Mesajı Okuyun
Old 08-01-2014, 10:50   #59
Av.Tümer

 
Varsayılan

Çekler yönünden zamanaşımının başladığı tarihte hangi yasa yürürlükte ise o yasada öngörülen zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğine dair yeni tarihli Yargıtay ilamı ektedir.

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2013/7937
K. 2013/17437
T. 7.5.2013


• İCRANIN GERİ BIRAKILMASI ( Takibe Dayanak Çeklerin Keşide Tarihleri Gözetildiğinde İbraz Süreleri Zamanaşımı Süresini Üç Yıla Çıkaran Değişikliğin Yürürlük Tarihinden Önce Dolduğundan Altı Aylık Zamanaşımı Süresine Tabi Olduğu - Zamanaşımı Süresinin Üç Yıl Olduğundan Bahisle İstemin Reddinin İsabetsiz Olduğu )

• ÇEKTE ZAMANAŞIMI ( Süresinin Başladığı Tarihte Hangi Yasa Yürürlükte İse O Yasada Öngörülen Zamanaşımı Süresinin Uygulanması Gerektiği/Takibe Dayanak Çeklerin İbraz Süreleri Zamanaşımı Süresini Üç Yıla Çıkaran Değişikliğin Yürürlük Tarihinden Önce Dolduğundan Altı Aylık Zamanaşımı Süresine Tabi Olduğu - İcranın Geri Bırakılması )

• KANUNLARIN ZAMAN BAKIMINDAN UYGULANMASI ( İcranın Geri Bırakılması/Çekler Yönünden Zamanaşımı Süresinin Başladığı Tarihte Hangi Yasa Yürürlükte İse O Yasada Öngörülen Zamanaşımı Süresinin Uygulanması Gerektiği - Takibe Dayanak Çeklerin İbraz Süreleri Gözetildiğinde Yasal Düzenlemeye Göre Altı Aylık Zamanaşımı Süresine Tabi Olduğu )

2004/m.33/a

6273/m.7

6762/m.726

ÖZET : Dava, icra dosyasında yapılan işlemler itibariyle TTK.nın 726. maddesinde öngörülen 6 aylık zamanaşımı süresinin dolduğu ve çeklerin zamanaşımına uğradığı ileri sürerek, icranın geri bırakılmasına karar verilmesi istemine ilişkindir. İlke olarak, herhangi bir kanun veya düzenleyici kural, hukuksal sonuçlarını yürürlüğe girdiği tarihten sonrası için doğurmaya başlar. Kanun koyucu bu kaidenin aksine düzenleme yapabilir. Nitekim, 6763 sayılı Türk Ticaret Kanunu 'nun Mer'iyet Ve Tatbik Şekli Hakkında Kanun'un 2. maddesi ile 6103 sayılı Türk Ticaret Kanunu 'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 6. maddesinde yer verilen hükümler birlikte değerlendirildiğinde; Türk Ticaret Kanunu'nda zamanaşımı sürelerinin başladığı tarihe göre belirlenmesi gerektiği sonucu ortaya çıkmakta olup, çekler yönünden de zamanaşımı süresinin başladığı tarihte hangi yasa yürürlükte ise, o yasada öngörülen zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği, zamanaşımı süresinin, 6762 sayılı TTK'nın 726. maddesini değiştiren 6273 sayılı Kanunun 7. maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce ibraz süresi dolan çeklerde altı ay, ibraz süresi bu tarihten sonra dolan çeklerde ise üç yıl olduğu gözetilmelidir. Somut olayda; takibe dayanak çeklerin keşide tarihleri gözetildiğinde, ibraz süreleri zamanaşımı süresini 3 yıla çıkaran değişikliğin yürürlük tarihinden önce dolduğundan, altı aylık zamanaşımı süresine tabidir. O halde mahkemece, yukarıda yapılan açıklama ve ilkeler doğrultusunda altı aylık zamanaşımı süresinin geçip geçmediği belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken zamanaşımı süresinin üç yıl olduğundan bahisle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

DAVA : Mahalli mahkemece verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Çeklere dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte borçlu vekili; icra dosyasında müvekkili ile ilgili olarak 6 aydan fazla işlem yapılmadığını, dosyada yapılan işlemler itibariyle TTK.nın 726. maddesinde öngörülen 6 aylık zamanaşımı süresinin dolduğunu ve çeklerin zamanaşımına uğradığını ileri sürerek, İİK.'nın 33/a maddesi uyarınca icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece, TTK'nın 726. maddesinde belirtilen zamanaşımı süresinin 3 yıla çıkarıldığı gerekçesiyle istem reddedilmiştir.

03.02.2012 tarih ve 28193 ( mükerrer ) sayılı Resmi Gazete yayımlanarak yürürlüğe giren 6273 sayılı Kanunun 7. maddesiyle değişik 6762 sayılı TTK'nın 726. maddesine göre; "Hamilin; cirantalarla keşideci ve diğer çek borçlularına karşı haiz olduğu müracaat hakları ibraz müddetinin bitiminden itibaren üç yıl geçmekle müruruzamana uğrar. Çek borçlularından birinin diğerine karşı haiz olduğu müracaat hakları bu çek borçlusunun çeki ödediği veya çekin dava yolu ile kendisine karşı dermeyan edildiği tarihten itibaren üç yıl geçmekle müruruzamana uğrar."

İlke olarak, herhangi bir kanun veya düzenleyici kural, hukuksal sonuçlarını yürürlüğe girdiği tarihten sonrası için doğurmaya başlar. Bunun doğal sonucu da, yasaların, yürürlüğe girmelerinden önceki olayları etkilememeleri, yani geçmişe etkili olmamalarıdır. Yasaları uygulama durumunda bulunanlar, başta mahkemeler olmak üzere, onları geriye yürür sonuçlar doğuracak şekilde yorumlamamakla yükümlüdürler. Hukuk güvenliği bunu gerektirir. Kanun koyucu bu kaidenin aksine düzenleme yapabilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun; 09.03.1988 tarih ve 1987/2-860 E., 1988/232 K; 13.10.2004 gün ve 2004/110- 528 E., 2004/533 K; 06.04.2005 tarih ve 2005/10-183 E., 2005/241 K sayılı kararları da aynı yöndedir.

6763 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun Mer'iyet Ve Tatbik Şekli Hakkında Kanun'un 2. maddesinde Türk Ticaret Kanunu'nun mer'iyetinden önce işlemeye başlamış bulunan zamanaşımı sürelerinin eski kanun hükmüne tabi olacakları düzenlenmiştir. Yine, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6103 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 6/1. maddesinde; "Türk Ticaret Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan zamanaşımı süreleri ile hak düşürücü süreler eski hukuka tabidir" düzenlemesi yer almaktadır. Bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde Türk Ticaret Kanunu'nda zamanaşımı sürelerinin başladığı tarihe göre belirlenmesi gerektiği sonucu ortaya çıkmaktadır.

Bütün bu yasal düzenlemeler ve ilkeler ışığında, çekler yönünden zamanaşımı süresinin başladığı tarihte hangi yasa yürürlükte ise, o yasada öngörülen zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği kabul edilmelidir. Buna göre, çek hakkında zamanaşımı süresi, ibraz süresinin bitmesi ile başlayacağından çekin ibraz süresinin sona erdiği tarihte geçerli olan zamanaşımı süresinin nazara alınması zorunludur. Bu nedenle zamanaşımı süresi, 6762 sayılı TTK'nın 726. maddesini değiştiren 6273 sayılı Kanunun 7. maddesinin yürürlüğe girdiği 03.02.2012 tarihinden önce ibraz süresi dolan çeklerde altı ay, ibraz süresi bu tarihten sonra dolan çeklerde ise üç yıldır.

Somut olayda; takibe dayanak çeklerin keşide tarihleri 31.01.2009 ile 31.05.2009 tarihleri arası olup, ibraz süreleri zamanaşımı süresini 3 yıla çıkaran değişikliğin yürürlük tarihi olan 03.02.2012 tarihinden önce dolduğundan, altı aylık zamanaşımı süresine tabidir.

O halde mahkemece, yukarıda yapılan açıklama ve ilkeler doğrultusunda altı aylık zamanaşımı süresinin geçip geçmediği belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken zamanaşımı süresinin üç yıl olduğundan bahisle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nın 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.