Mesajı Okuyun
Old 06-07-2012, 15:16   #17
egemen48

 
Varsayılan

işinize yarayabilir devlet malının ne olduğunu tanımlamışlar
T.C. YARGITAY

Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2008/12-50
Karar: 2008/8
Karar Tarihi: 23.01.2008


ŞİKAYET DAVASI - HACZEDİLMEZLİK ŞİKAYETİ - GÜLHANE ASKERİ TIP AKADEMİSİ HAYDARPAŞA EĞİTİM HASTANESİ KOMUTANLIĞININ HUKUKİ NİTELİĞİ - DÖNER SERMAYE HESABININ DEVLET MALI NİTELİĞİNDE ELE ALINMASI GEREĞİ - HACZEDİLMEZLİK ŞİKAYETİNİN YERİNDE OLMASI

ÖZET: Gülhane Askeri Tıp Akademisi Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Komutanlığının Özel Kanun ve Yönetmeliklerle düzenleme altına alınmış kuruluş biçimi, çalışma sahası, işleyişi, idari denetiminin Genelkurmay Başkanlığı'na bağlı olup, bütçesinin de Milli Savunma Bakanlığı bütçesine bu amaçla konulan ödeneklerle, döner sermaye faaliyetlerinden elde edilecek kârlar, bağış ve yardımlardan oluşması, Saymanlığının Maliye Bakanlığı İstanbul Defterdarlığı’na doğrudan bağlı olup, bağımsız kişilik taşımaması da gözetilerek döner sermaye hesabının devlet malı niteliğinde ele alınması gerektiği, bu nedenle haczedilmezlik şikayetinin yerinde olduğu sonucuna varılmış; mahkemenin redde ilişkin kararı ile bu kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

(2004 S. K. m. 82) (1050 S. K. m. 2) (209 S. K. m. 3, 12) (2510 S. K. m. 16, 30) (6245 S. K. m. 61) (3213 S. K. m. 40) (6831 S. K. m. 31) (5846 S. K. m. 61) (506 S. K. m. 121) (1479 S. K. m. 67) (775 S. K. m. 34) (2489 S. K. m. 11) (4933 S. K. m. 13) (6762 S. K. m. 753, 892) (7397 S. K. m. 14) (2821 S. K. m. 64) (657 S. K. m. 203, 207, 236) (926 S. K. m. 143, 154, 176, 177) (1512 S. K. m. 38) (854 S. K. m. 32) (205 S. K. m. 37) (2955 S. K. m. 2, 3, 37, 46, 47) (233 S. KHK. m. 57) (Gülhane Askeri Tıp Akademisi Yönetmeliği m. 140) (Gülhane Askeri Tıp Akademisi Ve Bağlı Eğitim Hastahaneleri Döner Sermaye İşletmesi Yönetmeliği m. 3, 4, 13, 32) (YİBK 15.01.1947 T. 1946/14 E. 1947/5 K.) (YHGK 04.10.1974 T. 1971/1-261 E. 1974/1050 K.) (YHGK 25.12.2002 T. 2002/12-1101 E. 2002/1113 K.) (YHGK 26.02.2003 T. 2003/12-116 E. 2003/111 K.) (ANY. MAH. 21.10.1992 T. 1992/13 E. 1992/50 K.)

Dava: Taraflar arasındaki <şikayet> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Dokuzuncu İcra Hukuk Mahkemesince şikayetin reddine dair verilen 06.06.2006 gün ve 2006/726-932 sayılı kararın incelenmesi şikayetçi vekili tarafından istenilmesi üzerine,

Yargıtay Onikinci Hukuk Dairesi'nin 19.10.2006 gün ve 2006/16125-19670 sayılı ilamı ile;

(…..Devlet Hastaneleri, Devlet mallarının hizmet malları ayrımında kamu hizmeti ile yakın ilişkisi bulunan Kurumlar kapsamında sayılmaktadır. Devlet mallarının neler olduğu 1050 sayılı Kanun'un 2. maddesinde belirtilmiştir.

Devlet malları, gerek kamu hizmetlerine doğrudan tahsis edilmiş bulunan, gerek temin ettiği ekonomik ve sosyal menfaatler dolayısıyla yararlanılan bütün mallardır. Maliye Bakanlığı ve Sayıştay'ın denetiminde olan sarfiyat için işlem kolaylığı sağlamaya matuf ayrıcalık, onun Devlet malı olmaktan çıkarıldığı anlamına gelmez.

209 sayılı Kanun hükmünce kurulan, öz sermayesi tümüyle Devlet tarafından karşılanmış döner sermayeler ve bunlardan üretilmiş olan taşınır taşınmaz mal ve haklar aynı Kanun'un 3. maddesi uyarınca belirli bir kamu hizmetinin devamlılığına tahsis edilmiştir. Kuruluşun yaşaması bu sermaye ile kaim olduğuna, döner sermaye saymanlığının bağımsız kişiliği bulunmadığına göre, mahkemece borçlu isteminin tümünün kabulü gerekirken, kısmen kabulü isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz Eden: Şikayetçi vekili

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: İstek, haczedilmezlik şikayetine ilişkindir.

İstanbul Üçüncü İcra Müdürlüğü'nün 2006/160 sayılı dosyasında, karşı taraf/alacaklı şirket, borçlu şirketler aleyhine önce ihtiyati haciz kararına dayanarak 04.01.2006 tarihinde ihtiyati haciz uygulatmış; İcra Müdürlüğü'nce borçluların diğer üçüncü kişiler yanında GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Komutanlığı'nda doğmuş ve doğacak hak ve alacaklarına haciz tezkeresi yazılmasına ve ihtiyati haciz konulması için 89/1 birinci haciz ihbarnamesi çıkarılmasına karar verilmekle 04.01.2006 tarihinde 89/1 ihbarnamesi çıkarılmış; 06.01.2006 tarihinde tebliğ edilmiştir. Alacaklı devamında; kambiyo senetlerine mahsus yolla 05.01.2006 tarihinde icrai hacze girişmiş; borçlulara Örnek 10 ödeme emri çıkarılmış; ayrıca bu dosyada üçüncü kişi durumundaki GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Komutanlığı'nda doğmuş ve doğacak istihkak, para, hakediş ve benzeri alacakları üzerine haciz uygulanması için ikinci haciz ihbarnamesi de tarihsiz olarak çıkarılmış, 02.03.2006 tarihinde Komutanlığa tebliğ edilmiştir. GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Komutanlığı 10.03.2006 tarih ve 295 sayılı cevabında, tebligatı kabul etme yetkilerinin bulunmadığını, tebligatın MSB Huk. Müş. ve Dava D.Başkanlığı'na tebliğ edilmesi gerektiği bildirilmiştir. Bu talep İcra Müdürlüğü'nce reddedilmiştir. 21.03.2006 tarihinde üçüncü haciz ihbarnamesi çıkarılarak 18.04.2006 tarihinde Komutanlık adresinde tebellüğ edilmiştir. 14.04.2006 tarihinde Örnek 21/a üçüncü haciz ihbarnamesi (bildirim) tebliğe çıkarılarak Komutanlık adresinde 18.04.2006 tarihinde tebliğ edilmiş; 27.04.2006 tarihinde tebligatın MSB Huk. Müş. ve Dava D.Başkanlığı'na tebliğ edilmesi gerektiği ifade edilerek iade edilmiştir.

Bu arada Ziraat Bankası'na gönderilen 89/1 ihbarnamesi ile Gülhane Askeri Tıp Akademisi Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Komutanlığının 2939575 TOIU hesabına, döner sermaye hesabı ise haciz uygulanması istenmiş; yazının 25.05.2006 tarihinde tebliği üzerine Ziraat Bankası A.Ş. K... Şubesi nezdinde bulunan 2939576-6001 nolu hesap üzerine ve bu hesabın döner sermaye hesabı olması nedeniyle 22.05.2006 tarihinde haciz tatbik edilmiştir.

Alacaklı vekilinin diğer hesaplara da haciz konulması yönündeki talebi, Devlet malı olduklarından haczedilemeyeceği gerekçesiyle 24.05.2006 tarihli İcra Müdürlüğü kararıyla reddedilmiş; aynı tarihte sadece döner sermaye hesaplarına haciz konulmasına karar verilmiştir.

Şikayetçi Maliye Hazinesi vekili, 03.05.2006 tarihli şikayet dilekçesi ile; İstanbul Üçüncü İcra Müdürlüğü'nün 2006/160 esas sayılı dosyasından, GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Komutanlığı'na ait Ziraat Bankası A.Ş. K... Şubesi nezdinde bulunan 2939576-6001 nolu hesap üzerine, bu hesabın döner sermaye hesabı olduğundan bahisle 22.05.2006 tarihinde haciz tatbik edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, 209 sayılı Kanun'un 12. maddesine göre döner sermayeye ait malların Devlet malı olması nedeniyle haczedilemeyeceğini, ifadeyle haczedilmezlik şikayetinde bulunarak haczin kaldırılmasını istemiştir.

Yerel mahkemece; bu hastanenin 01.04.1961 tarih ve 209 numaralı Yasa kapsamında bulunan bir kuruluş olmadığı belirlenmekle istemin yasal dayanağı bulunmadığı, gerekçesi ile haczedilemezlik şikayetinin reddine karar verilmiş; şikayetçi vekilinin temyizi üzerine Özel Daire'ce karar; <...209 sayılı Kanun hükmünce kurulan, öz sermayesi tümüyle Devlet tarafından karşılanmış döner sermayeler ve bunlardan üretilmiş olan taşınır, taşınmaz mal ve haklar aynı Kanun'un 3. maddesi uyarınca belirli bir kamu hizmetinin devamlılığına tahsis edilmiştir. Kuruluşun yaşaması bu sermaye ile kaim olduğuna, döner sermaye saymanlığının bağımsız kişiliği bulunmadığına göre, mahkemece borçlu isteminin tümünün kabulü gerekirken kısmen kabulü isabetsizdir.> gerekçesi ile bozulmuş ve alacaklı vekilinin karar düzeltme istemi Özel Daire'ce oybirliği ile reddedilmiştir.

Yerel mahkemece önceki kararda direnilmiş; karar şikayetçi/üçüncü kişi vekilince temyiz edilmiştir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; üçüncü kişi durumundaki GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Komutanlığı Döner Sermaye Saymanlığı'nın T.C. Ziraat Bankası K... şubesindeki 2939576-6001 numaralı döner sermaye hesabındaki meblağın haczedilip haczedilemeyeceği, noktasındadır.

Öncelikle, konuya ilişkin yasal düzenlemelerin ortaya konulup, değerlendirilmesinde yarar vardır.

2004 sayılı İcra İflas Yasası'nın 82. maddesinin 1. fıkrasında;

<Devlet malları ile mahsus kanunlarında haczi caiz olmadığı gösterilen mallar haczedilemez.> Hükmü yer almaktadır.

Bu hükmün konuluş nedeni, 15.01.1947 gün ve 1947/14-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında <Bu hüküm, kamu hizmetlerinin düzenli ve aralıksız bir tarzda yürütülmesini sağlamak amacını güder. Devletin kendisine ait borcu ödemesi zorunluluğu, devlet kamu kişiliğinin saygınlık ve onuru gereği bulunmakta, devletten alacaklı bulunan kişilerin kovuşturma yollarına başvurmalarına gerek bulunmadan alacaklarını alabilmeleri öngörülmektedir.> şeklinde açıklanmıştır.

Görüldüğü üzere, İİK 82/1 maddesi anlamında haczedilemezlik <devlet malları> ve <özel yasalarında haczi caiz olmadığı gösterilen mallar> için söz konusudur.

Devlet mallarının neler olduğunu düzenleyen 1050 sayılı Kanun'un 2. maddesinde aynen; <Devletin emvali Devletçe tarh ve cibayet olunan her türlü tekalif ve rüsum ile Devlete ait nükut ve esham ve her türlü menkul ve gayrimenkul eşya, emval ve kıyem ve bunların hasılat ve icraatı ile bedellerinden terekküp eder.> hükmü yer almakta; günümüz Türkçesi ile ifade edildiğinde de bu hükümde <Devletin mal varlığı; Devletçe salınan ve alınan her türlü vergi ve resim ile Devlete ait nakit, hisse senedi, her türlü taşınır ve taşınmaz eşya, mal, kıymet ve bunların gelirleri, kiraları ile satış bedellerinden oluşur.> denilmektedir.

Devlet mallarının haczedilmemesi çeşitli nedenlere dayanmaktadır. Her şeyden önce, devleti niteleyen egemenliğin, buna karşı cebir (zorlayıcı güç) kullanılmasıyla bağdaşmayacağı, cebir kullanılmasının devlete tanınmış bir yetki olup, bu yetkiyi devletin kendisine karşı kullanmasının düşünülemeyeceği, devletin borçlarını, herhangi bir cebir kullanmadan kendiliğinden ödemesinin hukuk devletinin gereği olduğu, hususları bunların başında gelmektedir.

Ayrıca, kamu hizmetlerinin aksatılmadan ve kesintiye uğramadan sağlanması ve bütçenin getirdiği esasların cebri icra sonucunda öngörü dışı ihlallere uğratılmaması da esas alınmaktadır (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra İflas Hukuku, Ankara 1983, s. 294; Prof. Dr. Saim Üstündağ, İcra Hukuku Esasları, İstanbul 1984, s. 190).

Diğer yandan devlet mallarının haczi, bu malların tahsis şeklini değiştirdiğinden, devletin malvarlığında (patrimuan) ve mali hukukta devamlılığı bozarak kamu yararına zarar verebilecektir (Talih Uyar, İcra Hukukunda Haciz, Manisa 1983, s. 386).

Devlet malları, 1050 sayılı Genel Muhasebe Yasası'nın 2. maddesine göre, gerek kamu hizmetine doğrudan doğruya tahsis edilmiş bulunan, gerek sağladığı mali yarar vesaire dolayısıyla faydalanılan bütün mallardır (Prof. Dr. Ejder Yılmaz, Devlet Malları Hak ve Rüçhanlığına Sahip Malların Haczedilmemesi, Prof. Dr. Yaşar Karayalçın'a Armağan, Türkiye İş Bankası Yayınları).

Devlet malları kavramı, salt devlet tüzel kişiliği içindeki genel ve katma bütçeli dairelerin ellerinde bulunan ve idare ve muhasebesi 1050 sayılı Genel Muhasebe Yasası'na tabi malları kapsar. Devlet malları, özel mallardan ayrı birtakım hukuki karaktere sahiptir. Devlet mallarının gösterdiği bu hukuki karakter, bu malların ya doğasından, ya da kamunun kullanımına ve yararlanmasına sunulmuş bulunmasından veyahut bir kamu hizmetinin unsurunu oluşturmasından kaynaklanır. Bu karakterler, devlet mallarının özel mallar karşısındaki hukuki niteliğini belirttiği gibi idarenin bunlar üzerinde sahip olduğu hakların niteliğini, ferdin bunlar karşısındaki durumunu ve yararlanma yetkilerini de aydınlatır (Ord. Prof. Dr. Sıddık Sami Onar, İdare Hukukunun Umumi Esasları, Cilt 2, İstanbul 1964, s. 1319).

Karşılaştırmalı hukuka baktığımızda, İsviçre, Fransa ve Almanya'da kural olarak devlet mallarının haczedilebilirliği kabul edilmiştir (İsviçre İcra İflas Yasası m. 92-94, Fransa Medeni İcra Usulleri Hakkındaki Yasa m. 14, Federal Almanya Hukuk Usulü Yasası m. 882 a).

İcra İflas Yasası'nın 82/1. maddesinde yer alan devlet mallarının haczedilemeyeceği kuralının iptali ile ilgili olarak açılan davada Anayasa Mahkemesi <Devlet mallarının haczedilemeyeceğine ilişkin kural Devletin borçlarını kendiliğinden ödeyeceği ve bunun hukuk devletinin gereği olduğu esasına dayanır. Devlet mallarının haczi, bu malların kullanma biçimini değiştireceğinden, devletin malvarlığında ve mali hukukta sürekliliğe engel olarak, kamu yararına zarar verir. Uyuşmazlık konusu olayda, borcun hiç ödenmemesinden değil, bütçe olanaklarına göre, yılını aştığı için gecikerek ödemenin sağlanacağından söz edilmektedir. Devletin etkinliklerinde kamu hizmeti ve dolayısıyla kamu yararı önde geldiğine göre, bir alacaklının kişisel çıkarı için devlet mallarının haczi, diğer deyişle özel yararın kamu yararına yeğlenmesi (tercih edilmesi) söz konusu olamaz. Öte yandan, yasa önünde eşitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı olacağı anlamına gelmez. Anayasa'nın 10. maddesinde yer alan eşitlik, mutlak anlamda eşitlik olmayıp, haklı nedenlerin varlığı durumunda farklı uygulamalara olanak veren bir ilkedir. Durum ve konumdaki farklılık, hukuksal özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar ve kuruluşlar için değişik kurallar ve uygulamaları gerekli kılar. Kimi yurttaşların haklı bir nedene dayandırılarak değişik kurallara bağlı tutulmaları eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmaz. Anayasa'nın amaçladığı eşitlik eylemi değil, hukuksal eşitliktir. Aynı hukuksal durumların aynı, ayrı hukuksal durumların ayrı kurallara bağlı tutulması, Anayasa'nın öngördüğü eşitlik ilkesine uygun düşer> gerekçeleriyle 2004 sayılı İcra İflas Yasası'nın 538 sayılı Yasa ile değişik 82. maddesinin 1. bendinde yer alan <Devlet malları> sözcüklerinin Anayasa'ya aykırı olmadığı sonucuna varmıştır (Anayasa Mahkemesi'nin 21.10.1992 gün ve 1992/13 ve 1992/50 K. sayılı içtihadı).

Devlet malı kavramı, Hukuk Genel Kurulu'nun 04.10.1974 gün ve 1971/1-261 esas, 1974/1050 karar sayılı kararı ile 25.12.2002 gün ve 2002/12-1101 esas, 2002/1113 karar sayılı karar ve bu kararın karar düzeltme talebinin reddine ilişkin 26.02.2003 gün ve 2003/12-116 esas, 2003/111 karar sayılı ilamlarında da yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde ayrıntısıyla irdelenmiştir.

Özel yasalarında haczi caiz olmadığı gösterilen mallar da devlet malı olmamakla birlikte haczedilemez.

Özel yasalarda haczedilmezlik ilgili düzenlemeler başta 2510 sayılı İskan Kanunu m. 16/f, m. 30; 6245 sayılı Harcırah Kanunu m. 61; 3213 sayılı Maden Kanunu m. 40; 6831 sayılı Orman Kanunu m. 31, VI; 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu m. 61; 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu m. 121; 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu m. 67; 775 sayılı Gecekondu Kanunu m. 34/e; 2489 sayılı Kefalet Yasası m. 11; 4178 sayılı Yasa m. 12; 4933 sayılı Yasa m. 13; Türk Ticaret Yasası m. 753, m. 892/1; 7397 sayılı Yasa m. 14/3; 2821 sayılı Sendikalar Yasası m. 64/2; 657 sayılı Devlet Memurları Yasası m. 203/3, m. 207/4, m. 236; 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Yasası m. 143, m. 154/2, m. 176, m. 177/2; 1164 sayılı Arsa Ofisi Yasası; 2834 sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Yasası m. 8, m. 16/3; 1512 sayılı Noterlik Yasası m. 38/5; 854 sayılı Deniz İş Yasası m. 32 vs. olmak üzere çeşitli özel kanunlarda yer almaktadır.

Ayrıca, bu mallara örnek olarak kamu iktisadi teşebbüslerinin malları da gösterilebilir (233 sayılı KHK m. 57/2).

Son olarak devlet malları hak ve rüçhanlığını haiz mallar da haczedilemez. (Örn. Ordu Yardımlaşma Kurumu Yasası'nın 37. maddesi).

Devlet hastaneleri, devlet malları ana başlığı altında hizmet malları ayrımında kamu hizmeti ile yakından ilişkisi bulunan kurumlar kapsamında yer almaktadır.

Bu bağlamda, 04.01.1961 tarihli Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'na Bağlı Sağlık Kurumları ile Esenlendirme (Rehabilitasyon) Tesislerine Verilecek Döner Sermaye Hakkında 209 sayılı Kanun da irdelenmelidir.

209 sayılı Kanun hükmünce kurulan, öz sermayesi tümüyle devlet tarafından karşılanmış döner sermayeler ve bunlardan üretilmiş olan taşınır, taşınmaz mal ve haklar Kanun'un 3. maddesi uyarınca belli bir kamu hizmetinin devamlılığına tahsis edilmiş; kurumun yaşaması bu sermayeye bağlı kılınmış; aynı Kanun'un 12. maddesinin 1. fıkrasında açıkça; <Döner sermayeye ait bütün mallar Devlet malı hükmündedir. Bunlar aleyhine işlenen suçlar aynen Devlet malları aleyhine işlenmiş suç olarak kabul edilir ve sanıklar bu husustaki kanunlar hükümlerine göre takip olunarak cezalandırılır.> hükmüne yer verilmiştir.

Hemen burada, döner sermaye hesabı haciz işlemine konu edilen GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Komutanlığı'nın yasal konumunun da ortaya konulması gerekmektedir.

17.11.1983 tarih ve 2955 sayılı Gülhane Askeri Tıp Akademisi Kanunu'nun 2. maddesinde Kanunun kapsamı <Bu Kanun; Gülhane Askeri Tıp Akademisi Komutanlığı'nı, bu Komutanlığa bağlı eğitim ve öğretim kurumlarını ve bunlarla ilgili faaliyet ve esasları kapsar.> olarak açıklanmış; tanımlara ilişkin 3. maddesinin (a) bendinde;

<a) Gülhane Askeri Tıp Akademisi: Genelkurmay Başkanlığı’nın kuruluşunda, bilimsel özerkliğe sahip, Atatürk ilkelerine bağlı, milli şuur ve disiplini görev bilen, Türk Silahlı Kuvvetlerinin sağlık bilimleri alanında en yüksek danışma organı olan; lisans ve lisansüstü düzeyde eğitim ve öğretim, bilimsel araştırma ve yayım yapan, Türk Silahlı Kuvvetlerine muvazzaf askeri tabip ve gerektiğinde diğer sağlık bilimleri alanında askeri personel yetiştiren; kendisine ve bünyesindeki Askeri Tıp Fakültesine enstitü, yüksekokul ve benzeri kuruluşlar, eğitim hastaneleri ile diğer eğitim ve öğretim kurumları bağlanabilen ve Genelkurmay Başkanlığı’nın gerek gördüğü sağlıkla ilgili eğitim ve öğretimi de yaptıran bir yükseköğretim kurumudur.>

Aynı maddenin c) bendinde de;

<c) Askeri Eğitim Hastanesi: Gülhane Askeri Tıp Akademisi Komutanlığı'nın önerisi ve Genelkurmay Başkanlığı’nın onayı ile vazifelendirilen, 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu'nun ve Yönetmeliği'nin öngördüğü personelin muayene ve tedavilerinin, tıpta uzmanlık öğreniminde bulunan askeri tabipler ile diğer sağlık personelinin eğitimlerinin ve bu eğitim ile ilgili klinik ve laboratuar çalışmalarının yapıldığı, Türk Silahlı Kuvvetleri kuruluş ve kadrolarında gösterilen hastanelerdir.> hükümlerine yer verilmiş; 37. maddesinde <Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin idari denetimi Genelkurmay Başkanlığı'nca yapılır.>

Denilmiştir.

Aynı Kanun'un 46. maddesinde mali kolaylıklar, 47. maddesinde ise döner sermeye düzenlenmiş; döner sermaye başlıklı 47. maddede aynen;

<Genelkurmay Başkanlığı'nca Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde ve eğitim hastanelerinde döner sermaye işletmesi kurulabilir.

(Değişik: 11.06.1997-4273/5 md.) 04.01.1961 tarihli ve 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu'nun değişik 70. maddesinin birinci fıkrasında sayılan hak sahiplerinin muayene ve tedavilerine ilişkin olarak T.C. Emekli Sandığı tarafından ödenecek karşılıklar, yapılacak bağış, yardım ve vasiyetler ile muayene ve tedavi edilecek sivil kişilerden yönetmelikteki esaslara göre alınacak ücretler döner sermayeye gelir kaydedilir.

Döner sermaye işletmesinin faaliyet alanları, sermaye limitleri, sermaye ile ilgili yönetim işlerinin yürütülmesi esasları ve muhasebe usulleri, Maliye Bakanlığı'nın olumlu görüşü alınmak suretiyle Genelkurmay Başkanlığı'nın tespit edeceği esaslara göre Gülhane Askeri Tıp Akademisi ve eğitim hastanelerinin döner sermaye yönetmeliğinde belirtilir.

Kurulacak döner sermaye işletmesi, 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunu'na tabi değildir. Döner sermayeden elde edilen ve her yılsonunda kullanılmayan gelir, ertesi yılın döner sermaye gelirine eklenir. Mali yılın bitiminden başlanarak dört ay içinde hazırlanacak bilanço ve ekleri ile bütün gelir ve gider belgeleri denetim için Sayıştay'a, birer örneği de aynı süre içinde Maliye Bakanlığı'na verilir.

Döner sermaye işletmelerinden toplanan döner sermaye geliri, Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nin araç, gereç, araştırma ve diğer ihtiyaçlarına sarf edilir.> denilmektedir.

Gülhane Askeri Tıp Akademisi Yönetmeliği'nin <Döner Sermaye> başlıklı 140. maddesinde de;

<Genelkurmay Başkanlığı'nca Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde ve Eğitim Hastanelerinde döner sermaye işletmesi kurulabilir.

Döner sermaye işletmesine ilişkin usul ve esaslar Gülhane Askeri Tıp Akademisi Döner Sermaye Yönetmeliği'nde düzenlenir.> hükmü bulunmakta;

Gülhane Askeri Tıp Akademisi ve Bağlı Eğitim Hastaneleri Döner Sermaye İşletmesi Yönetmeliği'nin (12.07.1984 gün ve 18456 sayılı R.G.);

3. maddesinde, Faaliyet Alanı; <Gülhane Askeri Tıp Akademisi ve bağlı eğitim hastaneleri döner sermaye işletmelerinin faaliyet alanı aşağıda belirtilmiştir:

1) Yatak adedinin % 5'ine kadar sivil kişilerin muayene ve tedavilerini ayakta veya yatırarak yapmak,

2) Türk Silahlı Kuvvetleri Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi Başkanlığı'na yurt içinden veya yurt dışından Genelkurmay Başkanlığı tarafından belirlenecek oran veya sayıda kabul edilecek sivil hastaların muayene ve tedavilerini ayakta veya yatırarak yapmak,

3) Tıbbi faaliyet alanı ile sınırlı olmak ve Genelkurmay Başkanlığı'nın izni alınmak kaydı ile mal ve hizmet üretiminde bulunmak.> şeklinde sıralanmış;

<Sermaye limiti> başlıklı 4. maddesinde, Kuruma tahsis edilen sermayenin Milli Savunma Bakanlığı bütçesine bu amaçla konulan ödeneklerle, döner sermaye faaliyetlerinden elde edilecek kârlar, bağış ve yardımlardan oluşacağı, belirtilmiş;

13. maddesinde, Döner Sermayenin mali işleri ile muhasebe işlemlerinin Genelkurmay Başkanlığı'nca tahsis edilen kadroya Milli Savunma Bakanlığı'nca teklif edilen ve Maliye Bakanlığı'nca atanan sorumlu sayman tarafından yürütüleceği;

Yine 32. maddede, hesap işleri ve işlemlerinin Maliye Bakanlığı Döner Sermaye Muhasebesi Hesap Yönetmeliği esaslarına göre tutulacağı; ifade edilmiş, Saymanlıklar bulundukları İl Defterdarlığı'na bağlı olmakla, bağımsız kişilik tanınmamıştır.

Hemen burada vurgulamakta yarar vardır ki, devlet malları gerek kamu hizmetlerine doğrudan tahsis edilmiş bulunan, gerek temin ettiği ekonomik ve sosyal menfaatler dolayısıyla yararlanılan bütün mallardır. Maliye Bakanlığı ve Sayıştay'ın denetiminde olan sarfiyat için işlem kolaylığı sağlamaya matuf ayrıcalık, onun devlet malı olmaktan çıkarıldığı anlamına gelmemektedir.

Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; Gülhane Askeri Tıp Akademisi Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Komutanlığının Özel Kanun ve Yönetmeliklerle düzenleme altına alınmış kuruluş biçimi, çalışma sahası, işleyişi, idari denetiminin Genelkurmay Başkanlığı'na bağlı olup, bütçesinin de Milli Savunma Bakanlığı bütçesine bu amaçla konulan ödeneklerle, döner sermaye faaliyetlerinden elde edilecek kârlar, bağış ve yardımlardan oluşması, Saymanlığının Maliye Bakanlığı İstanbul Defterdarlığı’na doğrudan bağlı olup, bağımsız kişilik taşımaması da gözetilerek döner sermaye hesabının devlet malı niteliğinde ele alınması gerektiği, bu nedenle haczedilmezlik şikayetinin yerinde olduğu sonucuna varılmış; mahkemenin redde ilişkin kararı ile bu kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olmakla açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 23.01.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)