Mesajı Okuyun
Old 14-12-2010, 18:46   #12
halit pamuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Bu kararda, sanığın "aracı şikayetçiden satın aldığı" yönündeki savunmasının kanıtlanması gerektiğinden sözediyor anladığım kadarı ile.
Benim yanıt aradığım husus ise, sanığa mal ya da paranın teslim edildiğinin kanıtlanmasına ilişkin hangi delillerin kullanılabileceğidir.
Örnek:
Şikayetçi A, oğluna verilmek üzere sanık S'ye para verdiğini ama S'nin parayı oğluna vermediğini iddia ediyor, sanık da savunmasında böyle bir paranın kendisine hiç verilmediğini iddia ediyorsa; paranın sanığa teslim edildiğine dair HUMK'daki senetle ispat kuralı uygulanmalı mıdır?


Örnek üzerinden gidersek, A ile S araSındaki hukuki ilişki kesin delillerle ispatlanmalıdır, kanaatindeyim. Çünkü, BK.m.53 ü hükmü dikkate alındığında ceza mahkemesi kararı hukuk mahkemesi kararını etkiler.Bu nedenle de ceza mahkemesinde de hukuk davası ile ilgili işlerde HUMK uygulanmalıdır.

Örnek olayınızın hukuk davası ile ilgili bir iş olması nedeniyle ispatında HUMK uyarınca olması gerekir. Yani olay mahkeme aşamasına gelmişse özel hukuku ilgilendiren iş olması nedeniyle "beraat" kararı verilmelidir.

T.C.
YARGITAY
7. Ceza Dairesi
Esas : 2003/9757
Karar : 2004/10166
Tarih : 23.09.2004


YARGITAY İLAMI

Tefecilik suçundan sanık Kemal Erbaş hakkında yapılan duruşma sonunda:

Hükümlülüğüne dair AMASYA Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 2.4.2002 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi, sanık ve mahalli Cumhuriyet Savcısı tarafından süresinde istenilerek dava evrakı Cumhuriyet Başsavcılığının bozma isteyen 15.5.2003 tarihli tebliğnamesiyle daireye verilmekle dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

TCK.nun 509. maddesinde yazılı hürriyeti bağlayıcı ceza ile birlikte ağır para cezasına hükmolunmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

1- 24.3.1989 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere TCK.nun 509. maddesinden açılan davada eylemin HUMK.nun cevaz verdiği ayrık durumlar dışında tanıkla ispat edilemeyeceği, müştekinin de yazılı delil ibraz edemediğinden TCK.nun 509. maddesindeki suçun unsurlarının gerçekleşmediği, tefecilik yönünden ise dosyada mevcut takipsizlik kararında adı geçen Mustafa Yaman ve varsa başka tanıklarında dinlenerek sonucuna göre hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,

Kabule göre de;

2- Yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden hürriyeti bağlayıcı cezanın teşdiden verilmesi,

Yasaya aykırı, sanık ve mahalli Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 23.9.2004 günü oybirliğiyle karar verildi.