Mesajı Okuyun
Old 08-12-2012, 15:15   #8
halit pamuk

 
Varsayılan

İstanbul’da bazı Asliye Hukuk Mahkemeleri, , TMK.m.588 uyarınca açılan gaiplik ve tescil davalarında, gaiplik yönünden Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle, tefrik kararı vererek görevsizlik kararı vermektedir, demiştik; bu konuya ilişkin Yargıtay görüşünü oluşturdu:





T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2012/12630
KARAR NO : 2012/10410
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/06/2012
NUMARASI : 2012/262-2012/156
DAVACI : HAZİNE
DAVALI : İSTANBUL DEFTERDARI
DAVA TÜRÜ : GAİPLİK BEDELİNİN HAZİNEYE DEVRİ

Yanlar arasında görülen gaiplik bedelinin Hazineye devri davası sonunda, yerel mahkemece davanın, dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi Selda Özer'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;


-KARAR-


Dava, gaiplik ve taşınmazın bedelinin hazineye devri isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş ise de; Mahkemenin bu kararı TMK'nun, 32 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan gaiplik davalarında verilebilecek kararlardandır. Oysa somut olayda davacı hazine, gaiplik isteği yanında, son mirasçı sıfatıyla taşınmazın bedelinin hazineye devri isteminde de bulunmuştur. Bu tür bir isteğin TMK'nun 588. maddesi kapsamında olduğu açıktır.
Öte yandan, davanın taşınmazın aynına yönelik olduğu gözetildiğinde olayda HMK'nun 382 ve 383 maddelerinin uygulama yeri de bulunmamaktadır. Zira dava mal varlığına yönelik olup, bu hali ile HMK'nun 2. maddesi kapsamında olduğunun kabulü zorunludur. Anılan madde uyarınca da davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu tartışmasızdır.
Hal böyle olunca, işin esasının incelenmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 01.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




Kira ilgili olarak; Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin bir içtihat:

Yargıtay
14. Hukuk Dairesi

Esas : 2006/1512
Karar : 2006/3233
Tarih : 21.03.2006

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 3.12.2002 gününde verilen dilekçe ile sözleşmenin feshi ve tahliye istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 4.5.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı, yanlar arasında 29.12.1991 tarihinde düzenlenen sözleşme ve 24.11.1998 tarihli ek sözleşme ile süresi 31.12.2009 yılına kadar uzatılan sözleşme ile Kocatepe Camii Mağaza kompleksinin davalıya kiraya verildiğini, sözleşme hükümlerinin 2001 yılına kadar uygulandığını, 2001 yılında davalının ciroya bağlı kira bedeli oranının yüksek olduğundan tenzili istemiyle dava açtığını, mahkemece verilen tedbir kararı uyarınca oranın %3 olarak uygulanmakla olduğunu, buna rağmen davalının edimlerini eksiksiz olarak yerine getirmediğini, yapılan icra takibinin Ankara 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin iflasın ertelenmesine ilişkin kararı uyarınca iptal edildiğini bu nedenle davalının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmesinin imkansız hale geldiğini belirterek ifa imkansızlığı gerekçesi ile sözleşmesinin feshi, kiralanan yerin tahliyesi ve boş olarak teslimi isteğinde bulunmuştur.

Davalı, açılan uyarlama davasında verilen karar gereklerinin yerine getirildiği gibi iflasın ertelenmesi kararının edimlerin ifa edilmesine engel olmadığını belirterek davanın reddine savunmuştur.

Davanın HUMK.nun 8/II maddesinde belirtilen davalardan olduğundan bahisle Asliye Ticaret Mahkemesince verilen görevsizlik kararı uyarınca, Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, Borçlar Kanununun 270 ve devamı maddelerinde düzenlenen hasılat kira sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin feshi ve tahliye isteğine ilişkindir.

Hasılat kirasına tabi sözleşmelerde, kiralanan musakkaf olsa dahi uyuşmazlığın Borçlar Kanununun hasılat kirasına ilişkin hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. Belirtilen nedenle, davalının dayanağı olan sözleşmenin niteliği ve tarafların tacir olduğu dikkate alınarak davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru olmadığından karar bozulmalıdır.

SONUÇ: Davacının temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, 21.3.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi