Mesajı Okuyun
Old 22-04-2008, 13:23   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

1. Sebepsiz zenginleşme davalarında borçluyu ayrıca temerrüde düşürmeye gerek kalmaksızın sebebsiz iktisabın gerçekleştiği tarihten itibaren temerrüt faizi yürütülür .

2. Zamanaşımı def'i 10 günlük cevap süresi dışında ileriye sürülmesi halinde, buna muaafakat edilmediğinin açıklanması gerekir. Muaafakat edilmezse zamanaşımı dikkate alınmaz. Fakat alacaklı açıkca zamanaşımının 10 günlük cevap süresi içinde ileriye sürülmesine izin verilmediği bildirilmezse veya cevapsız bırakılırsa yada izin verilmesi durumuna değinmeden zamanaşımı yoktur gibi bir savunmada bulunulursa; o takdirde zamanaşımı def'i dikkate alınır.
Saygılarımla.
T.C.
YARGITAY
ONBİRİNCİ HUKUK DAİRESİ
ESAS KARAR
2001/4464 2001/7553

YARGITAY KARARI

MAHKEMESİ : Karamürsel Sulh Hukuk Mahkemesi
GÜNÜ : 27.02.2001
SAYISI : 2000/205 - 2001/85


Taraflar arasında görülen davada Karamürsel Sulh Hukuk Mahkemesi'nce verilen 27.02.2001 tarih ve 2000/205 - 2001/85 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı temsilcisi tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, kamu kurum ve kuruluşlarının vadesiz mevduat hesaplarına 12.07.1997 tarihine kadar Başbakanlığın ilgili genelgeleri uyarınca uygulanmakta olan % 50 oranındaki faiz oranının, daha sonra yürürlüğe giren genelge uyarınca bu tarihten itibaren % 5 oranında tahakkuk ettirilmesi gerekirken, davalının müvekkili banka şubesindeki vadesiz mevduat hesabına, sehven 12.07.1997 tarihinden 31.12.1998 tarihine kadar % 50 oranında faiz işletildiğinin sonradan anlaşıldığını, davalının bu süre içerisinde 133.045.382.-TL anapara tutarında haksız iktisapta bulunduğunu, 01.01.1998 tarihinden dava tarihine kadar işlemiş faizi ile bunun BSMV'si toplamı olan 194.589.140.-TL ile asıl alacak olmak üzere toplam 327.634.522.-TL alacaklarının olduğunu ileri sürerek, bu meblağın dava tarihinden itibaren faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin temerrüte düşürülmediğini, dolayısıyla hükmün kesinleşme tarihinden itibaren faiz istenebileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, fazla ödenen faiz miktarının 126.061.782.-TL olduğu, bu tür davalarda gecikme faizinin yürümesi için ihtar veya dava gerektiği, oysa davalıya ihtar gönderilmediği gerekçeleriyle, davanın dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin 6.983.600.-TL ile talep edilen işlemiş faizi ve BSMV'si toplamı 194.589.140.-TL.ya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, yanlışlıkla yapılan ödeme nedeniyle davalının haksız iktisap ettiği ileri sürülen alacağın BK.nun 61 vd. maddeleri uyarınca istirdadına ilişkindir.
Taraflar arasındaki çekişme, dava konusu alacağa istenilen faizin hangi tarihten itibaren başlatılması gerektiği noktasında toplanmaktadır.
Dairemiz'in yerleşik uygulamasına göre, bu tür davalarda haksız iktisapta bulunan tarafın temerrüte düşürülmesine gerek olmaksızın, haksız iktisap tarihinden itibaren temerrüt faizi yürütülmelidir. Gerçekleşen sebepsiz zenginleşme hallerinde, zenginleşme anından iade anına kadar açık kredi ilişkisi nedeniyle davalılardan bu para için faiz istenebileceği, bu faizin BK.nun 63 ncü maddesinde öngörülen "zenginleşmede iade" kapsamı içinde olduğunun kabulü gerektiği doktrinde genellikle benimsenmektedir. (Bkz.Dr.H.Becker, İsviçre MK.şerhi, BK.madde 63 şerhi, sh.392, A.Von Tuhr, Borçlar Hukuku Umumi Esasları, çeviri, sh.438. Dr.M.Turgut Öz Öğreti Ve Uygulamada Sebepsiz Zenginleşme, İst.1990, sh.173-175)
Somut olayda, davacı vekili, dava dilekçesinde; 01.01.1998 tarihinden itibaren faiz istemiş ve bu tarihin davalının haksız iktisaba başladığı tarih olduğunu temyiz dilekçesinde ileri sürmüştür. Oysa, dava dilekçesindeki anlatımdan 12.07.1997 - 31.12.1998 tarihleri arasında kalan dönem için davalıya % 5 yerine % 50 oranında kapital faizi uygulanarak, ödeme yapıldığı anlaşılmakta olup, iddia edilen fazla ödemenin hangi tarihte yapıldığı dava dilekçesinde belirtilmediği gibi, bu noktada dosyada ve bilirkişi raporunda da bilgi ve belge bulunmamaktadır.
Bu durumda, mahkemece, faizin başlangıcına esas haksız iktisap tarihinin hangi tarih olması gerektiği üzerinde durulmak, davacı taraftan açıklama ve delil istenilmek, talep edilen tarih de dikkate alınarak, tesbit edilecek tarihten itibaren geçmiş günler faizine hükmedilmek gerekirken, ihtarda bulunulmadığından bahisle dava tarihinin faizin başlangıcına esas alınması doğru olmamış, bu şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 08.10.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.