gereğince belirlenen kapı ve yollardan başka yerlerden gümrük bölgesine girmek, çıkmak veya geçmek ve bu yerlerde rastlanacak kişi ve her nevi taşıma araçlarının yetkili memurlar tarafından durdurulmasında ve bu kişilerin eşya, yük ve üzerleri ile varsa taşıma araçlarının aranmasında,

f) 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 24 üncü maddesindeki kanunun hükmü ve âmirin emrini yerine getirme, 25 inci maddesindeki meşru savunma ve zorunluluk hâli ve 26 ncı maddesindeki hakkın kullanılması ve (İptal ibare: Danıştay 10.Dairesinin 13/03/2007 tarihli ve 2005/6392 E.,2007/948 K. sayılı Kararı ile:"...ilgilinin rızası..." ibaresi iptal edilmiştir.) ile diğer kanunların öngördüğü hukuka uygunluk sebepleri ve suçüstü hâlinde yapılan aramalarda, toplum için veya kişiler bakımından hayatî tehlikeyi ortadan kaldırmak amacıyla veya kapalı yerlerden gelen yardım çağrıları üzerine, konut, işyeri ve yerleşim yeri ile eklentilerine girmek için."

----------------------------------------------------------
Tahdidi olarak sayılan ve arama kararı olmaksızın arama yapılabilecek durumları belirleyen düzenleme uyarınca delillerin hukuka aykırı olduğunu düşünüyorum. Kaldı ki arama işlemine ilişkin B tarafından gösterilen rıza, bir nevi zorunluluktan/o anda aklanma refleksinden kaynaklanmaktadır diye düşünüyorum. A'nın söz konusu maddeleri B'nin haberi olmaksızın evine gizlediğini itiraf etmiş olması (zannedersem mahkemede değil emniyet ya da savcılıkta verilen bir ifade) da sonucu değiştirmeyecektir.

Maddenin d) fıkrasına bakıldığında sanki B'nin evinde arama yapılabileceği izlenimi doğabilir ancak düzenleme, suçun failinin yakalanması amacıyla yapılan takiple ilgilidir.

Mahkeme kararında arama yapılmasına izin verilen daire numarasının değiştirilmesi de B'nin evinde yapılan aramanın ve tespit edilen delillerin başlı başına hukuka aykırı olduğunu ortaya koymak açısında yeterlidir.

Saygılarımla..