Mesajı Okuyun
Old 13-09-2006, 23:31   #29
Admin

 
Varsayılan

Bu olay giderek enteresan bir hal almaya başladı. "Araştırmacı-Hukukçu" olarak bir olayı aydınlatmak üzereyiz, biraz daha gayret!

Olayı bir toparlayalım:

* Telsiz Kanunu 25d maddesiyle bir hüküm getiriliyor ve deniyor ki:
Alıntı:

Elektronik kimlik bilgisini haiz cihazlar için Kurum, bilgi ve ihbar merkezi kurar veya kurdurur. Kurum sistemine kayıtlı olan elektronik kimlik bilgisini haiz cihazı çalınan, yağmalanan, kaybeden veya her ne suretle olursa olsun rızası dışında elinden çıkan kişiler öncelikle cihazının elektronik haberleşme bağlantısının kesilmesi için Kurumun bilgi ve ihbar merkezine başvurur. Kurum, şüpheliye isnat edilen suça
ilişkin bilgi elde ettiğinde Cumhuriyet Başsavcılığına bildirir.

* Cumhuriyet Savcılıkları bu hükmü "artık bize başvurulamaz" şeklinde yorumlamaya başlıyor ve "gidin kuruma başvurun" şeklinde takipsizlik kararları vermeye başlıyorlar.

* Kurum başvurulardan bunalıyor Adalet Bakanlığına yazı yazıyor ve diyor ki, "herkesi bana yönlendiriyorsunuz, ben de hatları görüşmeye kapatıyorum ama benim elimden başka birşey gelmez, cihazı kullanan yeni kişilerin kimlik bilgilerine ben ulaşamıyorum".

* Adalet Bakanlığı Cumhuriyet Savcılıklarına yazı yazıyor ve diyor ki, çalıntı cihazları kullanan kişilerin kimlik bilgileri kurumda yokmuş, bu bilgileri sormak için GSM şirketleri ile yazışın.

* Oysa Cumhuriyet Savcılığının bu yazışmayı yapabilmesi için soruşturmayı yürütüyor olması gerek (ki o zaman Adalet Bakanlığının bu yazısı aynı zamanda "o zaman soruşturma açın" anlamına gelmiyor mu?) ama Savcılıklar zaten takipsizlik kararı ile işi başından atmış durumda.

* Savcılık yasayı yanlış yorumluyor ve topu Kuruma atıyor, Kurum benim yapacağım birşey yok diyor telefonu kapatmak dışında işlem yapmıyor, Adalet Bakanlığı Savcılığa GSM şirketinden sorsana kim kullanıyormuş telefonu diyor ama Savcılık umursamıyor.

İşte böylece TCK'da düzenlenen hırsızlık suçu iki yazışma ile Cumhuriyet Savcılığının yetkisinden ve takip edilebilir olmaktan çıkıyor..

Ne kadar güzel değil mi?

Şimdi müşteki ne yapsın? Takipsizlik kararı veren Savcıyı görevi ihmalden Savcılığa mı versin?